Last Updated on 21 Ekim 2020 by Sahra Gülal
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, 1618 sayılı yasa ile pek yakında yönetmeliğe girmesi beklenen yeni kanunun taslağı ve 2018/2019 turizmine dair merak edilenleri anlattı.
Bugün saat 16.30’da turizm sektöründeki sorunları değerlendirmek üzere TÜRSAB TV canlı yayınına konuk olan TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, program moderatörü Cemal Kızıltan’ın sorduğu ‘Turizm sektörü 2018 yılını nasıl geçirdi? Seyahat acentalarının 2019 yılı hedefleri neler? TÜRSAB hangi konu başlıklarında çalışmalar yürütmeyi hedefliyor?’ şeklindeki birçok soruyu yanıtladı.
İşte Firuz Bağlıkaya’nın açıklamalarından dikkat çeken başlıklar:
- Yeni kanun taslağı çalışmaları ne durumda üyelerle ne zaman paylaşılacak?: Biz bunun yeterli olmadığını iddia ederek seçim dönemine girmiştik. İlgili İlgisiz tüm acentelere görüp görmek istemedikleri yönünde 40 gün süre içerisinde geri dönüş istedik. 300 geri dönüş aldık. Biz buradaki görevimizi yaptık. Daha sonrasında seyahat acentelerin sorunlarına vakıf olan tüm uzman kadroların fikirlerini sorduk. Bakanlık tarafından oluşturulacak metin bizimle paylaşıldığında biz de üyelerimize paylaşacağız. Yazılma işi Bakanlığın işidir yoksa bu durumun bizimle bir alakası yoktur. Biz ne istediğimizi net bir şekilde aktardık ve bunları 2019’un ilk yarısında da nedenlerini anlatacağız.
- Kanun defalarca değişti bu durumun kime ne yararı oldu?: 2006 yılında belge devredilemez oldu. Döviz getirme zorunluluğu kalktı. Sorumlu müdür ve enformasyon memuru gereği törpülendi. Paket tur sigortası geldi. Rehber zorunluluğu yaptırıma bağlandı. Yıllık aidat ücreti yüzde 5 olarak belirlendi. Disiplin ve genel kurul, esnaf odaları mevzuatına bağlandı. Belgesiz faaliyete uygulanan hapis cezası vardı bu kalktı. Bunlar gidenlerdi. 1972’den bugüne kadar değişmeyenler: seyahat acentası grupları, kuruluş işlemleri, kuruluş teminat uygulaması, TÜRSAB’ın yönetim yapısı ve seyahat acentalarının tanımı. 1972’den bu yana hiç düzenlenmeyenler: Bilişim alanındaki faaliyetlere yer verilmedi. Tur operatörlüğü kavramına yer verilmedi ve iç turizm patladı. Uzmanlık alanı kavramına yer verilmedi. TÜRSAB Bölge Yapılanmasına hiç yer verilmedi. Haksız rekabetle mücadeleye… vb birçok konuya yer verilmedi. O günün şartlarında bunlar ıskalandı. Şimdi bizim dönemimizde yeniden düzenlenen TÜRSAB Kanunu ile bugüne kadar tanımlanmamış tanımları yaptık. Bazı kavramlar arasında net bir şekilde ayrımlar yaptık. Örneğin Acente / Acenta gibi.
- TÜRSAB’ın ve turizmin gelecekteki konumu ve vizyonu nasıl olacak?: Tüketici, meslektaşlarımız ve paydaşlarımıza karşı sorumluluklarımız var. Dengeli, adil ve hakkaniyetli davranmamız gerekiyor. Haksız rekabetle meslektaşlarını, yanlış işler yapıp müşterilerini ve tedarikçilerini mağdur etmeyeceksin! Mesleğimizin sürdürülebilirliği ve devamlılığı için bugünden yapılan aksiyonlar vizyonumuzu oluşturuyor. Türkiye’nin tarihi, doğası ve kültürel zenginlikleri var. Elimizdeki bu nimetleri sürdürülebilir turizm etrafında sunmamız gerekiyor. Yeni kavramlar geliştirdik. Gastronomi, sağık, deniz-kum-güneş turizmini bir kenara bırakıp doğru turizm ve iyi turizm kavramlarını geliştirmeye başlayacağız.
- Yeni kanun turizmin ömrünü uzatacak olan çevreci ve akıllı binaların teşvik edilmesine öncülük edecek mi?: Bu yasa, seyahat acentacılığı mesleği ve seyahat acentaları ve bakanlık ilişkileriyle sınırlı bir yasa. Bunun haricindeki her şey bizlerin yapacağız şeyler.
- Şirket devri dayatması olmadan sadece belge devri konusu ile ilgili görüşleriniz nelerdir?: Devirle ilgili hiçbir tereddüdümüz yok. Bakanlığımızla bu konuda mutabıkız. Yani şirketsiz belge devrinin önünü açıyoruz. Birincisi biz istiyoruz ki belgenin bir değeri olsun. İkincisi enflasyona karşı değer kaybetmesin. Üçüncüsü markaların üstüne bir değer ifade etsin. Bu sistem kaçak acenta faaliyetlerini arttırmaz, arttıramaz. Çünkü bu konuyla ilgili çok ciddi yaptırımlar geliyor. Bilinen ezberler artık bozuluyor. Bu yöntem artık şimdiki kadar kolay olmayacak. Genç ve yenilikçi turizmcilere önerim ise seyahat acentasında çalışmaları gerekiyor çünkü belirli bir tecrübe kazanmaları gerekiyor. İş yapmak isteyene giriş aidatı hiçbir zaman engel olmaz. Belge alıp acentacı olmayan arkadaşımız yok.
