Hilton Garden Inn Istanbul Beylikdüzü Genel Müdürü Ertuğrul Uzak, TL’nin dolar ve euro karşısında kaybettiği değer oranında ortalama oda fiyatlarını yükselttiklerini ancak bunu yerli misafirlerinden değil, dış pazar misafirlerinden elde ettikleri gelirlerden gerçekleştirdiklerini söyledi.
Reel ekonomik verilerin normal seyrinde, kurların bu kadar kısa sürede, bu derece dalgalanmasının tarihte bir örneği daha olmadığına dikkat çeken Hilton Garden Inn Istanbul Beylikdüzü Genel Müdürü Ertuğrul Uzak, kurlardaki bu yükselişin esasında gerçek olmayan, spekülatif ya da büyük oyuncuların küresel vergi ve faiz açıklamaları sonrası, ülkeler arası değişim araçlarının kendi içlerindeki güç gösterisinin neticesi olduğunu söyledi. Her sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de, kurlardaki bu yükselişin bir takım refleksleri gündeme getirdiğini ifade eden Uzak, döviz kurlarındaki yükselişin maliyetler ve fiyatlandırma anlamında kendilerini nasıl etkilediğini turizmgunlugu.com’a anlattı.
“Son tüketiciye ulaştırdığımız hizmetin maliyetine direk etki eden tüketimlerimizin bir çoğu dövize endeksli olduğundan, biz de gelir-gider arasındaki makasın daralmaması için bazı önlemler aldık. Bu önlemlerin başında fiyat artırmak değil, maliyeti yükselen giderlerimizi kontrol altına almak, aynı zamanda bu giderlerimize alternatif daha az maliyetli çözümler bulmak oldu. Enerji tasarruf önlemlerini hızlıca hayata geçirdik, yiyecek içecek hizmetlerimizde ise, maliyeti ani yükselmiş olan ürünleri menülerimizden çıkardık, onların yerine maliyeti düşük ürünler ile menülerimizi çeşitlendirdik.
“DIŞ PAZAR SAYESİNDE TL BAZINDA YÜKSEK ORTALAMA ODA FİYATLARINA ULAŞTIK”
Bankalar ile anlaşma yaparak TL hesaplarımıza düşen gelirlerimizi gecelik repo ve fon alımları ile değerlendirdik. Ancak belirtmeliyim ki, yaz döneminde ağırladığımız misafir profili ağırlıkta Ortadoğulu olduğu için, dolar ve euro üzerinden yaptığımız satışlar, bu profildeki tüketicinin alım gücünü olumsuz etkilemedi, fakat aynı odayı TL’ye çevirip iç pazar alıcısına satmakta elbette zorluk yaşadık. Bu nokta da kurumsal partnerlerimizi asla üzmedik, yıl bazında yapılmış olan TL kontrat fiyatlarımızı revize etmedik. Ortadoğu LEISURE pazarından elde ettiğimiz dolar ve euro gelirlerimiz ortalama oda fiyatımızı TL bazında oldukça yükseltti. Amacımız TL’nin, dolar ve euro karşısında kaybettiği değer oranında ortalama oda fiyatımızı yükseltmekti ki bunu başardık ancak bu fiyat artışını yerli misafirlerizden değil, dış pazar misafirlerimizden elde ettiğimiz gelirlerden gerçekleştirdik. Fakat Eylül 15’den itibaren iç pazar ve corporate hareketlilik başlayacak, dolar ve euro bazlı gelir getiren pazar daralacağından esas stres yeni başlıyor olacak. Biz de zorlu geçecek günlere hazırlanıyoruz.
9 günlük Kurban Bayramı tatili daha çok sahil otelciliğine pozitif etki yaptı. İstanbul için zaten devam etmekte olan Ortadoğu pazarı, yüksek fiyatlı satış etkisini azaltmadan sürdürdü. Bir diğer anlamda İstanbul otelcileri için corporate pazarın daraldığı, mice organizasyonların azaldığı yaz döneminde, dış pazar misafirleri sayesinde oteller TL bazında yüksek ortalama oda fiyatlarına ulaşırken, euro ve dolar bazındaki ortalama oda fiyatlarında kaydadeğer bir artış olmadı. Biz de Beylikdüzü lokasyonunda Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında Ortadoğu ağırlıklı misafirlerimizi ağırladık.
