Anadolu yakasının en çok misafir ağırlayan iş ve toplantı oteli olarak dikkat çeken Crowne Plaza Istanbul Asia’nın Genel Müdürü Kudret Bülbül, “26 adet toplantı salonumuzla 10 kişiden 2 bin kişiye kadar olan tüm organizasyonlara ev sahipliği yapıyoruz” dedi.
İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, Pendik-Kurtköy bölgesinde faaliyet gösteren Crowne Plaza Istanbul Asia Hotel & Convention Center, güvenli ve konforlu bir otel olmasının yanı sıra uluslararası standartlardaki servis ve hizmet kalitesi ile de dikkat çekiyor. Şehrin yükselen prestijli iş merkezlerine, modern yaşam alanlarına ve Sabiha Gökçen Havalimanı’na birkaç dakikalık mesafedeki otel, İstanbul’un en büyük ve en eğlenceli outlet alışveriş merkezi Via Port’un da içinde yer alıyor. İstanbul Anadolu yakasının en çok misafir ağırlayan 5 yıldızlı otellerinden biri olan Crowne Plaza Istanbul Asia’nın başarılı Genel Müdürü Kudret Bülbül, turizmgunlugu.com’a özel açıklamalar yaptı.
“EXECUTIVE CLUB LOUNGE İLE UNUTULMAZ BİR KONAKLAMA DENEYİMİ YAŞATIYORUZ”
“Dünyanın önemli şirketleri tarafından sıklıkla tercih edilen ve Anadolu yakasının en çok ilgi gören otellerinden biriyiz. Otelimizin en büyük özelliği; Türkiye’nin en büyük ve en eğlenceli outlet alışveriş merkezi Via Port’un içinde olmamız. İkinci olarak da hizmet kalitemizin çok iyi olması. Hizmet kalitesi, bütün oteller için önemlidir ama bizim olmazsa olmazımızdır. Bir tek misafirimiz dahi otelimizden memnun olmadan ayrılsın istemiyoruz. Executive Club Lounge hizmetimiz bizim için çok büyük bir artı. Sıcak bir atmosferde üst düzey hizmet sunulan Executive Club Lounge ile sabahları zenginleştirilmiş kahvaltı, günün belirli saatlerinde özel ikramlar ile misafirlerimize unutulmaz bir konaklama deneyimi yaşatıyoruz. Böyle bir imkan Anadolu yakasında çoğu otelde yok. Sağlık kulübümüz de gayet güzel imkanlara sahip. Serenita Fitness&SPA’da misafirlerimizin konaklamalarını bedensel ve ruhsal bir keyife dönüştürüyoruz. 26 adet toplantı salonumuzla 10 kişiden 2 bin kişiye kadar olan tüm organizasyonlara ev sahipliği yapıyoruz. Toplamda 9 bin 840 m2’lik alanıyla düğün, davet, ürün lansmanları ve kurumsal toplantılara kadar pek çok farklı etkinliği otelimizde rahatlıkla gerçekleştirebiliyoruz. Anadolu yakasında 12 TIR alabilen başka bir salon yoktur sanırım.
“DOLULUK ORANLARIMIZ İYİ AMA ONLINE SATIŞ FİYATLARIMIZ 2015’İN YÜZDE 20-25 GERİSİNDE”
Misafirlerimiz daha çok iş amaçlı konaklamalarında bizi tercih ediyor. O yüzden de daha çok sektörel bazda bir pazarlama stratejisi izliyoruz. Zaten kongre ve iş oteli olmamızın sebebi de budur. Kongreye gelen misafirlerimiz toplantı ve iş amaçlı konaklama için otelimizde konaklıyor. Taksim veya Beşiktaş’taki oteller daha fazla mecraya hitap edebiliyor ama biz genelde sektörel bazda hareket ediyoruz. Bulunduğumuz lokasyonda çok büyük organize sanayi bölgeleri var. Oralardaki fabrikalara gelen mühendisler, denetçiler, fabrika kurulumuna gelen çalışanlar konaklamalarında bizi tercih ediyor. Tabii burada hava alanına ve organize sanayi bölgelerine yakınlık ve Via Port gibi çok büyük bir AVM’nin içinde olmamız bizi öne çıkarıyor. Yurt dışından iş amaçlı gelip otelimizde konaklayan misafirlerimiz ağırlıklı olarak Avrupa’dan geliyor ki Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere bu konuda başı çekiyor. Bir de Ortadoğulu misafirlerimiz var. Özellikle yaz dönemlerinde Ortadoğulu misafirlerimizi daha yoğun olarak otelimizde ağırlıyoruz. Otelimizin doluluk oranı genelde yüzde 70 bandında ilerliyor ama maalesef 2015 yılına göre online satış fiyatlarımız yüzde 20-25 oranında geride.
