Last Updated on 21 Nisan 2017 by Yaşar Çelik
Marmaris, ulaşım ve turizm ayağıyla ülke kalkınmasında önemli rol oynayan Türk Denizciliği’nin temsilcilerini ağırladı. Turizm mevsiminin açılışı sayılan Turizm Haftası’na denk gelen 19 Nisan’da Marmaris Netsel Marina’da gerçekleşen panele katılanlar arasında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka, TOBB Başkan Yardımcısı Halim METE, Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Turk P&I Genel Müdürü Remzi Ufuk Teker, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar, Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu, Deniz Ticaret Odası Marmaris Şubesi Yön. Kur. Bşk Hasan Mengi, Deniz Turizm Birliği Derneği Başkanı Erkan Özatağ yer aldı.
Deniz turizminden- taşımacılığa, denizlerde güvenlikten- su araçları sorumluluk sigortalarına kadar birçok konunun masaya yatırıldığı panelde; Türkiye’nin deniz turizmi ve taşımacılığı açısından öne çıkan bölgelerinde emniyet ne durumda? Deniz ulaşımı ve turizminde, güvenli şekilde yelken açabilmek için “Su araçları Sorumluluk Sigortası” yaptırılması zorunlu iken, kimler ne kadar bu sorumluluğu yerine getiriyor? Can ve mal güvenliği, çevre koruma hangi noktada? gibi birçok soru cevabını buldu.
Panelde “denizcilik sektörü için sigorta olmazsa olmazdır. Sigorta, medeniyettir, güvencedir. Denizlerde dolaşan her bir kişinin hayatı bizler için çok değerli” diyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka “341 milyar Dolarlık dış ticaretimizin kıymet bazında bakıldığında yüzde 58’i deniz yoluyla taşınıyor. Hacimsel baktığımızda bu oran yüzde 87’ye denk geliyor. Yani dünya standartlarında denizi kullanan bir ülkeyiz. Denizcilik sektörü milli ekonomimiz içerisinde yüzde 9’luk paya sahip. Sahil şeridi boyunca 172 adet uluslararası trafiğe açık, sertifikalı limana sahibiz. Bu limanlarda yıllık 430 milyon ton yük gemilere indirilip bindirilmekte. Yat inşaatında Türkiye hem kapasite, hem dizayn ve üretim bakımından dünya sıralamasında üçüncü sırada. Bu da zaten deniz turizmine yansımasıyla kendini gösteriyor. Yaklaşık doğrudan 30 bin kişinin istihdam edildiği bir sektör. 61 adet marina alanıyla 25 bin tekneye yat bağlama kapasitesi sunuyoruz. 22 Adet gemi geri dönüşüm tesisine sahip Avrupa’daki tek ilkeyiz. Yaklaşık 2 milyona yakın yolcu ile çok önemli bir kurvaziyer destinasyonumuz var. Son zamanlarda hükümetimiz tarafından deniz turizmi ile ilgili çok önemli düzenlemelerimiz var. Bunların başında Türk Bayrağı’na geçiş ve denizciliğe sağlanan destekler geliyor” dedi.
Türkiye’de Su Araçları Sorumluluk Sigortası yapan tek şirket Türk P&I…
Türk kara sularına 2016 yılında 491 adet gemi ile 529 bin 567 yabancı uyruklu yolcu taşındı. Deniz turizm araçlarının yolcu kapasitesi 105 bin adetken yıllık taşınan yerli/yabancı turist sayısının ise 3,5 milyonun üzerinde olduğu öngörülüyor. İç hatlarda taşınan yolcu sayısı ise 164 milyon. Deniz trafiği bu kadar yoğunken ve taşınan kişi sayısı bu kadar yüksekken akıllara hem araç sahiplerinin hem de yolcuların can güvenliği nasıl sağlanıyor? Riskler nasıl karşılanıyor? soruları akla geliyor. Türk Ticaret Kanununa göre deniz araçlarının tonajı 300 Grosston ve üzerinde ise veya 12’nin üzerinde yolcu taşıyor ise P&I (Su Araçları Sorumluluk Sigortası) kullanımı zorunlu. Bu alanda uzmanlaşarak uluslar arası standartlarda hizmet veren ve yaklaşık 2.000 sigortalı deniz aracını portföyünde bulunduran tek kurum ise Türk P&I… Turk P&I Pazarın yüzde 90’ına hakim… Su araçlarının gövde ve sorumluluk sigortalarını tek bir çatıda toplayan Türk P&I, 1 Milyar $’a kadar sorumluluk teminatı verebiliyor.