“2014 YILI FİYAT VE DOLULUKLARINI GEÇMİŞ DURUMDAYIZ”
İstanbul turizminde yüzdesel doluluk anlamında ciddi bir toparlanma olduğu gerçek, ancak bunun rakamlara yansıması ise ciro ve kâr dengesi açısından değerlendirildiğinde, yatırımcıları mutlu ettiği söylenemez. Yılın son çeyreğinde Ortadoğu ve Avrupa misafirlerinin azalması, MICE organizasyonlarının sayısının artmaması durumunda corporate ve iç pazar misafirlerine, kurlar bu seviyelerde seyretmeye devam ederse, 5 yıldız ve luxury sınıf otellerin 90-100 euro bandında, 4 yıldız sınıfındaki limitli hizmet veren focus servis otellerin de 40-65 euro bandında satış yapabiliyor olması neredeyse imkansız hale gelecek. Bunun yanında yılın son çeyreğinde operasyonel maliyetler, yılın ilk 8 ayına oranla, yaklaşık yüzde 20 artmış olacak. Fiyatların gerçek değerini bulmasından anlamamız gereken, dolulukların yüzde 75 ve üzerinde ve hangi para birimiyle değerlendirildiğine ve artan maliyetlerin kârlılığa olumsuz etkisine göre değişkenlik gösterecek olmasıdır.
Biz bulunduğumuz lokasyonda 2014 fiyat ve doluluklarını geçmiş durumdayız, ancak daha da iyi olabilmesi için, destinasyon pazarlamasına önem vermeli, limandaki suları kaliteli ve akılda kalıcı standartlarda hizmet ile yükselterek, sadece kendi gemimizin değil, limandaki tüm gemilerin yüzmesini sağlamak için çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.
Misafir çeşitliliğini artırmak için potansiyel konaklama ihtiyacı olan tüm sektörlerle yakın ilişki kuruyor, sağlık turizmi için hastaneler, rehabilitasyon merkezleri, saç ekim merkezleri ile anlaşmalar yapıyor; gayrimenkul sektöründeki şirketler ile, konut almak isteyen Ortadoğu misafirlerine konaklamalı ve transfer dahil paket çalışmaları yapıyor, spor klüpleri ile görüşüyor, banket organizasyonlarımızın sayısını artırmak için bulunduğumuz lokasyon özelinle çalışmalar yapıyor ve iş dünyasında aktif rol alan STK’lar ile işbirlikleri yapıyoruz. Organize sanayi sitelerinde faaliyet gösteren şirketlere konaklamanın yanında eğitim ve toplantı organizasyonları yapıyor, kamu ve devlet kurumlarının uzun dönem konaklamalarına ev sahipliği yapıyoruz. Misafir memnuniyetini artırmak için, takım çalışanlarımızı önemsiyoruz, misafirlerimizin konaklama ve tüketim alışkanlıklarını yakın takibe alıyoruz, özel günlerini hatırlıyor ve onları evlerinde hissettirmeye çalışıyoruz. Kazanılmış misafirlerimizi, yeni misafirler getirmeleri için teşvik ediyoruz. Markamızın sunduğu ayrıcalıkları misafirlerimize çok etkili yöntemler ile anlatıyor ve sadık misafir sayısını artırıyoruz. Geri bildirimleri önemsiyor ve sürekli gelişim içerisinde olmaya gayret ediyoruz.
“MARKA OTELLERE YÖNELEN MİSAFİR SAYISI HER GEÇEN YIL ARTIYOR”
Misafir profilimiz mevsimsel ve dönemsel olarak değişiklik gösteriyor. Yaz döneminde ağırlıklı Ortadoğulu misafirlerimiz olur iken, kış döneminde ise ağırlıklı olarak şirket çalışanları misafirimiz oluyor. Rakiplerimize göre bizi avantajlı kılan en önemli unsur, eğitimli ve mutlu takım çalışanlarımız olması, markamızın dünyadaki bilinilirliği ve verdiği güven duygusu, yatırımcımızın takımımıza olan inancı ve lokasyonumuz.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’ne yakın olmamız nedeniyle fuarların doluluğumuza ciddi etkisi oluyor. Fuar katılımı yapacak olan firmalar için konaklama yapacakları otelin yakınlığı çok önemli bir tercih sebebi ancak tek başına bu da yeterli değil. Fuar günlerinde, fuar merkezlerine verdiğimiz VIP transfer hizmeti, stant sahibi firmalara verdiğimiz lojistik hizmet, kalış süresi boyunca otele döndüklerinde sunduğumuz hizmet kalitesi de bizi avantajlı kılıyor.