“ÖZELLİKLE OPERASYON VE SATIŞ ANLAMINDA MUHTEŞEM BİR EKİBİMİZ VAR”
Özellikle operasyon ve satış anlamında muhteşem bir ekibe sahibiz. Otelimizde her yıl 120 bini aşkın misafire hizmet veriyoruz. İş amaçlı gelen ve çok seyahat eden insanlara hizmet vermek zor iştir. Çünkü insanlar gidip görüyor, başka otelleri tecrübe ediyor. Burada bir farkınız olması gerekiyor. Bu anlamda son derece donanımlı ve eğitimli olan personelimiz, misafirlerimizin otelimizden memnun ayrılması için gereken her türlü fedakarlığı yapıyor. Çünkü bizim inancımız ve vizyonumuz da samimi ve dürüst olmaktır. Dürüst ve samimi olduğunuz sürece insanlar sizi bir şekilde anlıyor ve kendilerini evindeymiş gibi hissediyor. Çok şık bir oteliniz olabilir ama eğer personeliniz de aynı kalitede değilse, o sıcaklığı hissedemezsiniz. Otelimizi ısıtan ve misafirler için cazip kılan buradaki ekiptir, personeldir. O yüzden ekibimizin çok iyi olması en büyük avantajımızdır. Bir diğer avantajımız da yatırımcılarımız hakikaten profesyoneller ve işi biliyorlar. Türkiye’de ‘patron oteli’ derler ya… Patron hep otelin içindedir ve her şeye karışır… Aslında iyi yaptığını zanneder ama bir şekilde kötü yapar. Bizde bu şekilde değildir. Yatırımcılarımız işe karışmaz. İşi emin ellere teslim eder ve sonucuna bakarlar. Belki başarılı olmamızın en büyük sebeplerinden bir tanesi de budur diye düşünüyorum.
“DOĞRU FİZİBİLİTELERİN YAPILAMAMASI VE MARKALAŞMA PROBLEMİ”
Sadece İstanbul’daki değil, Türkiye’deki tüm otellerin ve Türk turizminin, doğru fizibilitelerin yapılmaması gibi temel bir sorunu var. Hep diyoruz ya Avrupa bizden iyi… Neden iyi? Biz maalesef geleceği düşünerek hareket etmiyoruz. Yatırımlarımız genelde hep kısa vadeli düşünülerek yapılan yatırımlar. Doğru fizibiliteyi yapamadığımız için maalesef talepten fazla arz yaratmışız. Bir bölgeye iki otel ve 1000 yatak kapasitesi gerekiyorsa, biz 10 tane otel ve 5 bin yatak kapasitesi yapmışız. Sonrada oteller neden dolmuyor diye kendi kendimizi sıkıntıya sokmuşuz. Bir de markalaşma problemimiz var. Önce oteli yapıp bitiriyoruz, sonra marka arayışına giriyoruz. Bu da turizmcilerin tartıştığı, otelcilerin konuştuğu önemli bir sorun. Önce markayla anlaşılmalı, markanın taleplerine ve standartlarına göre de otelin fiziki yapılanması gerçekleştirilmeli. Bazı beş yıldızlı muhteşem oteller var, bir bakıyorsunuz Avrupa’da belki iki yıldızlı otellerin taşıdığı standartlarda markalarla anlaşmış. Avrupa’ya gidiyorsunuz iki yıldızlı, buraya geliyorsunuz saray gibi. O marka o değeri taşımıyor. Bir de bu kadar çok otel açılmasına rağmen kalifiye ve yetişmiş eleman sıkıntısı da yaşanıyor. Hizmet sektörüyüz ve yaptığımız iş kolay değil. Kimse çocuğunu garson ya da house keeping olsun diye yetiştirmiyor. Meslek olarak bunu çok atıl görüyoruz ama aslında çok değerli bir meslek. Genel müdürler, garsonlardan ve house keepinglerden çıkıyor. Herkes direk müdür olayım istiyor ama öyle olmuyor. Bir şekilde bu işleri yapmanız gerekiyor. Tabii eski maaşlar da şu anda yok. Turizmciler eskiden daha iyi kazanıyordu ama satış fiyatlarının ve kârlılığın düşmesi maaşlara da yansıdı. Elektrik ve su faturasını dahi ödeyemeyen oteller var. Bu tip sıkıntılar da insanların bu mesleği çok güvenli görmemesine ve tercih etmemesine neden oluyor.”