Deniz turizmi mutlak sigorta koruması altına alınmalı!
Deniz Turizm araçları arasında P&I sigortası kullanımı dahili kabotajda ne yazık ki çok yaygın değil. Sadece Yunan Adalarına ve Uluslararası sefer yapan turistik deniz araçları ile hatlı yolcu taşımacılığı yapan deniz araçları arasında P&I sigortası kullanımı yoğunlukta. Toplam deniz aracı sayısına bakıldığında P&I sigortalı deniz aracı sayısının %5 oranının altında olduğu öngörülüyor. Yani Türkiye’de hem deniz aracı sahipleri hem yolcular herhangi bir kaza riskine karşı korumasız… Marmaris’te gerçekleşen panelde konuşan Türk P&I Genel Müdürü Remzi Ufuk Teker “Türkiye’nin dört bir yanının sularla çevrili olduğunu ve deniz turizminin turizm gelirlerinde çok önemli bir kanal olduğunu düşünürsek gerek yolcu tarafında gerekse gemi ve teknelerin sigortalanması tarafında daha hassas olunması gerektiğini düşünüyoruz. Olası risklerin karşılanabilmesi karşılıklı mağduriyetlerin yaşanmaması için sigorta denetimlerinin yapılması da bu noktada daha çok önem kazanıyor. Yolcular tarafından bakıldığında uygun teminata sahip olunmaması olası kazalarda oluşabilecek ölüm veya maluliyette mağduriyetler yaşanmakta, işletme açısından bakıldığında ise yolcuların haklarını aramaları durumunda tabi olacakları sorumlulukları karşılamaları zorlaşmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda ciddi kazalar meydana geldi. Bunlardan en çarpıcıları Bodrum ve Antalya’da yaşandı. Kazalarda hayatını kaybeden turistlerin tazminat talepleri karşısında işletmeciler ödeme yapmakta zorlandı. Bu konuyu uluslararası krizler açısından da ciddiye almak gerekiyor. Olası kazalarda yolcu sigortalarının yapılmamış olması ciddi krize bile sebep olabilmektedir. Bu açıdan öncelikle deniz turizmi mutlak sigorta koruması altına alınmalıdır. Mevzuatta uygun limit olmaksızın teknelerin liman çıkışlarına izin verilmemesi, denetimlerin çok iyi yapılması gerekmektedir” dedi.
Yolcular P&I sigortasını sorgulamalı!
Türkiye’de riske en açık araçlar arasında günübirlik tur yapan tekneler geliyor. Bu araçların çalışma müsaadeleri Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından veriliyor. Bu teknelerin her yıl yenilemek zorunda oldukları denize elverişlilik belgelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı sigorta zorunluluğu isterken 3. şahıslara karşı teminat limitleri belirtilmiyor. Seferlere katılan yolcular sigortalı görünse de ne yazık ki tazminat limitleri yok. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Liman Başkanlıklarının gezi teknelerinin sigortasız denize açılmalarına müsaade etmemesi gerektiğini ifade eden Türk P&I Genel Müdürü Remzi Ufuk Teker “ denizde kazalar kara ulaşımına göre az olsa da hasarları ne yazık ki büyük oluyor. Burada yolculara da büyük görev düşüyor. Tavsiyemiz sigortasız araçlara binmemeli ve sigortayı sorgulamalıdır. Aksi takdirde herhangi bir olumsuz durumda hiçbir şekilde yasal haklarını temin edemezler. Türk P&I gezi tekneleri için sunduğu sigorta ürünlerinde, yolcular, çevre, mürettebata karşı tüm sorumluluklar sigortalanıyor” diyor.
Türk P&I kazaların çevresel risklerini de teminat altına alıyor.
