Last Updated on 24 Temmuz 2018 by Göksal Serdar
Dünya cenneti Çeşme Dalyanköy’e 383 tekne sığacak yüzer rıhtım marina inşaa edilecek. Şu anda sadece 141 tekne bağlama kapasitesi üç kattan fazla artacak. Hiç su sirkülasyonu olmayan, şu anda bile çok yüksek kirlilik taşıyan ve yüzülemeyen Dalyan Koyu’nun bu kapasite arttırımına dayanamayacağını belirten çevreciler 383 tekne kapasiteli yüzer rıhtım marina projesine tepkili.
Dalyanköy’e yapılması planlanan 383 teknelik yüzer rıhtım marina projesi için bugün Dalyanköy’de düzenlenen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısına katılan Çeşme’de yaşayan çevrecilerden Dr. Ahmet Güler, Dalyan halkının ve Çeşme yerel basınının toplantıya ilgisiz kalmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, “Dalyan’daki kahveler tıklım tıklım doluyken, Dalyan’ın geleceğini tamamen etkileyecek marina konusunda zahmet edip toplantıya bile katılmadılar. Çeşme yerel basını da toplantıya hiç ilgi göstermedi. Basından katılım yoktu” dedi.
Toplantıya katılan 25-30 civarında Çeşmeli Çevreciler bu genişleme hakkında bilgi almak istediler ve şu soruları sordular:
1- Dalyan Balıkçı barınağı ve Dalyan yat yanaşma iskelesinin tabanı biyolojik balık artıklarıyla oluşan bir SLAC yani çamurdur. BU çamur yıllar sonra daha fazla birikip denize akar konuma gelecektir. Bu halde denizin kirlenmesini sağlar. Bu tür kapalı küçük koyların temizleme metodları vardır. Barınaktaki çamur vakumlanarak alınabilir ve başka bir alanda yakılarak hacmi küçültülünebilinir. Bu çamur ne olacaktır?
2- Çevrecilerden İbrahim Barutçuoğlu, “Dalyan’da köylünün balıkçı barınağı, yıllarca balıkçılıktan geçinen köy halkının barınağı, yıllardır köy halkının kazanç kaynağı olarak kullanılmaktadır. Barınak son yıllarda bazı teknelere park hizmetini zor koşullarda vermektedir. Dalyan köylüsünün ekmek teknesi olan bu minik koy yazlıkçı olan çoğu İstanbullu olan teknelerini marina düşüncesi atılımları olduğu anlaşılıyor. Bu düşünce uygulamaya geçince, geçimini balıkçılıktan kazanan köy halkının ekmeğini kaybetmesi söz konusudur“ diyerek “Ülkemizde çevre düşüncesini geliştirmek için bu tur değişimler ve yatırımlar için CED raporu olmadan yer teslimi yapılması yasaklanmıştır. Yasaları çiğnemek hiç kimsenin haddine değildir. CED raporu olmadan DALYANKÖY BALIKCI BARINAĞINA EL SÜRÜLEMEZ” dedi.
3- Posidonia çayırları gibi nesli koruma altındaki türler konusunda bir araştırma yapılmış mı?
4- Karadan yağmurlarla gelen aşırı besinlerin (azot, fosfat) yol açtığı mikroalg, plankton gibi canlıların sayısında patlama, bunu takiben suda oksijen tükenmesi, bunu takiben de balıklar dahil tüm canlıların ölümü ve kokuşma ki buna ötrofikasyon denir. Bu kıyıdaki en kötü çevresel olumsuzluktur.
5- Yine karadan gelecek teressubat ile sığlaşma olacaktır. Bununla mücadele için periyodik tarama yapılacaktır. Taranan malzeme nasıl bertaraf edilecek?
6- Dalyan limanının alt zemini çamurdur. Su sirkülasyonun çok kısıtlı olduğu, hatta hiç olmadığı bu limandan pompalar ile açık denize basılacak olan bu pis çamur, etraftaki Ayayorgi, Hacettepe ve Dalyan koylarında kirlenmeye neden olmayacak mıdır?
7- Mevcutta buraya bağlı balıkçı tekneleri ve yatlarda atık bertaraf denetimi yapılamaz iken, yeni bağlanacak tekneler için atık bertaraf denetimi nasıl yapılacaktır?
8- Dalyan gibi Çeşme’nin en önemli, eşsiz güzellikteki turizm ve Gastronomie Merkezi bir koyun, İstanbullular 100-200 fazla tekne bağlatacak diye böyle rizikolu bir genişletmeye ihtiyacı var mıdır?
9- Bu genişleme yapıldıktan sonra Dalyan limanının özel bir Marina işletmecisine devri düşünülmekte midir?
Toplantıya katılan Çevre ve Şehircilik bakanlığı yetkilileri ÇED sürecinin 1 yıl içinde karara bağlanacağını bildirdiler.