Anı Tur’un iflas ettiğine dair söylentilerin üç dört aydır sektörde dolaştığını belirten Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, işten çıkarılmalarla ilgili gün yüzüne çıkan durumun turizm sezonunun sonuna denk gelmesinin ‘şans’ olduğunu savundu. Anı Tur’un sektörün büyük oyuncularından biri olarak iflasının tüm sektörü olumsuz etkileyebileceğini kaydeden Yücel, TÜRSAB’ı daha proaktif davranmaya davet etti. İşte Anı Tur’da olanlar sektörü nasıl etkileyecek? başlıklı özel haberimiz…
Anı Tur‘da neler yaşandığı konusunda Yönetim Kurulu Başkanı Veli Çilsal sessizliğini korurken, bu gelişmelerin otellerdeki riskinin ne kadar olduğu ve bu durumdan sektörün nasıl etkileyeceği de ayrı bir merak konusu. Konu ile ilgili Türkiye’nin en çok okunan Turizm Gazetesi turizmgunlugu.com’a özel açıklamalar yapan Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, Anı Tur’un durumunun ne olduğunu kendisinin de tam olarak bilmediğini ancak piyasada dolaşan söylentilere göre bir ödeme zorluğu içinde olduklarının görüldüğünü söyledi. “Anı Tur Yönetim Kurulu Başkanı Veli Çilsal’a ulaşılamadığını duyuyorum. Ben de aradım, cep telefonu kapalıydı. Bir de aşağı yukarı son 2-3 aydır voucherlarını otellerin kabul etmediklerini, farklı şirketler üzerinden voucherlar gönderildiğini duyuyorum ama tabii bu konuda en doğru açıklamayı Veli Çilsal Bey’in yapması lazımdı ama yapmadı” diyen Yücel, Anı Tur’un olası iflasının sektörü ciddi anlamda etkileyeceğini söyledi.
“ALLAH’TAN SEZON SONU OLDU. SEZON ORTASI OLSAYDI DAHA BÜYÜK BİR ETKİSİ OLURDU”
Anı Tur’un piyasada da son zamanlarda iyice büyüyen bir oyuncu olduğuna dikkat çeken Yücel, “Anı Tur’un olası iflası piyasada ciddi bir boşluk yaratır. Otellerdeki riskinin toplam ne kadar olduğunu bilmiyorum ama Anı Tur’un olası iflası sektörü etkiler. Bu tür satış yapan ve geniş bir kitleye ulaşmaya çalışan meslektaşları da bundan olumsuz etkilenir. Allah’tan sezon sonu oldu tabii, sezon ortasında olsaydı daha büyük bir etkisi olurdu” dedi. Sektörde ödeme güçlüğü çeken başka oyuncular da olduğu söylentilerine ilişkin de bir değerlendirme yapan Yücel, “Tabii bunu en iyi otelciler ve bankalar bilir. Onlinecılardan da olabilir çünkü onların da işlerinin çok parlak olmadığını duyuyorum” şeklinde konuştu.
“TAHSİSLİ SATIŞLARDA TOPLANAN PARANIN BANKA GÜVENCESİNDE TUTULMASI LAZIM”
TÜRSAB ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gelen şikayetler üzerine Anı Tur ile ilgili inceleme başlatmasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Yücel, şunları söyledi:
“Anı Tur olayı uzun zamandır konuşulan bir konuydu fakat sanıyorum ancak böyle ciddi sorunlar yaşanmaya başlandığı zaman insanların akılları başlarına geliyor. Burada normalde önceden tahsis edilerek yapılan satışlarda toplanan paranın bir banka güvencesinde tutulması lazım. Dünyanın hiçbir yerinde o satıştan elde edilen parayı alan operatörün dilediği gibi tasarruf etmesine imkan verilmez. Yani hangi amaçla satış yapılmışsa o para onun için kullanılır. Galiba bazı meslektaşlarımız bir takım sermaye eksikliklerinden bu parayı kullanmak zorunda kalıyor. Buna çözüm getirilmesi için bir kere toplanan paranın bir güvence altında tutulması lazım. O para bankaya depo edilir, buradan taşımacılara, otelcilere vs. belirli kuruluşlara ödenmesi gereken paralar belli bir plan dahilinde aktarılır.
