İstanbul Valisi Vasip Şahin, “Ülkemizin, milletimizin imajının farklı ve kötü bir şekilde oluşmasını sağlamaya kimsenin hakkı yoktur. Bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Milyon Taşı Huzur İstanbul Turizm Güvenliği Projesi ile bu çalışmalar daha bir ivme kazanacak ve daha da yükselecek. Böylece hem İstanbul’umuzun hem de ülkemizin bu sorununu kısa zamanda gündemden çıkarmış olacağız.” dedi.
İstanbul Valiliği’nin koordinasyonunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen “Milyon Taşı Huzur İstanbul Turizm Güvenliği Projesi”nin tanıtımı Sultanahmet Meydanı’nda yapıldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü mehter takımının gösterisinin ardından saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.
İstanbul Valisi Şahin, yaptığı konuşmada İstanbul’a göreve geldiğinde turizm sektöründen ziyaretçilerinin olduğunu, herkesin ortak bir şekilde hem güvenlik, hem de hanutçuluk konusuyla ilgili derdi bulunduğunu aktardı.
Hanutçuluğun ülkemize yakışmayan davranış şekli olduğunu dile getiren Şahin, “Hanutçuluk sorunu çok yoğun gelince ‘ne yapabiliriz?’ diye toplantı yaptık. En sonunda bir vali yardımcısı arkadaşımız başkanlığında emniyetimiz, il kültür müdürlüğümüz, diğer kamu ve özel sektör kurumlarından ekipler oluşturarak faaliyete başladık. Hamd olsun gelinen nokta itibariyle epeyce bir hizmet yapıldı, gelişme sağlandı. Tabii henüz işimiz bitmedi.” ifadesini kullandı.
Sıfır sorun kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini anlatan Vali Şahin, şöyle devam etti:
“Biz bunu hak etmiyoruz, hak etmedik. Bu kadar misafirperverliğiyle, yerli yabancı turiste ikramıyla, iyi davranmasıyla meşhur olan bir toplum, bir millet, buradaki görüntüyü hiçbir zaman hak etmiyor. Şu an geldiğimiz seviye azımsanamayacak bir yerdir. Sultanahmet, Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı civarında hanutçuluk hemen hemen sıfırlandı. Talimhane civarında da aynı şekilde. Şimdi diğer bölgelere, Mahmutpaşa olmak üzere vatandaşımızın da yoğun ilgi gösterdiği, zaman zaman yerli vatandaşın da rahatsız edildiği o kötü görüntüyü önlemeye yoğunlaştık. Bunun yanında yine bizim turizmimizi etkileyen, olumsuz bir görüntü oluşmasına sebep olan taşımacılıkta ilgili soruna da bir taraftan el attık. Orada da alacağımız epeyce bir mesafe var. İnşallah onu da taşımacı esnafımızla, sektörde birlikte ortak bir tavırla ve ortak bir metotla onun da üstesinden geleceğiz.”
Hem güvenlik hem de turizm noktasında kendilerini meşgul eden bir başka hususun da günübirlik evlerin kiralanması konusu olduğunu hatırlatan Şahin, “Bunların da oluşturduğu hem düzensizlik hem kayıtsızlık hem de güvensizlik özellikle ülkemizin imajını yaralayan farklı bir görüntüye yol açıyor. O konuyla da ilgili 39 ilçemizde 40 ekiple bu çalışmalar yapılıyor. 2017’nin ocak, şubat, mart aylarında 2 bin 190 denetim yapılmış, 3 milyon 59 bin lira da ceza yazılmış. Bu artarak devam edecek. Bizim insanımızı gelen yabancı misafirimizi kimse rahatsız edemez, buna hakkı yoktur.” diye konuştu.
Vali Şahin, “Ülkemizin, milletimizin imajının farklı ve kötü bir şekilde oluşmasını sağlamaya kimsenin hakkı yoktur. Bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Milyon Taşı Huzur İstanbul Turizm Güvenliği Projesi ile bu çalışmalar daha bir ivme kazanacak ve daha da yükselecek. Böylece hem İstanbul’umuzun hem de ülkemizin bu sorununu kısa zamanda gündemden çıkarmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
– “Ekiplerimiz turistlerin güvenliği için 7 gün, 24 saat çalışacak”
İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan ise bacasız fabrika olarak adlandırılan turizmin ülke ekonomisine katkısının aşikar olduğunu, bu nedenle turizm potansiyelinin artırılmasının büyük önem arz ettiğini anlattı.
“İstanbul’umuz tarihiyle, doğal güzellikleriyle, boğazıyla ve özellikle tarihi yarımadasıyla dünyada eşsizdir. Buna rağmen turizmden aldığımız pay bizi mutlu etmemektedir.” diyen Çalışkan, bunu sağlayacak tarihi yapılara, doğal güzelliklere ve otellere fazlasıyla sahip olduğumuzu hatırlatarak, ancak turistlerin ülkemize rahatça gelmeleri için güvenlik olgusunun önemine vurgu yaptı.
