Gelen turist sayısından öte turistlerin kişi başı harcamasını arttırmayı hedefleyen ve turisti otelden dışarı çıkarmak gerektiğine inanan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kültür ve gastronomi turizmine geçmemiz gerektiğini düşünüyor. Bu amaçla hazırlanan “Master plan”ın Ekim ayının ilk haftasında açıklanması bekleniyor.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşe yazısında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep’i gezerken turizmde önümüzdeki ay açıklanacak “Master plan” ile ilgili yaptığı sohbeti anlattı. En büyük hedefinin gelen turist sayısını arttırmaktan öte, gelen turistlerin kişi başı harcamasını arttırmak olduğunu söyleyen Bakan Ersoy’un, “50 milyon turisti hedeflediğimizi söylüyoruz. Hedefi turist sayısı olarak koymayı doğru bulmuyorum. Geliri hedef koymalıyız. Mesela ilk etapta 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelir dememiz lazım” sözlerine sonuna kadar katıldığını ifade eden Altaylı, zaten rakamların da Bakan’ı doğrular nitelikte olduğuna dikkat çekti.
Altaylı, köşe yazısında şunları ifade etti:
“KİŞİ BAŞI HARCAMA DİPTE”
“Mesela 2010 yılında 33 milyon turist gelmiş Türkiye’ye, 25 milyar dolar turizm geliri elde etmişiz. Turist başına harcama 757 dolar.
2014 yılında Türkiye’ye gelen her turist ortalama 828 dolar bırakırken, 2017 yılında bu sayı 681 dolara düşmüş.
Bu yıl turizmde misafir sayısında patlama yapmamıza rağmen kişi başı bırakılan para 636 dolar ile dibe vuruyor.
Bakan Ersoy, turisti otelden dışarı çıkarmak gerektiğine inanıyor.
Kültür ve gastronomi turizmine geçmemiz gerektiğini düşünüyor.
Bu amaçla Ekim ayının ilk haftasında açıklayacağı bir plan var.
YAPMAYANIN ARAZİSİ ALINACAK
Buna göre Türkiye’de 6 havaalanını merkeze alan bölgesel turizm merkezleri oluşturacaktı. Gezimiz sırasında bu sayıyı 7’ye yükseltme kararı alındı.
Bakan Ersoy’un bir diğer derdi tahsisler.
‘Adam tahsisli araziyi almış ve 20 yıldır çivi çakmamış. Yatırım yapmamış ama yeri elinde tutuyor. Her seferinde gelip uzatma alıyor. Artık bu uzatmaları yapmayacağız. Tesis yapmayanın elinden araziyi alıp, yapacak olana tahsis edeceğiz’ diyor.
Turizmin nitelikli eleman sorununa çözüm için Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol hazırlamışlar:
TURİZM KOLEJLERİ
‘Turizmde üniversite eğitimi alanların büyük bölümü bu sektörde çalışmıyor. Oysa liseden başlayanların büyük bölümünün hedefi turizmci olmak. Bu yüzden bu okullara ağırlık vereceğiz. Turizm Kolejleri açacağız. Bunların eğitim dönemi de farklı olacak. Yazın okuyacaklar, kışın tatil yapacaklar. Turizm sezonu okul dönemi olacak. Bu öğrencilerin üniversitelerin turizm ve otelcilik bölümlerine geçişini de kolaylaştırmak için çalışıyoruz. Her Turizm Koleji’nin birlikte çalışacağı oteller olacak. Bu otellerde öğrenciler için 3’lü odalar şeklinde yatakhaneler olacak ve bu çocuklar 14 yaşından itibaren bir yandan da otellerden maaş almaya başlayacaklar. Bu nitelikli eleman sorununu çözmeye yönelik hamlemiz. Bilgili, görgülü turizm elemanları yetiştirmek istiyoruz’
BU ÜLKEDE KAYNAK ÇOK
Gezdiğimiz bir arkeolojik kazıda kazı başkanı inanılmaz bir işi yıllık 70 bin TL bütçe ile yaptığını söyleyince Bakan Ersoy, ‘Seneye bütçen 1 milyon’ diye söz verdi anında.
Biz de sorduk ‘Hemen söz verdiniz. Bu parayı bulmak kolay mı?’
Ersoy’un yanıtı şöyle oldu: ‘Bu ülkede kaynak sıkıntısı yok. Öylesine zengin bir ülkeyiz ki ama kaynağı doğru yere yönlendirme konusunda hatalar yapılıyor bazen. İş doğru olsun para bulunur.’
Bakan Ersoy kendi deneyimlerini bakanlığa aktarmaya çalışıyor:
‘Otellerimizde bir dönüşüm yapmak istedik. Para harcama potansiyeli olan, lüks tüketime dönük müşteriler için. İlk Maxroyal’i öyle başlattık. Ki hayal ettiğimin yüzde 60’ını yapabildim korkudan. Baktık oldu, ikinci Maxroyal’de tüm hayallerimi hayata geçirdim. O da tuttu. Şimdi ilkinde yapmadığım yüzde 40’ı da yapıyorum. Aynısını burada yapacağız. Çıtayı yukarı taşıyacağız. Bir günde, bir sezonda olacak şey değil ama başlamamız lazım.’
YENİ SİSTEM ANLAŞILMAMIŞ
Bakanla birlikte geçirdiğimiz geziden izlenimim ise şu: Türkiye henüz başkanlık sisteminin ne olduğunu ve başkanlık sistemindeki bakanların nasıl çalışacağını anlamış değil. Hala gittiğimiz her yerde il başkanları, milletvekilleri, partililer, büyük bir kalabalık var.
Oysa yeni sistemin bakanları eski siyasi bakanlar değil. Amerikan sistemi gibi düşünürsek yeni bakanlar ‘Secretary.’ Siyasi değiller, icracılar.
Benim görüşüm bu siyasi ilgi bakanların hızını kesmekten başka bir işe yaramaz”.