Uzaklaşmak, gitmek, özgür olmak. Kaçmak gerek bazen… Kendinden, işinden, evinden… Şehrin ağırlığından, plazaların resmiyetinden, trafikten… Her gün aynı saatte uyanıp bir koşturmaca içinde süregelen yaşamdan kaçmak gerek bazen.
Farklı bir gökyüzüne merhaba demek. Uyandığında bambaşka pencerelerden hayatı kucaklamak. Yeşili bir başka görmek , maviye sevgiyle tutunmak. Doğanın içinde özgürleşmek gerek… Sait Faik’in dediği gibi “Seyahatler çekiyor içim” O yüzden ben Dalyan’a kaçtım.
Her geçen gün şehrin karmaşasına biraz daha gömülen insanoğlu artık özüne yani doğaya dönmenin yollarını arıyor. Doğa ve doğallık mutlululuğun sırrı aslında. Doğanın dışında beton bloklar arasında sıkışan hayatlar , mekanik yaşamlar kolaylıkları beraberinde getirirken doğadan uzaklaştırdı insanları… Şehrin sıkışan hayatları onları boğarken bazıları dışarıda olanca güzelliği ile yemyeşil bir dünyanın kendilerini beklediğini fark etti. Ve bir kaçış başladı…Sahil kasabalarına, dağ köylerine, mavi ve yeşilin kucağındaki her yer onlar için bir sığınaktı. Artık mutluluğa kaçışın tek doğanın mucizelerindeydi.
Dalyan…Doğanın kucağında uzayıp giden Calbis nehri, yeşille kuşatılmış Acropol tepesi ve hemen arkasında antik Kaunos şehri ile geçmişin gizemini günümüze taşıyan taş duvarları ile dünün ve bugünün tam ortasında. Muğla Ortaca’nın dünyaca ünlü beldesi Dalyan hemen merkezinde yörenin simgesi haline gelen kaplumbağalarıyla misafirlerine merhaba diyor. Milyonlarca yıldır bu doğal ortamda yaşayan kaplumbağalar İztuzu kumsalında heryıl binlerce yumurta bırakarak üreme dönemini Dalyan’da tamamlıyor. İztuzu kumsalında 60 gün sonra gece yumurtalarından çıkan yavrular müthiş bir ayışığı yolu ile denize ulaşıyor. Her yıl binlerce turist sessizliği ve temiz suyu seven caretta carettalar için Dalyan’a geliyor. Biz de Kaçış ekibi olarak yola çıktık … Ve ilk durağımız bu dev kaplumbağaları görüntülemek için nehrin gizemli kanallardı. Kaplumbağaların mavi yengeç kokusuna dayanamadıkları öğrendik ve bu sevimli dev kaplumbağaları görmek için şansımızı denemeye karar verdik.
Sabahın çok erken saatlerinde özel izinlerle yumurtalarından çıkan carettalarla tanışmaya gidenlerin yanında, sadece deniz ve güneşle tatilini geçirmek isteyenler de kilometrelerce uzunluktaki dünyanın en güzel 6. plajı olan İztuzu plajının tadını çıkarıyor. Kaplumbağaları kadar Dalyan’ın mavi yengeci de çok ünlü. Müthiş lezzeti meraklılarının tutkunu olduğu mavi yengeç üreme dönemlerinde av yasağı ile Dalyan’da koruma altına alınıyor.
Kanallarda yolculuğumuz sürerken elbette müthiş gizemi ile dünya tarihçilerinin gözdesi Kaya mezarları da kuşkusuz Dalyan’ın en büyük ilgi çeken görsel şaheserleri olarak karşımıza çıktı. Dalyan’da bulunan kral mezarlarını gördüğünüzde tarihin büyüklüğü karşısında ruhunuzun ezildiğini hissedeceksiniz. Zamanın tüm acımasızlığına karşın bin yıldır ayakta kalan geçmişin sırlarını geleceğe taşıyan ölümsüz kral mezarları. Denize yer yer 80 derecelik açılarla yükselen kayalık dağların içleri oyularak yapılmış olan mezarlar aklın sınırlarını zorlarken antik Kaunos kenti arkeologların gözdesi.
Dalyan’a yaşam ne kadar güzel ki su üzerinde geçiyor. Suyun üzerinde olmak ne büyük bir özgürlük. Yeşilin yüzlerce tonunun eşlik ettiği geziler de kanalları gezerken doyumsuz manzaralara tanıklık etmek mümkün.
Gezginler için vazgeçilmez tekne gezileri her sabah Dalyan’ın merkezinde kalkarak kanal boyunca yapılan gezilerin ardından kaplıcalara oradan da İztuzu plajına tur gerçekleştirerek tatilcilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Hatta bazı tekneler botanik bahçesini andırırken görenleri şaşkına çeviriyor.
