Deneyimli turizmci ve Seven Tur’un sahibi Deniz Tüfekçi, 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklere yönelik, yönelttiği iki soruyla eleştiride bulunuyor.
İşte Deniz Tüfekçi’nin kaleme aldığı o yazı:
Acentalara iki soru…
Seyahat acentası sahiplerine iki soru sorayım; şeytanın avukatlığı babında…
Otobüs yazıhaneleri, otobüs bileti sattıkları için TÜRSAB üyesi kanun zoruyla olmalı mı?
Ne alaka mı diyorsunuz…
Diğer soruya geçeyim.
Sadece uçak bileti satan kuruluşlar, TÜRSAB üyesi olmak zorunda mı?
Şeytanın avukatı ile konuşuyorum.
Birliğinizin adı, seyahat acentaları…
Yani seyahat organize eden kuruluşlar.
Bir yerden bir yere gitmek seyahat midir?
Evet; ise yanıtınız yanıldığınızı söyleyeceğim. Bu bir taşımacılıktır. Tur değildir. Bunun için seyahat acentası belgesi almaya gerek olmamalıdır.
Rent a car, yatçılık, balon işletmeciliği, yamaç paraşütü vs. gibi araçların biletini satmak ya da onları işleten bir kuruluş olmanın koşullarından birisi seyahat acentası olmak olmamalıdır.
Tur hizmeti vermek; aşçılık gibi bir şeydir. Bizler birer aşçıyız. Elimizde domates, biber, et, tuz, yağ, sirke, kimyon, ekmek gibi malzemeler var ama biz bunları teker teker satan bir kuruluş değil; bunlardan yemek yapıp satan bir kuruluşuz.
Biz bütün araçları, otel, ulaşım, rehberlik, eğlence, yiyecek vs.’leri bir araya getiren kuruluşuz. Bunların birini satmıyoruz. Birini satıyor olmamızda sakınca yok.
Ama tur organizasyonu yapmıyorsak; bunlardan birisini satıyorsak o halde acenta belgesine ihtiyaç olmamalıdır.
Yeni yasa, ilişkiler yönetmeliği çerçevesinde acenta ile otel, rehber gibi işbirliği içinde olduğumuz kurum, kişi ve kuruluşlarla sorunu çözemiyorsa ki çözemediği ortada. O halde yapılması gereken iş bu kuruluşları da içine alan yeni bir yasayı hazırlayıp içimize olmasa da seyahat acentalarının patronajlığında bir yapıya almak doğru olacaktır.
Ne dersiniz?
Deniz Tüfekçi
Yeni hazırlanan 1618 acentelerin sorunlarına çözüm olabilecek mi?