OTSAD Başkanı Hüseyin Kırk, booking.com’a erişim yasağı kararının çok yanlış olduğunu, sorunun çözümü için ilgili bakanlıkla görüşülerek online yapılan otel rezervasyonlarından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TÜRSAB’a Türkiye’nin tanıtımında kullanılmak üzere cüzzi bir komisyon alınmasını önerdi.
Ortadoğu Turizm ve Seyahat Acentaları Derneği (OTSAD) Başkanı Hüseyin Kırk, Ortadoğu pazarıyla ilgili yapılan yanlışları, seyahat acentalarının neden otel ve tur satamaz hale geldiğini, booking.com ve Uber meselelerine dair neler düşündüğünü ve çözüm önerilerini turizmgunlugu.com’a anlattı.
İşte Hüseyin Kırk’ın söyledikleri:
“ORTADOĞU PAZARI ÇALIŞAN ACENTALAR ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRDÜ”
“Başaran Ulusoy dönemindeki TÜRSAB’ın yetersiz olduğunu ve işlevi itibariyle artık bizi ciddi anlamda zora soktuğunu gördüğümüz için 2015 yılında OTSAD’ı kurma ihtiyacı hissettik. Çünkü o dönemde tamamen atıl bir durumda olan Ortadoğu pazarı üvey evlat muamelesi görüyordu. Oteller, Ortadoğu’dan gelen misafirlere hizmet noktasında en kötü odaları veriyordu. Ortadoğu, sadece oraya gidip hizmet veren acentaların kıymetini bildiği bir pazardı. Fakat 2014-2017 yılları arasında yaşanan siyasi sıkıntılardan dolayı gelmeyen Avrupalı, bir dönem gelmeyen Ruslar ve gelmeyen Amerikalılar, otelleri mecburen Ortadoğu pazarına yöneltti. Daha önceleri Taksim’in göbeğindeki oteller ve beş yıldızlı tesisler Arap pasaportu var, Arap milleti diye Ortadoğulu misafir kabul etmezlerdi. ‘Kirli, pis, pasaklı’ derlerdi. Fakat şu anda bütün AVM’ler, residencelar ve oteller Ortadoğulu turistlere göre yeniden revize edildi. Arap aileler çocuklarıyla geldikleri için 1+1, 2+1 ve birbirine açılır connected odalara ağırlık verildi. Açık büfelerini dahi Ortadoğulu misafire göre dizayn ettiler.
“ARAP TURİSTİN CEBİNDEKİ PARASINI ALMAK İÇİN NEREDEYSE ODALARINA KAMERA KOYACAKLARDI”
Ortadoğu pazarını anlamak ve anlatmak için bu pazarlarda bizzat olmak gerekiyor. Esasında biz OTSAD olarak o dönemde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a verdiğimiz dosyada bir ibare kullandık ve dedik ki ‘Ortadoğu pazarı çalışan, Körfez ülkelerinden, İran’dan, özellikle de Tunus ve Cezayir’den turist getiren seyahat acentaları tamamen üvey evlat olarak görülmektedir’. TÜRSAB’a gittiğinizde, ‘2014 yılında 36 milyon turist getirdik’ diyor. Ancak baktığınızda Arap pazarından toplamda 7 milyon turist gelmiş. Körfez ülkelerinden 900 bin turist gelmiş, 1 milyon bile değil. TÜRSAB sizinle rakamla konuşuyor. Biz de diyoruz ki tamam, sizin paket turlarla Antalya’ya getirip 9 dolara, 10 dolara, 15 dolara konaklattığınız Rus turistler revaçtaydı. Biz Ortadoğulu misafirleri ülkemize getirdiğimiz zaman -o tarihlerden bahsediyorum- bir Arap turistin günlük harcadığı para bin 500 doların üstündeydi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Kadir Topbaş ve TÜRSAB eski Başkanı Başaran Ulusoy ile oturup konuştuğumuzda da şunu söyledik: ‘Burada Arap turistlere yönelik hiçbir sistem yok. Bu sistemsizlik bize ulaştırma konusunda çok büyük sıkıntı yaratıyor. Bazı oteller Arap turistlerin cebindeki parasını almak için neredeyse odalarına kamera koyacak ama hizmet sıfır. Verilmeyen bu hizmet nedeniyle Arap turistler de dış segment otelleri tercih etmektedir. Körfez ülkelerinden gelen Arap turistlerin yüzde 90’ı boğazdaki üst sınıf otelleri tercih ediyor. Sabahleyin gidin bakın, Çırağan Sarayı ve Four Seasons gibi lüks otellerde ve restoranlarda Arap turistleri görürsünüz’. Son dört yıldır biz bunun mücadelesini veriyoruz.