- 40 milyon turist hedefini kalite mi yoksa fiyatla mı tutturmayı düşünüyorsunuz?: Bir kere şu ‘Türkiye’yi çok ucuza satıyorsunuz’ söyleminden vazgeçilmeli. İspanya’yı, Yunanista’nı, Rodos’u kaça satıyorsak Türkiye’yi de o kadara satıyoruz. Burada farkı yaratan şeylerde otel dışı aktivitelerimiz yok, gastronomi ve eventlerde yeterince para harcatamıyoruz. bir de şehir turistimiz onlarınki kadar pahalı otellere gelmiyor. Paket fiyatları bellidir. Sürekli ortaya çıkıp Türkiye ucuza satılıyor denmesi yanlıştır. Gelen turistle uğraşmayın. Şimdi bunun üstüne getireceğimiz yeni pazarlarımız ile bu oran yükselebilir. Bizim ucuz turiste de ihtiyacımız var yüksek segmetteki turiste de. Yoksa daha düşük segmentteki yerlere zengin turisti nasıl getireceksiniz? Böyle bir şey yok. Bizim avantajlı olduğumuz yerlerde geri adım atmamamız gerekiyor. Biz buralarda müthiş rekabet ediyoruz. Bizim turist hareketimiz gayet güzel. Gelirimiz gayet iyi. Sınır girişlerinden dolayı biraz ortalamamız düşük gözüküyor. Bunları arttırmak lazım.
- Şube açmayla ilgili şartların iyileştirilmesi gündeminizde mi?: Hayır. Tam tersine daha da zorlaşacak. Prensip olarak şube işlerine merkez kadar sıcak bakmıyoruz. Çünkü biz istiyoruz ki bölgelerdeki acentalar kullanılsın. Her bölgede yeteri kadar acentamız var.
- Turizmde eğitim ön plana çıkacak mı?: Bu konunun ne kadar önemli olduğunu iyi biliyoruz. İş birliği açısından görüştüğümüz üniversiteler var. Yönetime geldiğimiz bu 10 aylık süre içerisinde çok zorluklar yaşadık. Daha yeni yeni kafamızı kaldırıyoruz. Mümkün olduğu kadar bu işleri bir plana oturtup yavaş yavaş uygulamaya koyacağız. Ocak ayı içerisinde Bakanlığımız vasıtasıyla yasamız onaylanırsa artık iyice evimizi, içeriyi düzenlemeye başlayacağız.
- D2 belgesi için acentalara bir kolaylık sağlanacak mı?: D2 belgesi bir taşıma belgesi. Bugüne kadar ortaya çıkan sorun; bir biçimde zamanında müdahalemiz, Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğünün son derece pozitif yaklaşımı ve Bakanımızın bizzat Ulaştırma Bakanı ile olan temasları sonucu şu anki duruma geldi. UKOME’lerle ilgili sıkıntımız devam ediyor. Bu konuyla ilgili bir girişimimiz var. TÜRSAB BTK’larının UKOME’lerde üye olarak yer alması için yönetmelikte düzenleme yapılması üzerinde bir müracaatta bulunduk. Bu konunun takipçisiyiz. İkincisi tüketici birliklerinde seyahat acentası üyelerinin bulunması konusu önemli.
- Yeşil pasaport için kolaylık sağlanacak mı?: Bu konu pasaport kanunuyla ilgili bir durum. Bizim ne seçim vaatlerimiz arasında ne de düzenlemelerimiz arasında olan bir konudur. Hizmet ihracatçısı olarak belirli kriterleri sağlayanlara veriyorlar şu anda.
- Tur operatörlüğü yasası hakkında yapılan eleştirilere ne söylemek istersiniz?: Bu bilinen tanınan firmaların aleyhine olan bir yasa. TÜRSAB, hiç tanınmamış bir acentanın bile turunu garanti ediyor ve satışını kolaylaştırıyor. Rekabette aslında çok önemli bir unsur olan markanın önemini ortadan kaldırıyoruz. ‘Kimseye sormadan’ eleştirisine saygı duyuyorum ancak 8 bin acenteye üç defa bildirim yapıldı. Eğer buna geri dönüş yaptıysanız biz bunları zaten dikkate aldık. Eğer geri dönüş yapmadıysanız da takdiri izleyenlere bırakıyorum.
- Rehberlerden kaynaklı donanımsal sıkıntılar hakkında güncel durum nedir?: Rehberler Birliğinin yasası bir gürültü patırtıyla çıktı. Bakanlıktan bu konuyla ilgili gelen yazılı metne dilimiz döndüğünce o bu yasanın uygulanamayacağını, yanlış olduğunu, asgari taban ücret uygulamasının hakkaniyetli olmadığını ve insanların mesleki bilgi, beceri, tecrübelerine hiç uyum sağlamadığını ifade etmeye çalıştık. Fakat o günkü şartlarda bir şekilde bu yasa çıkartıldı. şimdi bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. İyi olan bir şey var o da; rehber arkadaşlarımızda bu işin doğru ve hakkaniyetli olmadığının farkına vardılar. Şimdi hep beraber bir düzenleme yapmamız gerekiyor.