Dalyan’daki şimdi ki kaçış noktamız ise çamur banyoları. Dalyan merkeze 100 metre uzaklıktaki güzellik ve çamur banyosu dünyanın dört bir yanından gelen yerli ve yabancı turistlere evsahipliği yapıyor. Sağlık Bakanlığı onaylı doğal çamur anti aging özelliği ile dikkat çekerken cildi yeniliyor, detoks yapıyor ve hatta hareket, iskelet sistemi bozukluklarında tedevi edici özelliği bulunuyor. Işığı, doğası, samimiyeti ile Dalyan Ege’nin büyüsünü keşfe çağırıyor.Çamur banyosundan sonra biraz enerjiye ihtiyacımız var diye düşünürken hemen imdadımıza tamamen organik nar suları yetişiyor.
Kaunos Antik Kenti de Dalyan için çok önemli bir yere sahip. 2500 yıllık Kaunos yarı Tanrı Kral Mezarları burada ilk günkü kadar ihtişamlı ve büyüleyicidir. Kral mezarlarını ve antik kenti izlemekten kendinizi alamıyorsunuz. Karya egemenliğindeki Kaunos bu uygarlığın sınırların içinde olmasına rağmen kendine özgü kültürü ile dikkat çekiyor. Burası Helen, Roma tarzı tiyatrosu, hamamı, agorası, dükkanları ve limanı olan bir yerleşim yeri.
Dalyan’da konaklamak için çok özel alternatifler mümkün. İster gül bahçelerinin içinde ister Muğla yöresine özgü ahşap konaklarda tatil keyfinin ayrıcalığını yaşayabilirsiniz. Her birinin tadı ve keyfi farklı.
KAÇIŞ’IN BU HAFTAKİ HİKAYESİ
Yücel Okutur…Tatillerde geldiği Dalyan’a aşık olan İstanbul’daki hayatını,işini gücünü, evini barkını bırakarak buraya yerleşen Dalyan’a büyük değerler katan bir isim. Doğada huzur bulan çocuklarını köy okulunda okutan Okutur, tüm değerlerini burada bütünleştirmiş.
FOTO:
Doğa ile barışık yaşamanın çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmanın tek yolu olduğunu belirten Ortaca, Köyceğiz Turizm Otelciler Birliği Başkanı Yücel Okutur modern bir Don Kişot. Hindistan pazarı için çalışmalar yaparak Hintli turizm acentalarını Dalyan’a gelmesinde büyük rol oynayan DOKTOB Başkanı Yücel Okutur, turizm için Hindistan ile çok önemli bağlantılar gerçekleştirerek bölgeye yeni bir açılım yarattı.
Dalyan binlerce çeşit endemik bitkisiyle de gözde. Organik tarımın merkezi haline gelmeye aday bir belde olan Dalyan’da organik dağ köyleri yeşilin içinde bir sığınak adeta. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra günümüzde tıp dünyasının da teşvik ettiği şifalı bitkiler de Dalyan’ın müthiş doğasında sağlık dağıtıyor.Burada her şey doğal… Zaten en güzeli de bu değil mi?
Rengarenk kır çiçekleri hiçbir çiçekçidekine benzemiyor Dalyan’da. Organik köyde büyük bir çiçek buketini andıran köy bahçeleri mis gibi kokusuyla sizi içine çekiyor. Bu çiçek ambiyansına bir de portakal, greyfurt ve nar ağaçları eklenince doyumsuz bir güzellik ile karşı karşıya kaldığınıza emin olabilirsiniz. Organik köyde tamamen doğal gübre kullanılarak yetiştirilen narenciye bahçeleri sofralardaki hormonlu sebze ve meyvelere baş kaldırıyor. Çünkü sağlıklı yaşamanın yolu doğadan geçiyor.
Mutluluk doğada. Doğanın uyumunu görebilmek için sadece kendinizi yeşilin ve mavinin derinliğine bırakmanız yeterli. Bir narçiçeğinin günaydını ile güne başlayıp güllerin içinde yol alabilirsiniz. Sonra yeşilin içinde doğallığın ve sadeliğin zirvesini yaşayabilirsiniz. Yeni bir hayata merhaba demek hiç de zor değil. Sadece çevreye ve kendinize yabancılaşmayın yeter. Her seyahat , her kaçış sizi yeni hayallere götürecektir. Çünkü varmak değil yol güzel. Yeni yollarda yeni kaçışlarda buluşmak dileğiyle. Hoşçakal Dalyan. Güzelliklerinle Kal…