Ülkemize gelecek turistlere daha fazla güvence vermek durumunda olduğumuzu aktaran Çalışkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milyon Taşı Huzur İstanbul Turizm Güvenliği Projesi ile İstanbul’u, tarihine uygun olarak dünya turizminde marka haline getirmeyi, turistlerin can ve mal güvenliğini en üst düzeyde sağlamayı, güvenli bir biçimde canlandırmayı hedeflemekteyiz. Bu proje kapsamında bölgelerde yapımı tamamlanan turizm polisi irtibat noktalarında görevli personelimiz, ilimize gelen turistlerin karşılaştıkları sorunları anında ve yerinde çözüm üreteceklerdir. Turistik yoğunluğun olduğu bölgelerde nitelikli personelden oluşturduğumuz motorize devriye ve yaya devriye ekiplerimiz, özel araçlarımız, turistlerin güvenliğini sağlamak amacıyla 7 gün, 24 saat çalışmalarına bugün itibariyle başlayacaklardır. Bu kapsamda 24 saat esasına göre turistlerin ulaşım, eğlence ve konaklama alanlarında denetimler daha etkin gerçekleştirilecektir. Milyon Taşı Huzur İstanbul Projesi ile turistlerin ilimizde bulundukları tüm süreçlerde güvenlikleri en üst düzeyde sağlanacak, kendilerine rehberlik hizmeti verilecektir. Özellikle turist kafilelerinin çok özel bir program dahilinde güvenlikleri tüm birimlerce koordineli olarak yerine getirilecektir. Bu güvenlik konsepti, turistleri evlerine uğurlayacağımız ana kadar titizlikle sürdürülecektir.”
Herhangi bir taleple turizm polisine başvuran turistlere nitelikli personelin refakat edeceğini kaydeden Çalışkan, turist ülkesine dönmüş olsa dahi yapılan işlemlerin safahatıyla ilgili kendisinin bilgilendirileceğini belirtti.
– Turizm polisi kıyafetinin renk ve tasarımı Faruk Saraç’tan
Turizm polisinin imajını en doğru biçimde yansıtmak amacıyla ünlü modacı Faruk Saraç ile görüştüklerini, yeni kıyafetlerde siyah ve turuncu renklerin seçildiğini anlatan Çalışkan, “İstanbul’umuzun güven ve huzur merkezi olduğunu anlatırken, bunun anlamını yeni renklerimize yükledik. Turuncu ile sempatiyi, dinamizmi ve hoşgörüyü, siyah ile asilliği ve kararlılığı vurguladık.” dedi.
Çalışkan, böyle kapsamlı bir projenin İstanbul’umuzda başlatılmasının kendilerini gururlandırdığını, Milyon Taşı Huzur İstanbul Projesi’nin tüm dünyada turizm güvenliğine de örnek olacağını düşündüğünü bildirdi.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz da bu projenin hayata geçirilmesiyle, emniyet ile turizm ilişkisinde yeni bir dil, yeni bir söylem, yeni bir anlayış ve yeni bir yönetim tarzı modeli ortaya koyulacağını belirtti.
“Tarihçi kimliğime dayanarak Ayasofya ile ilgili bazı şeylerden bahsedeceğim” diyen Yılmaz, şöyle konuştu:
“(Ayasofya Müzesi) Şu önümdeki mabede bakarak bir hususu hatırlatmak istiyorum. Ayasofya, Hristiyanlık ve dünya tarihinin en köklü mabedidir. Tarihte bir 1204’te, bir de 1453’te iki sahip gördü. 1204’te Haçlı işgaline uğradı bu şehir. Bu işgali yapanlar, Kudüs’ü Müslümanların elinden almak üzere yola çıkan Haçlı ordusuydu, Katoliklerdi. Ortodoks olan bu şehri kuşattılar. Bizim inancımızda ve medeniyetimizde mabetler hangi dine mensup olursa olsun, hep hürmetle anılmışlardır. Ama 1204’te bu mabed, dünya tarihinin görmediği bir katliamı gördü. Ve Haçlılar bu mabede atlarla, katırlarla, eşeklerle girdiler. Kıymetli eşyaları talan ettiler. Öyle ki, hayvanlar yükün ağırlığından yürüyemez hale gelince öldürdüler ve leşlerini bırakıp ziynet eşyalarını alıp gittiler. Şimdi, 249 sene sonrasına atıfta bulunmak istiyorum. 1453’te yine burada, Fatih Sultan Mehmet bu mabedin önüne geldi ve şehir halkına ‘canınızla, malınızla, inancınızla, namusunuzla bana emanetsiniz, korumam altındasınız’ dedi. İşte tam bu konuşmayı yaparken bir Yeniçerinin, Ayasofya’nın mermerini kırdığını gördü. Hemen onu durdurdu ve kızdı. Ayasofya’ya kesinlikle zarar verilmemesini sağladı. Bu proje bana 1453’teki bu tarihi ruhu ve şuuru da hatırlattı.”