Last Updated on 5 Haziran 2017 by Yaşar Çelik
Yelkencilerin gizli cenneti olarak bilenen Lipsi adası, henüz kitle turizmiyle bozulmamış sakin küçük bir ada. Güneydoğu Ege’de bulunan adacık gruplarından oluşuyor. Leros adasının kuzeyinde ve Batnaz adasının doğusunda 16 km kare yüz ölçümü ve 36 km kıyı şeridiyle sadece 600 kişinin yaşadığı muhteşem bir ada. Buraya gelen çoğu İtalyan ve İngiliz adada tanıştığı yerli erkeklere aşık olup burada kalmış bu sebeple adı aşıklar adası olarak da biliniyor.
LİPSİ –EGE’DE NOSTALJİ YAPABİLECEĞİNİZ 600 KİŞİLİK GİZLİ BİR CENNET ADA
Yunan adalarından büyülenmemek mümkün değil. Yelkene olan tutkum beni her seferinde yeni yerler keşfetmeye sürüklüyor. Gördüklerim, dinlediklerim ve yaşadıklarımla her seferinde yaşam sevinciyle doluyorum. Bu kez Bodrum’dan yola çıktım ve uzun zamandır görmek istediğim Patmos’a doğru yola çıktım. Havanın birden bozması nedeniyle harika iki yunan adası olan Laros ile Patmos arasında bulunan Lipsi’ye sığındım.
Birçok Yunan adası gördüm ve her biri değişik özellikleriyle büyüledi beni ancak tesadüfen sığındığım bu adaya hayran kaldım.
KENDİ KENDİNE YETEN TEK ADA HER ŞEY ORGANİK
Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar bir yerleşim yeri olan Lipsi adası yelkenciler ve kafasını dinlemek isteyenler için bulunmaz bir destinasyon. Lipsinin aynı adlı geniş limanı, oldukça korunaklı bir koyda yer alıyor. Limanın her iki yanında da demirleyecek yerler var. Geceliği sadece 7 Euro. Elektrik ve su isterseniz ekstra 6 Euro ödüyorsunuz. Kuşadası ve Bodrum’dan feribot ile ulaşım da çok kolay.
Yelkenciler için bulunmaz bir destinasyon
Adaya varır varmaz inanılmaz bir huzur hissettim. Buraya daha çok İtalyan ve Türklerin geldiğini öğrendim. Ayrıca İtalyanlar küçük küçük gruplar oluşturmuş her yıl bir ay gelip burada kiraladıkları evlerde kalıyorlarmış. Hatta bazı İtalyan kadınlar butik, küçük el işleri satan mağazalar açmış yılın altı ayı burada kalıyor.
Lipsi kafa dinlemek ve nostalji yaşamak için harika bir yer
İtalyanlar da öyle diyor. Artık popülerleşen ve modernleşen İtalya sahillerinde bu tür yerleri görmenin mümkün olmadığını söylüyorlar. Lipsi, kesinlikle gelecek yıllarda daha da popüler olacağa benziyor. Sokaklarında dolaşırken keçi sürülerine, eşekler üzerinde yolculuk yapan yaşlılara rastlamanız mümkün.
Adada birçok kişi şarapçılık geleneğini sürdürüyor. Sayısız bağa sahip ve çok özel şaraplar üretiliyor. Lipsinin nüfusu 600 civarında. Her yıl Ağustos ayında gerçekleştirilen şarap festivalinde ve sezonda nüfus ikiye katlanıyor. Büyük projeler yasak olduğu için harika manzaralı butik oteller var. Büyük oteller ya da doğallığı bozacak hiçbir şey yok.
NEREDE, NE YENİR?
Adada yetiştirilen hemen hemen her şey sertifikalı ve organik. Neredeyse bütün restoran sahipleri kendi tarlalarında ürettikleri meyve ve sebzeleri kullanıyor yemeklerinde.
Lipsi’de gerçek adalıların hazırlayabileceği yemekler pişiriliyor. Dar sokak aralarındaki restoranlar da sahildeki restoranlar kadar popüler. Adanın büyük çoğunluğunda balık üzerine hazırlanmış bir mutfağa sahip.
Adanın en lezzetli yemeklerini limanın hemen sol tarafında yer alan Cylpso’da yedim. 39 yaşındaki Nicolas Maggos babasından devraldığı bayrağın 45 yıldır dalgalanmasını sağlıyor.