İstanbul sürekli gelişen, büyüyen inanılmaz dinamik bir şehir, elbette zamanı geldiğinde yeni tesisler yapılmalı, fakat yatırımın doğru fizibileteler ile planlanması çok önemli. Önce lokasyon fizibilitesi yapılmalı, yatırımın yapılacağı yerin belirli bir metrekare etrafında, rekabet edebilecek otel sayısı ve takip eden 10 yıl içerisinde inşa edilmesi muhtemel otel arazilerinin varlığı son derece önemli. Yatırımı yapılacak otelin oda sayısına ve hizmet skalasına karar verilmeli, bir başka deyişle focus service (limitli hizmet veren), full service (yüksek çeşitlilikte hizmet veren) veya luxury service (lüks hizmet veren) oteller kategorilerinin hangisinde konumlandırılacağı önemli. Şehrin ve lokasyonun kaldırmayacağı oda sayısı veya ulaşamayacağı misafir profiline yönelik yatırımların ayakta kalması çok zor olmaktadır.
Günümüz dünyasında marka en önemli karar, içtiğimiz suyu, giydiğimiz ayakkabıyı, kullandığımız arabayı ve sayamayacağımız yüzlerce gereksinimimizi nasıl markalar arasından, beklentilerimize en uygun olacak şekilde seçiyorsak, konaklama ihtiyacımızı da bu markalar arasından seçiyoruz. Ya da seçenlerin sayısı, daha doğrusu marka otellere yönelen misafir sayısı her geçen yıl artıyor. İşte bu yüzden en önemli karar, hangi marka otel yapılacağına karar vermek olmalı.
“YABANCI PERSONEL İSTİHDAMINA TAMAMEN KARŞIYIM”
Sektörde son zamanlarda yabancı personel istihdamı yaygınlaşmaya başladı. Ben bu durumu çok kaygı verici buluyorum. Türk turizmini diğer ülkelerden ayıran en belirgin özellik, hizmet kalitesi ve misafirperverlik duygusudur. Bir çoğumuz yurtdışındaki otellerde de kalıyoruz… Yetişmiş kalifiye bir Türk personel İspanya’da da, İtalya’da da, ABD’de de 3 yabancıya bedel. Maliyetten kaçalım derken, hizmet edenin, hizmet alan ile olan pozitif iletişimine zarar veriyorlar. Yabancı çalışan istihdamına tamamen karşıyım, hatta SPA merkezlerinde bile çalıştırılmamalı. Ülkemizde uzakdoğu masajlarını hakkıyla yapabilecek eğitimde ve donanımda çok sayıda kişi var.
Evet nitelikli personel sıkıntısı yaşıyoruz elbette, ama biz bu konuyu eğitimler ile ve çalışan memnuniyeti artırarak çözmeye çalışıyoruz, uzun süreli istikrarlı çalışan takım çalışanı sayımızı artırarak başarılı oluyoruz. 2017 yılı sonunda da otelimiz, misafir memnuniyeti ve hizmet kalitesinde en fazla gelişim gösteren otel kategorisinde, 5 kıtada Hilton Garden Inn otelleri arasında 2 ödülü, aynı zamanda da yılın genel müdürü ödülünü ülkemize getirerek bir ilki de başardı.
“DENETLEME MEKANİZMALARI BİR AN ÖNCE KURULARAK STANDARTLAR BELİRLENMELİ”
2019 yılından öncelikli beklentilerimiz, barış ve huzur içerisinde bir ülke ve dünya… Çünkü güven ortamının olmadığı hiç bir platformda turizmden söz edemeyiz. Sektörümüzün sıkıntılarının süratle çözülmesi, kayıtdışı konaklama ve taşımacılık yapanların önlerinin kesilmesi, turizm çalışanlarına meslek koruma kanununun çıkartılması, destinasyon pazarlamasına daha çok önem verilmesi, turizmin yanında kültürel değerlerimizin de tanıtılması, denetleme mekanizmalarının bir an önce kurularak standartların belirlenmesi başlıca beklentilerimiz. Hedeflerimiz ise, daha yüksek doluluk oranlarına ve daha yüksek ortalama oda fiyatlarına ulaşarak, mutlu misafir, mutlu çalışan ve mutlu yatırımcı kurgusunu devam ettirmek”.