İşletme sahiplerinin çevreye karşı verebilecekleri zararı da sigorta kapsamı altın alan Türk P&I , çevre kirliliği risklerini gemi kaynaklı ve kıyı tesisi olarak 2 kısıma ayırıyor. Gemi kaynaklı risklerin teminatını P&I sigortacıları sağlarken, gerçekleşen kazalar sonucu 1 milyar $ limite kadar teminat sağlanıyor. Teminatın içeriği temizlik masrafları, ekolojik etkilerin giderilmesi, kaza neticesinde yerel otoritenin uygulayacağı cezalar, enkaz varsa enkazın işaretlenmesi ve kaldırılması, dolaylı olarak etkilenmelerin (balıkçılık, turizm gibi ana sektörlerin) tazmin edilmesi ve ölüm ve yaralanma neticesinde tedavi masraflarını karşılıyor. Tankerler ile ilgili önemli vakalarla karşılaştıklarını belirten Ufuk Teker, “ oluşan zararları hızlıca tazmin ediyoruz. P&I sigorta teminatı bulunmayan hadiselerde hem müdahalede gecikmeler yaşanıyor hem de tazmin noktasında finansman sorunları ortaya çıkıyor. Çevreye verilen ve geri dönüşü olmayan zararlar da cabası… Türkiye’ye yıllık 37 bin gemi geliyor, bunların P&I kalitesi sorgulanmıyor. Bu da olası kazalarda enkaz kalıntıları ve çevre kirliliğine sebep oluyor. Türkiye’de 160 adet kaldırılmamış enkaz gemi, 50 adet sigorta teminatı olmayan hayalet gemi olarak nitelendirdiğimiz ve süreç içerisinde batmaya mahkûm gemi mevcut. ” diyerek tamamlıyor.
Türkiye turizminin gözbebeği deniz turizmi…
P&I sigortası ile sağlanan geniş teminat, işletmeler açısından faaliyetlerini kaza sonrasında devam ettirebilmeleri için hayati önem arz etmekte. Özellikle turizm açısından deniz turizminin payı düşünüldüğünde gerek risklerin ortadan kaldırılması gerekse güvenli denizcilik ve yolcu güvenliği uluslararası platformlarda ciddi bir öneme sahip. Deniz Turizm gelirleri 2016 yılında 3.4 milyar Dolar, genel turizm gelirleri içerisinde deniz turizminin payı 20%…Bu anlamda P&I sigorta teminatı olmazsa olmaz diyen Ufuk Teker “turizm açısından bakıldığında, kaza neticesinde oluşan mağduriyetlerin sigortacı tarafından çözümlenmiş olması, deniz turizm sektörünün tamamını etkilemeden sorun giderilmiş olacaktır. Memnun turist daha çok turist demektir” dedi.
Türk P&I, 145 ülkede 370’in üzerinde temsilcisiyle hizmet veriyor.
Türkiye’de yat sigortacılığı konusunda da uzman marka olan Turk P&I hem yerli hem yabancı bayrakta risk kabul ediyor. Yabancı bayraklı Türk sahipli uluslararası sefer yapan gemilere de güvence veren Türk P&I, 145 ülkede 370’in üzerinde temsilciden oluşan ekibiyle dünyanın dört bir yanında sigortalılarına hizmet veriyor. Ayrıca yabancı bayraklı ve yabancı sahipli teknelere de sigorta hizmeti veriliyor.
Türk P&I klasik koruma ve tazmin sigortası dışında; küçük yolcu gemileri ve feribotlar için sorumluluk sigortaları, balıkçı tekneleri için sorumluluk sigortaları, dalış okulu ve tekneleri sorumluluk sigortaları, turistik tekneler dahil olmak üzere özel ve ticari yat sorumluluk sigortaları, tekne ve makine sigortası / Gövde Harp Sigortası / Artan Değer Sigortası, diğer 3. şahıs sorumluluk sigortaları (Terminal İşletenleri Yasal Sorumluluk Sigortası, Gemi Tamircisi Yasal Sorumluluk Sigortası vb.) sunmakta. Bu sigortalar karşılığında Türk P&I tarafından teminat altına alınan riskler arasında kişisel yaralanma/ölüm / hastalık, çatma – çatışma, enkaz kaldırma, sabit veya yüzer cisimlere verilen zararlar, kirlilik, çeki masrafları, yük hasarı / eksiklik, cezalar, kaçak yolcular yer alıyor.