“FAALİYET BELGESİNDE VEYA VERGİ LEVHASINDA ‘TURİZM’ YAZAN HER FİRMA ÜYEMİZ OLABİLİR”
Seyahat acentaları maalesef TÜRSAB’ın aidatlarını ödemekte dahi çok zorlanıyor. Biz 2015 yılında OTSAD’ı kurduğumuzda güçlü bir ekonomik yapıya sahip olabilmek ve iyi bir hizmet verebilmek için Ortadoğu turizm pastasını kullandık. Çünkü Sultanahmet’teki, Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı’ndaki deri firmalarına, lokum satan firmalara günlük 25-30 araç gönderiyoruz. Ve her aracın içindeki Arap ailelerin alışverişi en az 2 bin 500 dolar. Bu rayici gördüğümüz için ‘Biz bir dernek kuralım ve ekonomik açıdan güçlü olabilmesi için de faaliyet belgesinde veya vergi levhasında ‘Turizm’ yazan her firma bize üye olabilsin’ dedik. Sonra tabii eleştiriler oldu… ‘Deri, lokum ve otomotiv firmasının OTSAD’da ne işi var’ dendi. Öyle diyorsunuz ama onlarla iş yapıyoruz, onlar bizim iş ortaklarımız. Ne demek ne işi var?
“OTELLERİN BİZE VERDİĞİ FİYATLARLA ONLİNE FİYATLARININ AYNI OLMASI KABUL EDİLEMEZ”
Sonra otelcileri de üye olarak OTSAD’a almaya başladık. Otelcilere; ‘Biz otelsiz yapamayız, siz de acentasız yapamazsınız’ dedik. Ancak online rezervasyon sistemleriyle ilgili en çok itirazı da OTSAD olarak biz yaptık. Çünkü maalesef oteller son dönemlerde, online rezervasyon sitelerine vermiş oldukları fiyatlarda acentalarla oteller arasındaki yüzde 30-35’lik farkı gözetmediler. Sorduğumuzda, ‘Kahvaltısız veriyoruz başkanım’ diyorlar… Tamam, kahvaltısız veriyorsun da zaten Arap turistlerin yüzde 90’ı kahvaltı için aşağıya inmiyor. Gidip boğazda kahvaltısını yapıyor. Parası var, dışarıda harcamak istiyor. Siz kahvaltısız 90 eoru fiyat verdiğinizde online’dan girip rezervasyon yaptırıyorlar. Son dönemlerde bizim en büyük sıkıntımız, Arap turistlerin yüzde 85’e yakınının online rezervasyon yapmasıdır. Bu nedenle acentalar olarak online siteler karşısında otel rezervasyon gücümüz çok azalmış durumda. Sebebi de otellerin yanlış fiyat politikası. Oteller, acentaları devre dışı bırakıp online sistemleriyle devam etme eğilimindeler ki bu sitelere yüzde 25 ile yüzde 35 oranında komisyon verilmekte. Ve bunların en büyüğü de booking.com ki o da yurt dışı merkezli. Şimdi diyorlar ki ‘booking.com’u engelledik’… Hayır, öyle bir şey yok. Körfez ülkelerinde, Suudi Arabistan’da, Katar’da, Dubai’de, Umman’da, Bahreyn’de oturan bir kişi booking.com’dan otel rezervasyonunu yapıyor. Siz burada yaşayan insanları engellemiş oldunuz. Öncelikle bu gerçeği kabul edelim.
“ORTADOĞU PAZARINDA TANITIMLARIMIZ YETERSİZ”
Eski TÜRSAB yönetimiyle bir çalışma yapmak istedik ve kendilerine bir dosya sunduk. Dedik ki biz 1.5 milyon Arap turist getirebilirsek ülke ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlarız. Türkiye’ye gelen bütün turistlerden daha çok, esnafa gerçekten günlük sıcak para bırakan sadece Arap turistlerdir. Son dönemlerde Arap turistler ciddi anlamda para bırakıyor. Ve biz TÜRSAB eski yönetimine dedik ki bu pastanın içerisinde tanıtımlarımız yetersiz. Dubai’de yapılan Arabian Travel Market (ATM) Fuarı yetersiz, Cidde’de yapılan fuar yetersiz, Riyad’da yapılan fuar yetersiz, Kuveyt’te yapılan fuar yetersiz, Katar’da yapılan fuar yetersiz. Biz Türk Hava Yolları’nı (TYH) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı yanımıza alalım… Hatta THY güzel bir uygulama yapsın ve uçağa Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın logosunu koysun. Uçak tarifesi de, TÜRSAB’ın seyahat acentacılığı yasasına atfen 1618 sayılı sefer olsun… Biz her ay pazar pazar bir yere gidelim. Ve bizimle birlikte acentaları da götürelim, acentalar da otelleri getirsin. Otelleri, acentalar pazarlar. Otel kendini pazarlamaz, pazarlayamaması lazım. Pazarladığı vakit çok tehlikeli bir şey olur ki onu da söyleyeyim… Birisi gelip ‘Ben kişi başı 18 dolara İranlılara verdim’ diyor. Tamam, güzel… Peki bunları kim gezdirecek, kim tarihini anlatacak? Otel bunu yapamaz.
