Site icon Turizm Günlüğü

Badem çiçeklerinden sanata uzanan yolculuk: UKKSA!

Bu yıl Muğla’nın Datça ilçesinde ilki düzenlenen ve geleneksel hale getirilmesi planlanan Datça Badem Çiçeği Festivali kapsamında Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi’nin (UKKSA) gerçekleştirdiği ‘8. Knidos’un Sır’ı Festivali’, ‘Doğaya Saygı Badem Çiçeği Resim Çalıştayı’nda renkli anlar yaşandı.

Datça’nın ilçe merkezine 20 kilometre mesafedeki Yaka Mahallesi’nde, gerçekleştirilen resim, heykel, cam, seramik, edebiyat, müzik çalıştayı 10-20 Şubat tarihleri arasında kapılarını doğa ve sanatseverler için açtı.

Güneşin yüzüne aldanıp çiçeklerini açan badem ağaçları bu sefer şairlerin şiirlerine, ressamların tablolarına, heykeltraşların heykellerine ve müzik ezgilerine ilham kaynağı oldu.

Badem çiçeğinin tema konusu olduğu sanat çalıştayında birbirinden ilginç somut ve soyut çalışmalar ziyaretçileri kendilerine hayran bırakırken biz de Turizm Günlüğü olarak Badem Çiçeğinin sanat anlamında ne kadar önemli yere sahip olduğunu Can Yücel’in dizeleriyle anlatalım istedik:

“Kibrit çakıyorsun karanlıkta badem çiçeklerini görmek için,
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift sarnıç gemisi gözlerin,
Bir iş açacaksın başımıza yangın mı olur, artık bahar mı?”

Büyük üstad Can Yücel’in dizeleri bir yana dursun Datça’nın Bademleri Hollanda doğumlu art izlenimci ressam Vincent Van Gogh’un tablolarına bile yansımış…

Bu kadar değer gören ve sanatın her alanında iz bırakan Badem Çiçekleri de festival kapsamında gelen sanatseverleri şaşkınlığa uğrattı. UKKSA’nın kapısından giriş yaptığımızda bizi birbirinden güzel ve özenilerek yapılmış heykeller karşıladı. Her birine uzun uzun bakıldığında kendinizden izler bulacağınız soyut/somut temalar işlenmiş heykeller…

UKKSA hem görüntüsüyle hem de kokusuyla sizi büyüleyecek portakal ağaçlarının hemen içerisinde bulunuyor. Doğanın bu eşsiz güzellikleri sanatla bir araya gelerek ziyaretçilerine 10 günlük bir görsel ziyafet yaşattığı kesin.

‘8. Knidos’un Sır’ı Festivali’, ‘Doğaya Saygı Badem Çiçeği Resim Çalıştayı’nda sergilenen tüm tabloları tek tek inceleyen sanatseverler, Badem Çiçeklerinin işlendiği somut/soyut çalışmalara hayranlıkla baktı. Kimileri görevlilerden tabloların anlatmak istediklerini dinledi kimileri de fotoğraf çekmekten kendilerini alıkoyamadı.

Bir süre sonra Sanat Akademisi önünde toplanan sanatseverler organizasyona katılım gösteren ve ayrı ayrı konuşmalarını gerçekleştiren Belediye Başkanı CHP’li Gürsel Uçar, İlçe Kaymakamı Vehbi Bakır ve Türk şair, Yazar, Gazeteci Nihat Behram’ı dinlediler.

Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar

Datça’nın sahip olduğu doğa ve tarih güzellikleriyle en nadide yerlerden birisi olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Gürsel Uçar, “Datça’nın sanata ve sanatçıya ne kadar önem verdiğinin en güzel göstergesi, UKKSA’dir. Badem Çiçeği Festivali, bize baharın geldiğini müjdeliyor” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

 

Datça Kaymakamı Vehbi Bakır

 

Ardından mikrofonu alan Kaymakam Vehbi Bakır da Datça’nın tüm ayları ve mevsimleriyle ayrı bir güzelliğe sahip olduğunu söyleyerek “Festival ile birlikte bu günlerde ülkemizin bütün coğrafyasına, dağlarına, ovalarına baharın gelmesini diliyorum” dedi.

 

Şair Nihat Behram

Doğaya, sanata ve belki de en önemlisi insanlığa dair son sözleri ise Şair Nihat Behram söyledi: “Datça, inanın ki yeryüzünün en güzel coğrafyası ve bunu dünyanın her tarafını dolaşmış birisi olarak söylüyorum. Ülkemizin diğer coğrafyaları gibi bu coğrafyamızda karanlığın etrafında. UKKSA, bu doğa yamacında sevda için bir mücadele meclisi olarak kuruldu bize de destek olmalıyız.”

Nihat Behram, şairliğine yakışır bir şekilde konuşmasını şu dizelerle sonlandırdı:
“Acılar karşısında umudunuz kırılmasın,
Zulümden ürküp saklanma sakın,
Ddağılsın istiyorsan bu karanlık,
Isır yaralarını yürekli olmalısın!”

Tüm bunların ardından etkinlik, 500’e yakın doğa sevdalısının “Festival Yürüyüşü” ile devam etti.

Küçük molalarla tamamlanan 5 km’lik parkur sırasında bizi sevimli keçiler karşılarken ziyaretçilerde çevredeki badem ağaçları önünde içinde bulundukları zaman ölümsüzleştirmeyi de ihmal etmedi.

5 km’lik parkurun sonunda Palamutbükü ve Knidos yazılı tabelalarının olduğu yol ayrımına geldik. Burada bir seçim yapmak gerekiyordu. Bizimde yeni adresimiz Knidos Antik Kenti oldu.

Knidos’a dair her şey için tıklayın: Tarihlere sığmayan şehir Knidos

Exit mobile version