“TEK TİP HESAP PLANI VE BELLİ BİR ÖZKAYNAĞA SAHİP OLMA ŞARTI GETİRİLMELİ”
‘Erken rezervasyon; yüzde 45, yüzde 55 indirim’ diye yalanlar söylenerek yüzlerce milyon lira toplanıyor. Kâr oranı yüzde 3, yüzde 5’lerde olan bir sektör yüzde 50 indirim yaparsa, tüketiciye yalan söylüyor demektir. Bunun önlenmesi, bu kandırmacadan vazgeçilmesi lazım. Sezon bitti hala erken rezervasyon hala erken rezervasyon reklamları çıkıyor. TÜRSAB’ın yapması gereken şey, bu yanıltıcı reklamları engellemektir. Doğrusunu isterseniz bana göre TÜRSAB burada çok aktif davranmıyor. Bu eksiklik var. İkincisi de bu işi yapacak kuruluşların, denetlenebilirlik açısından tek tip hesap planı ve belli bir özkaynağa sahip olmaları şartı getirilmeli. Bu yapılımıyor. Siz adı üstünde ‘tur oparatörlüğü’ yapacaksanız, yeterli sermayeniz olacak, tek tip hesap planıyla Turizm Bakanlığı hatta gerekirse TÜRSAB’ın görevlendireceği bağımsız bir denetim kurumu tarafından denetlenmeyi kabul edeceksiniz. Bu da yetmez, bu işlerin sigorta edilmesi de lazım. Ancak o zaman iş disipline girer. Bakın kara taşımacılığında koltuk sigortasını getirdiler, nasıl işler düzenlendi. Çünkü sigorta, şirketi zorunlu tutuyor. Sistemin kendi içinde yapabileceği denetimler var, o denetimleri harekete geçirmek lazım.
“SEKTÖRÜ ÇOK FAZLA ZEDELEYEN BU TÜR YANLIŞIKLAR TESADÜFLERE BIRAKILMAMALI”
Şimdi yeni bir yasa çalışması için öneri topluyorlar, sanıyorum bunları da dikkate alırlar. Yoksa fonksiyonları yerine gelmemiş olur. Meslektaşlıktan gelen çok değerli, bilgili, birikimli bir bakanımız var. Sayın bakan, bu işleri herkesten daha iyi bilir ve yaşayan o. TÜRSAB başkanı da başarılı bir tur operatörü. Yurt dışında da bu işi yapıyor. Bu çözümü onlar bulacaklar. Onların sektörün önünde koşmaları lazım. Ama söylediğim gibi ‘yeterlilik’ konusu çok önemli. Çünkü para topluyorsunuz, bu bir finansman işi. Bir bankanın para toplması için neler yapması gerektiğini bir düşününün… Bu kadar kolay bir şey değil bu. Onun için bu yeterlilik konusunun mutlaka bir çözüme kavuşturulması lazım. Ondan sonra da toplanılan paranın nasıl kullanılacağının yöntemlerinin belirlenmesi lazım. Ben şimdi erken rezervasyon yapıyorum diye çok da indirim yaptım, paraları alıp başka bir iş yaptım ve kaybettim… Ne olacak? Ona bakmak lazım. İkincisi de bu bir entegrasyona giriyor. Adamın oteli var, otobüsleri var, seyahat acentası var, oradan perakende satıyor, tur operatörlüğü yapıyor. Bu entegrasyonun da mutlaka incelenmesi lazım. Çünkü yapılan yanlışlıklar sektörü çok fazla zedeliyor. Şimdiye kadar ufak tefek batışlar oluyordu, şimdi dilerim tüketiciye fazla intikal etmemiştir ve Anı Tur bu işi toparlar. Ama bunlar da tesadüfe bırakılmamalı.
“TÜRKİYE ŞARTLARINA EN UYGUN FORMÜLÜ BULUP HAYATA GEÇİRMEK LAZIM”
Dediğim gibi bu işin mutlaka bir sigorta sistemine kavuşması lazım. Normalde toplanan paraların, tüketiciye vadedilen hizmetlerin yerine getirilmesi için sigorta yapılması lazım. Bu ciddi bir iş. Hatta bununla ilgili belki bir kurul kurulmalı ver orada TÜRSAB’ın da mutlaka bir temsilcisi olmalı. Yoksa bu işler sadece basit bir yönetmelik çıkarmakla olmaz. ‘Turizm Bakanlığı olaya el attı’… El attı da ne yaptı yani. Her sene 1-2 tane batıyor. Turizm Bakanlığı’ndan da olağanüstü bir güç beklememek lazım. Hayatın normal akışında yapılanlarla bunu kıyaslayıp Türkiye şartlarına en uygun formülü bulup hayata geçirilmesi lazım. Tabi bu iş daha çok TÜRSAB’a düşer. TÜRSAB Başkanı ve Turizm Bakanı en doğru çözümü bulurlar diye düşünüyorum fakat iş bu noktalara gelmemeliydi. Anı Tur ile ilgili duyulanlar yeni değil ki. Aylardır duyuluyor, söyleniyor. TÜRSAB’ın ve Turizm Bakanlığı’nın biraz proaktif olması lazım. TÜRSAB bir meslek kuruluşu. Mesleğin genel çıkarlarını düşünmek zorunda. Bu tür söylentiler çıktığında bu işin yürütülmesinden sorumlu olanların harekete geçmesi lazım. TÜRSAB da Turizm Bakanlığı’da dilediği zaman denetim gönderebilir. Gönderir, yaparsınız bu işleri. Anı Tur’la ilgili yaşananlar, bu işte sorumluluğu olmayanları da etkiler. Bu etkiyi hesaplaması ve önceden harekete geçmesi gereken kurum TÜRSAB’dır. Bu işi sadece Turizm Bakanlığı’nın inisiyatifine bırakıp da ‘Bakanlık şunu yapsın’ demek doğru değil. Mesleğin çıkarlarını korumak bu anlama geliyor”.