Tur Andiamo Yönetim Kurulu Başkanı Cem Polatoğlu; 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acenteleri Kanunun taslak çalışmalarında son aşamaya gelindiğini belirterek; kafasına takılan soruları meslektaşlarıyla paylaştı. Cem Polatoğlu, kendisinin en çok “teminat” konusu üzerinde merak yaşadığını; dünya genelinde bu alanda iki sistemin mevcut olduğunu ifade ederken; bu sistemlerden bir tanesinin uygulanması gerektiğini savundu.
İşte deneyimli turizmcinin 1618 sayılı kanuna ilişkin düzenlenen tasarı hakkındaki kapsamlı yazısı:
Yeni yasamız hazırlanıyor. “Taslak” önümüze konmadığı için taslağın neresi eğri, neresi doğru kimse yorum yapamıyor. Oysa son dönemeçteyiz. Fısıltı ve dedikodu gazeteleri ise tam gaz mesai yapıyorlar.
– Acenta kurmak 500 bin TL mi oldu?
– Aidatını ödeyemeyen acentaların belgesi iptal mi edilecek?
– Rent a Car, MICE, Bilet acentaları TÜRSAB’tan çıkarılacak mı?
– Uçak-Kaçan tur şirketlerinin bataklarını biz mi ödeyeceğiz?
– Teminatlar 5 milyon TL mi olacak; 5 milyon Euro mu? vs…
Ben en çok “tur operatörlüğü”nün olmazsa olmazı teminat konusuna takıldım.
Aşağıda detayları ile belirttiğim üzere dünyada uygulanan 2 ana sistem var. Onlardan biri, sigorta bazlı ve %100 tur teminatını kapsayan sistem. Yani İngiliz Sistemi ya da “KONTÖR SİSTEMİ”
Bu günlerde fısıltı gazeteleri teminatlar için; acenta cirosunun 1/3 kadar olacağını, Ancak acentanın iflası veya kaçması durumunda tüketiciye tur parasının yüzde 100’ünün TÜRSAB tarafından ödeneceğini yayıyorlar.
Şayet kanun bu şekilde onaylanırsa, baştan kadük doğar. Neden mi?
– Acenta cirosunun 1/3’ü kadar teminat alınacak
Cirosunun yüzde 90’ı ile MICE, Rent a Car yapan, bilet satan acenta da mı cirosunun 1/3’ü kadar teminat verecek? Örneğin, 1 milyon TL ciro yapan MICE şirketi cirosunun yüzde 30’nu yani 300 bin TL teminat mı verecek? Ama yaptığı turun cirosu 100 bin TL? 3 katı teminat niye?
– Şirketler tek tek tur faturası mı ayıklayacak?
TÜRSAB, şirket şirket bu faturaları mı denetleyecek?
– İflas eden veya kaçan tur şirketinin müşterilerine TÜRSAB tüm parasını iade edecek.
Yani teminatı maksimum 30 milyon olan vurguncu acenta 100 milyon Lira çarpıp kaçacak. Geri kalan 70 milyon Lira’yı TÜRSAB yani biz mi ödeyeceğiz? Neden batan-kaçan acentanın yükü bize binsin?
– Batan-Kaçan şirketin müşterilerine paralarını sigorta şirketi ödeyecek
Sigorta şirketi “hilal-i ahmer cemiyeti” mi? Bizden topladığı paralarla oluşturduğu havuz parası ile batan acentanın müşterilerinin parasını ödeyecek. Yani “batan-kaçan” acentanın parasını yine biz salaklar ödeyeceğiz.
– Servis sağlayıcı (tedarikçi) firma da teminat verecek.
Adam nihai müşteriye tur satmıyor ki; neden teminat versin? O benimle tedarikçi arasında ticari bir anlaşmadır. Nasıl ki sadece MICE yapan için bir teminat gerekmiyor çünkü o da bir başka şirketle ticari anlaşma yapıyor. Onlar yani B2B acentalar isterlerse birbirlerinden teminat alabilirler… Burada neden zorunlu “teminat” topuna girilir anlamam. Bu taslak böyle yasalaşırsa tüm tedarikçi firmalar milyonlarca TL tutacak olan teminatları vermemek için soluğu Bulgaristan’da alırlar, söylemedi demeyin. Örnekleri de var.
Bu çıkartılmak istenen yasadan şayet revize edilmez ise sadece büyük acentaların ve vurgun yapmak isteyen acentaların faydalanacağı aşikardır.
Kısaca dostlar;
Neden Amerika’yı yeniden keşfe çalışıyoruz? Neden 50 yıldır dünyada uygulanan sistem varken yeni icatlar çıkarıp enteresan kanunlar yapıyoruz; anlaşılır gibi değil.
