Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinde şimdiye kadar olmadığı düzeyde bir artış sağlanarak bu gelirin tekrar eski düzeyine çekilebilmesi için bir bütçeye sahip olması umuluyordu. Hükümetin bırakın böyle bir artışa yol açacak bütçe çalışması içinde olması, görülüyor ki bütçeyi daha da düşürmüş. Genel bütçe içindeki oranı binde 55’den binde 53’e düşürülmüştür.
Deneyimli turizmci Deniz Tüfekçi, “Devleti yöneten hükümetin turizmi yok saydığının belgesidir” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Tüfekçi, “Euro bazında bir kıyaslama yaparsak, 2017 bütçesinde 945 milyon Euro olan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi, 2018 yılı için 860 milyon Euro düzeyine inmiş, reel olarak bütçe, bir önceki yıla göre Euro bazında %9 oranında yani 85 milyon Euro azalmıştır” dedi.
İşte Deniz Tüfekçi’nin yazısı:
“Devleti yöneten hükümetin turizmi yok saydığının belgesidir.
Cari açığın %30’unu bir zamanlar kapatabilen turizm sektörü, hem işlerin bozulması, hem de cari açığımızın olağanüstü artması bu oranı yarının da altına düşürmüştür.
Devlet iyi yönetilmiş olsa cari açığın azalmasına katkı sağlayan turizm sektörüne destek verirdi.
Merkez bankası kayıtlarına göre daha iki yıl öncesine kadar 31.5 milyar dolar döviz girdisi sağlayan turizm sektörü, kendisinin hiçbir dahli olmadığı sorunlar nedeniyle geçen yıl 14 milyar dolar, bu yıl da ona yakın bir girdi ile yetinmek zorunda kalmıştır. Demek ki sorun turizm gelirlerinin düşmesidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinde şimdiye kadar olmadığı düzeyde bir artış sağlanarak bu gelirin tekrar eski düzeyine çekilebilmesi için bir bütçeye sahip olması umuluyordu.
Hükümetin bırakın böyle bir artışa yol açacak bütçe çalışması içinde olması, görülüyor ki bütçeyi daha da düşürmüş. Genel bütçe içindeki oranı binde 55’den binde 53’e düşürülmüştür.
7.5 katrilyon düzeyindeki genel bütçe içinde kültür ve turizm’e ayrılan rakam 3.997 milyon lira ile sınırlı kalmıştır. Bu rakam oran olarak geçmiş iktidarlar döneminde sadece Turizm Bakanlığı bütçesi bile bunun yaklaşık 3 katı civarındaydı. Euro bazında bir kıyaslama yaparsak, 2017 bütçesinde 945 milyon Euro olan Kültür ve turizm Bakanlığı bütçesi, 2018 yılı için 860 milyon Euro düzeyine inmiş, reel olarak bütçe, bir önceki yıla göre Euro bazında %9 oranında yani 85 milyon Euro azalmıştır.
İşin daha da vahim olan bölümü ise bu bütçenin % 75’inden fazlası cari harcamalara gitmekte, personel, kira, su, elektrik, yakacak, araba alımı, araç kirası, benzin, çiçek, çikolata ikramına gitmektedir.
Dalga geçmiyorum, yazdıklarımın tamamı gerçek, bu bütçeyi hazırlayan hükümet turizmdeki yaşanan bu faciayı görmezden geliyor, açıkçası ne haliniz varsa görün diyor. Sayın bakan bile acınacak bu durum karşısında mahcubiyetini maalesef…. İle başlayan cümleleriyle ifade ediyor.
800 milyon lira olduğu söylenen teşviklerin ne olduğunu da anlatmakta yarar var.
Eskiden halıcıların, kuyumcuların dükkanlarına müşteri gelmesi için Cruise şirketlerine yolcu başı ayak bastı parası olarak ödedikleri parayı şimdi Cruise şirketleri bakanlıktan her hangi bir yükümlülük altına bile girme gereği duymadan alınan paradır. Bu para artık devlete ödetilmektedir. Adı teşvik olan bir haraçtır.
Uçak başına verilen 6000-9000 Dolar teşviğin adresi ise merkezi Cayman adaları, Malta gibi ülkelerde olan off-shore şirketleridir. Kimisinin sahibi Türk yurttaşı olsa da teşviğin adresi off shore şirketleridir, üyemiz acentaların tamamına yakını bu işe sadece aracılık etmekte, her hangi bir biçimde bu teşvikten yararlanamamaktadır.
Bence doğrusu bu bakanlığın hem hükümetin bu anlayışı nedeniyle, hem de pek yakında turizmci ve turizm olgusu kalmayacağı için kapatılmasında devletin parasını heba etmemek açısından yarar vardır.
Devlet turizmi yok saymasaydı neler yapması gerekirdi sorusunun yanıtını sanırım seyahat acentaları yöneticileri ezbere söyleyeceklerdir.
Deniz Tüfekçi”