Bodrum’da taksiciler, ‘Uberci’ diye bir seyahat acentasının aracına saldırıp camlarını kırdı. Bunun üzerine ‘Biz niye ortak hareket etmiyoruz’ diyerek birleşen bir grup acentacı, taksicilerin üzerine yürüdü. Olayı doğrulayan TÜRSAB Bodrum BYK Başkanı Sevinç Gökbel, “Uberci diye acentalarımıza saldırılıyor. Gerginlik hat safhada. Yetkililerimizin kesin çözüm getirici kararlar alması lazım. Turizm bu şekilde sürdürülemez” dedi.
Karayolları yolcu taşamcılığı ve D2 Yetki Belgesi ile taşımacılık konularında alınan kararlar, taksiclerle Uber’cilerden sonra taksicilerle seyahat acentaları arasında da gerilime neden oldu. Taksiciler dün Bordum’da, ‘Uberci’ diye bir seyahat acentasının aracına saldırıp camlarını kırdı. Araç şoförünün yaralandığı ileri sürülürken olayı duyan bir grup acentacı da taksicilerin üzerine yürüdü. Tehlikeli gerginlik kaymakam da dahil yetkililerin ve güvenlik güçlerinin araya girmesiyle yatıştırıldı. TÜRSAB Genişletilmiş BYK toplantısı için İstanbul’da bulunan TÜRSAB Bodrum Bölgesel Yürütüme Kurulu Başkanı Sevinç Gökbel, turizmgunlugu.com’a yaptığı açıklamada kendisine ulaşan bilgiler doğrultusunda olayı doğrulayarak şunları söyledi:
“UBER ADI ALTINDA ACENTALARIMIZ CEZALANDIRILIYOR”
“UKOME kararları, UBER vs. zaten son günlerde kanayan yaramızdı! Taksici esnafı olsun, Uberciler olsun, seyahat acentaları olsun artık dayanamaz noktadalar. Patlamaya hazır bomba gibiler! Son olarak İBB UKOME’nin aldığı kararlar da bunda çok etkili. Uber adı altında seyahat acentalarımıza haksız rahatsız etmeler, münhasır hizmeti olan turizm taşımacılığını yapan seyahat acentalarımıza ‘Uber’ adıl altında saldırılar başladı. Bunlar çok tehlikeli gelişmeler. Artık kimin haklı kimin haksız olmasından öte ‘Uber’ adı altında seyahat acentalarına saldırılıyor. TÜRSAB Genişletilmiş BYK toplantısı nedeniyle İstanbul’da olduğum için Bodrum’da yaşanan saldırı olayının detaylarını çok net bilemiyorum. Bana ulaşan bilgiler kadar olaydan haberdarım. Aslında çok ılıman bir yer olan Bodrum’da böyle vurdulu kırdılı olaylar pek olmaz. Taksici esnafımız da öyledir. Ama son günlerde taksi şoförleri ‘Siz Uber’siniz’ vs. diye acentalarımızı rahatsız etmeye başladı. Dün, ‘Siz Uber için çalışıyorsunuz’ diyerek acentamızın bir aracının camları kırılmış. Bunun üzerine ‘Biz niye ortak hareket etmiyoruz’ diyerek acentalar birleşip taksicilerin üzerine yürümüş. Biz ilgili yetkililere haber verip bu tarz olayları önceden önlemeye çalıştık. Şu anda daha negatif bir saldırı haberi bize gelmedi ama hem taksiciler hem seyahat acentaları çok tedirgin. Çünkü ‘Uber’ adı altında acentalarımız cezalandırılıyor.
“YETKİLİLERİN KESİN ÇÖZÜM GETİRİCİ KARARLAR ALMASI LAZIM”
D2 Yetki Belgesi ile taşımacılık konusunda alınan kararlar birbirini tetikler niteliktedir. İBB UKOME’nin aldığı kararlar başka bir boyut, o da külliyen hatalı. Burada yetkililerimizin kesin çözüm getirici kararlar alması lazım. Turizm bu şekilde sürdürülemez. Hele hele böyle palyatif çözümlerle, yetki belediyelere verilerek, gelen bu kadar turistleri taşıma sorumluluğu sadece taksicilerde veya Uber’cilerde olamaz. Herkes kendi işini yapmalı, kimin ne yapacağı da açık ve net belli olmalı. Sanıyorum şu anda huzursuz olan herkes kendi cephesinden haklı ama herkes kendi işini yapsın. Burada acentalarımıza ciddi darbe var ve bu ülke turizmimiz için çok negatif bir gelişme. Sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye çapında UKOME’ler bu yanlış kararları düzeltmek zorundalar. Aksi takdirde kan gövdeyi götürecek! Bu, İstanbul UKOME’sinin aldığı karar ama ben Bodrum bölgesinden geliyorum, benim bölge acentalarımın bir sürü müşterisi de İstanbul’a geliyor. Bu karar benim bölgemi de etkiliyor. Biz Muğla UKOME’sine bağlıyız. Düşünebiliyor musunuz Türkiye’de kaç tane büyükşehir belediyesi varsa her birindeki UKOME, belediye sınırları içinde kendi kafasına göre karar alacak. Bu, trafikte tam bir kaosa ve çok tehlikeli bir gidişata yol açıyor. Bunların tekrar düzenlenmesi lazım. TÜRSAB da çok önemli bir turizm kitlesini taşıyor, bu UKOME’lerde yer almak zorunda. Herkes turizmden bahsediyor, ciddi oranda turist geliyor ama bunların kent içi trafiğinde ve kara yollarında taşınmasında TÜRSAB’ın hiçbir yetkisi yok. Sadece bu konuda değil, birçok konuda düzeltmelerin olması gerekiyor. ‘Ben yaptım oldu’ denilemez. Ülke hepimizin ve turizm hepimizi ilgilendiriyor. Sadece Ulaştırma Bakanlığı’nı değil, sadece Turizm Bakanlığı’nı da değil. Bunları tekrardan herkes kendi işini en iyi nasıl yapar diye planlamamız lazım. Bu anlamda şu anda en mağdur olan kesim ne yazık ki seyahat acentalarımız”.