“OTEL VE TUR SATAMAZ HALE GELEN ACENTALAR RENT A CAR’CIYA DÖNDÜ”
Shuttle bus’lar geliyor, anlaştıkları belirli AVM’lere gidiyor ve oradan alışveriş yapmaya çalışıyorlar. Bu çok büyük bir yanlıştır. Ülkesine dönen o turist, sohbet ettiğinde AVM’lerimizi mi anlatsın? Zaten onlarda da AVM var ama o senin Osmanlı tarihini anlatan yok. 1618 sayılı kanun ile turistlere hizmet, konaklama ve operasyon noktasında yetki seyahat acentalarına verilmişse, otelciler olarak sizin bunu yapmaya hakkınız yoktur. Otellerle biz bu noktada anlaşamıyoruz. Bir parite koymanız lazım. Booking.com’a 100 verirken acentaya da 70 vermeniz lazım ki 75 veya 80’e satıp o da hayatını idame ettirebilsin. Biz şu anda tur da satamaz olduk. Sadece araç kiralaması yapıyoruz. Rent a Car’cıya döndük. Sadece ulaştırma hizmeti veriyoruz. Grupları alıyoruz, maalesef 1-2 dolara otel veriyoruz, ondan sonra komisyon alabilmek için o grupları ya lokumcuya ya dericiye ya da gece eğlencesi yapan gemilere satmak zorunda kalıyoruz. Bu pasta bitmek üzere ve eğer bunu da yitirirsek ayakta kalabilmemiz çok zor.
“ÜLKEMİZE GELEN ARAP MİSAFİRLERİN YÜZDE 90’I UBER’İ TERCİH EDİYOR”
Arap pazarı, özellikle de Körfez ülkelerinden gelenler her şeylerini booking.com’dan yapıyor. Ulaştırma konusunda da Uber bir sıkıntı yarattı bize. Çünkü Suudi Arabistan yaklaşık 3.5 milyar dolar para verip Uber’e ortak oldu. Onun için Körfez ülkelerinde Uber çok makbul ve rağbet edilen bir sistem. Ülkemize gelen Arap misafirlerin yüzde 90’ı Uber’i tercih ediyor. Bu noktada biz indi-bindi taksi hizmeti vermediğimiz, sadece transfer hizmeti verdiğimiz için fiyatlarımızdan dolayı bizleri tercih etmiyorlar. Bu çok büyük bir sıkıntı ve bu sorunu mutlaka çözmemiz gerekiyor. Booking.com ile ilgili de TÜRSAB eski yönetimine şöyle bir önerimiz olmuştu: Booking.com’u kapattırmak, ona karşı çıkmak, onunla ilgili bir yaptırım yapmak yanlış. Elinizde tapu gibi 1618 sayılı yasa var. Bu yasa size der ki turizm faaliyetlerinde konaklama ve turistlere hizmet noktasında operasyonu tur operatörleri yapar. Siz bu yasayı kullanarak ilgili bakanlığa gidip dosyanızı açarsınız ve 1618 sayılı kanundan online sistemlerinden hizmet edecek, seyahat acentacılığı faaliyetlerinden faydalanacak olan otel, araç kiralama, tur vs. hangi hizmet olursa; 1618 sayılı kanun kapsamına giriyorsa, onun ibarelerini koyarsınız. Ve hangi otele giderse gitsin, hangi online sistemine giderse gitsin sizin TÜRSAB’ı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı korumanız lazım.
“1618 SAYILI YASA KAPSAMINDA ONLİNE SİSTEMLER ÜZERİNDEN YAPILAN REZERVASYONLARA İLİŞKİN BİR ANLAŞMA YAPILMALI”
Online sistem üzerinden rezervasyonunu yaptı, en sonunda da ‘Rezervasyonu tamamla’ diye bir ikon çıktığı vakit hemen bir ibare diyecek ki ‘1618 sayılı kanun gereği TÜRSAB üyesi bir acentayı tercih etmeniz gerekir’. Oraya tıkladığında 1 dolar, 2 dolar, 3 dolar, 4 dolar veya 5 dolar ödeme zorunluluğu getirilsin. Ülkemizin tanıtımında kullanılmak üzere her rezervasyon için 2.5 dolar Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2.5 dolar da TÜRSAB’a gitse, orada milyon dolarla birikir. Bu 2.5 dolarla hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hem de TÜRSAB’ın milyon dolarlık tanıtım bütçesi oluşur. Bu bütçeyle her ay farklı bir pazarda gidip ülkemizi tanıtırız. Tanıtım açısından hem hazineden para almamış hem de elimizi ve üyelerimizi rahatlatmış oluruz. Yılda dört fuara katılıyoruz ki bunun için yaklaşık 50-60 bin dolarlık bir bütçe ayırmak zorundayız. Bunu da biz vermemiş oluruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı, ‘Turkey Home’ ile birlikte gidersiniz, TÜRSAB’ın bir tanıtım pavilyonu olur… O zaman gazetecisi de gelir çünkü o bütçeden gelir. Dolayısıyla booking.com’u yasaklamak çok abesle iştigal ve ben bunu kabul etmiyorum. Mutlaka ilgili bakanlıkla oturulup sözünü ettiğim anlaşmayı yapmaları gerektiğine inanıyorum. Bu çok önemli bir proje. Booking.com ile ilgili bizim çözüm önerimiz budur”.