Harika bir aile restoranı. Yunan adalarındaki diğer adalarda bulunan restoranlarda karşılaştığımız gibi burada da anne Alexsandra sabahın erken saatlerinde mutfağa giriyor. Restoran akşamları tıklım tıklım dolu. Orfoz çorbası için konuklar günler önceden sipariş veriyor. Kesinlikle anne Alexsandra’nın özel yapımı olan çorbasını tatmanızı öneririm. Ayrıca barbun carpaccio ve tuna tartar da buraya özel lezzette. Ağzınıza atar atmaz dağılan patatesli kuzu yemeği muhteşem. Deniz kestaneli makarna ve her gün taze gelen barbunun da tadına doyum olmuyor. Restoran mart ayından ekim sonuna kadar açık.
Lipsi’nin ilk restoranı ve buradaki sebze meyve kendi tarlalarından geliyor. Harika lezzetler. İki kişi başlangıç, ana yemek, tatlı ve içecekler için 50 Euro ödüyor, ayrıca çok çok özel servis alıyorsunuz.
Monalis kendi tarzına Yunan mutfağını katmış. Kayısılı tavuk, sebze soslu biftek, limon soslu Lipsi kuzusunu denemenizi tavsiye ederim. Gurme mutfağın modern ortamında bölgenin halis yemekleri hayata yeniden geri dönmüş adeta.
Adanın en popüler mezecisi Ouzeri Kargnaio, limanda harika manzarasıyla en çok tercih edilen yer. To Pefko tavernada ise eğlence sezonda sabahlara kadar sürüyor.
ADANIN İLK TAŞ FIRINI YAZ KIŞ 24 SAAT AÇIK
Adanın en popüler mekanlarından biri de limanın olduğu koy manzarasının içerisindeki Kairis isimli unlu mamuller.
Otantik bir havası olan Kairis, 14 yıldır Nikitas Kairis tarafından işletiliyor. Doğan unlar kullanılıyor ve ekmekler taş fırında pişiriliyor. Yıllar önce Rodos’a para kazanmaya giden Nikitas, hep bir gün buraya dönüp bu bölgeyi turistik bir yere dönüştürmenin hayalini kurmuş. “Bu hayalimi gerçekleştirdim” diyen Nikitas, en iyi müşterilerinin daha doğrusu dostlarım dediği kişilerin Türkler olduğunu söylüyor. Nikitas, her yıl Ramazan ayından sonra Türk dostlarını beklemeye başlıyormuş.
Burası Lipsi’nin tek pasta börekçisi ve 24 saat açık. 21 kişi çalışıyor. 14 çeşit un kullanılıyor. Patmos’a ve diğer adalara buradan ekmek gönderiyorlar.
Yunan tatlılarının en lezzetlileri yapılıyor burada. Yıllar önce burada hiç bu tarzda bir yer yokmuş Nikitas Lipsi’ye döner dönmez burayı açmış. En popüler tatları; Peynirli börek, pek çok şekilde hazırlanan Pouggi tatlısı, kızdın yağ ve çatal yardımıyla şekillenen “dipla” fırının en popüler tadı. Ayrıca ev yapımı dondurması harika mango sorbe ve sakızlı dondurmanın tadına doyamadım.
Turistlerin ve yerli halkın buluşma mekanına dönüşmüş. Kekler veya peynirler için kullanılan süt yörenin kendi ineklerinden taze sıkılmış sütlerden yapılıyor.
TRELOFETA’YI TATMAK İÇİN DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN GELİYORLAR
Lipsi’de zaman su gibi akıyor. Ada’nın hemen güneyindeki, Lira adasının çevresinde, Katsadia koyu denizcilere ana limanın dışında demirleyebilecekleri başka bir seçenek sunuyor.
Yaklaşık bir kilometrelik koy kumu ve berrak suyuyla harika bir plaja sahip. Şişme botunuzla teknenizden gelerek restoranın sağındaki iskeleye bağlayabilirsiniz. Şehir’den burası sadece taksi ile 2 dakikalık mesafede ayrıca buraya yürüyerek ulaşmanız mümkün.
Koyda bulunan Dilaila restoran, buradaki tek restoranı. Katsadia koyunda Büyüleyici bir mekan. Mekan sahibi rengarenk dekore ettiği terasında, arka bahçesinde yetiştirdiği organik sebzeleri kullanıyor. Aylar önceden randevu ile çalışan Dilaila günün her saatinde dolu. Kilometrelerce öteden ziyaretçiler sadece bu lezzetleri tatmak için geliyor.
Ahtopot ve kalamar carpaccio, ton balığı tartar, şaraplı bonfile, etli ve sebzeli veya peynirli yapılan Trelofeta gibi tüm yemekler en taze ürünlerle hazırlanıyor. Mutfak 12.30 – 23.00 arası, bar ise gece üçe kadar açık.
Yoruma kapalı.