Sayın Yetkili Dostlar,
Lütfen aşağıdaki KONTÜR sistemini tekrar dikkatlice okuyunuz. Burada tüketici yüzde 100 teminat altındadır. Bu sistemde ne TÜRSAB ne de bizler başkasının batağını temizlemek zorunda değiliz. Varsa bu sistemin hataları bunun üzerinde düzeltme yapalım. Kimseyi de mağdur etmeyelim
Saygılarımla
Cem Polatoğlu
TUR OPERATÖRLÜĞÜ YASASI NASIL OLMALI?
” KONTÖR SİSTEMİ “
Devlet diyor ki; “Ya tüketiciyi yüzde 100 koruyacak bir sistem getirin ya da biz kendi bildiğimiz gibi bir torba yasa çıkartacağız”. Kısaca diyor ki; yüzde 100 turun teminatını veren tur satsın. Haklı.
Örnek olarak da; tüketiciler bankalara karşı bile teminatlarla korunurken, “turizm firmaları”nın topladıkları para karşılığında tüketiciye sadece bir sözleşme yani “kağıt” vermesinin doğru olmadığını belirtiyorlar.
Haklılar. Örneğin bir acenta reklamda erken rezervasyon desin. İflas sigortam var desin. 1000 Euro’ya 1000 oda Maldivler, 1000 Amerika vs. satsın. Toplasın milyon Euro’ları veya 7 gece odası 10 bin TL olan 5 yıldızlı otelleri yarı fiyatına satsın. Milyonları toplasın. Sonra, binlerce mağdur tüketici, iflas etmiş, kaçmış şirketin 2 masa bir boş kasasını paylaşsın. Var mı bunu engelleyecek bir yasa? YOK!
Şimdiye kadar böyleydi. Ancak “zil çaldı”. Yumurta kapıda.
Öncelikle TUR OPERATÖRÜ kimdir?
Kısa bir tanımını yapalım;
“Turizm hareketlerinin bileşenleri konaklama, rehber, yiyecek-içecek, ören yeri, eğlence ve ulaşım gibi ürün ve hizmetleri içeren paket turların önceden herhangi bir talep olmadan hazırlanması ve belirlenen destinasyonların turistik ürün olarak pazarlanması faaliyetlerini içeren hizmetler bütününü satanlara tur operatörü denir.”
Bu durumda bizler de TÜRSAB adına bu konuda gerekli incelemeleri yaptık.
Dünyada Tur Operatörlüğü yasası için uygulanabilecek iki makul sistem olduğunu tespit ettik.
Biri ALMAN diğeri İNGİLİZ sistemi…
Nedir Alman Sistemi?
Bu sistem, yüksek teminatlar verebilen seyahat acentalarını “tur operatörü” olarak kabul eden bir sistemdir. En az 5-10 Milyon Euro teminat verebilen şirket “tur operatörü” kabul edilecektir. Bu teminatı gösteremeyen acentalar ancak tur operatörlerinin “satış acentaları” olacaktır.
Biz ise İngiliz sistemini sevdik. Sisteme örnekle bakalım:
Acenta, senede 1000 kişi, bayramda maksimum 100 kişi taşısın.
Tur ortalaması da kişi başı 500 Euro olsun. Bu acentaya maksimum 100 kişi X 500 Euro = 50.000 Euro’luk kontör yani teminat mektubu gerekir. Acenta, tur sattıkça, sigorta şirketinin sisteminden poliçe ile birlikte tur bedeli kadar KONTÖR DÜŞER.
Misal, acenta 20 kişi sattı. 20X500 Euro = 10.000 Euro kontörden düşer. Tur dönüşü makul bir itiraz süresi vardır. Problem yoksa 10.000 Euro tekrar kontörüne eklenir. Problem varsa müşteri 1 hafta içerisinde sigorta şirketine başvurur. Sigorta şirketi itiraz konusu tur bedeli kadar meblağı sorun çözülene kadar bloke eder.
Acenta, teminatından daha çok satış yaparsa ve arzu ederse teminatını yükseltebilir.
SORU VE CEVAPLAR
S: B2B yani acentadan acentaya satışlarda sigorta nasıl işleyecek?
C: Burada tüketiciyi ilgilendiren bir durum yok. Şirketler isterlerse birbirleri arasında “Mali Sorumluluk” sigortası yaptırır veya birbirlerinden “teminat” alırlar.
S: Poliçeler ne zaman kesilecektir?
C: Poliçeler müşterinin ilk ödemeyi yaptığı anda makbuz ve tur kayıt formu ile birlikte teslim edilecektir. Erken rezervasyonda da bu kural geçerlidir. Poliçe tüketicinin yüzde 100 teminatıdır.
S: Poliçe nasıl bir şey olacak?
C: “Kıymetli kağıt” sayılacak olan numaratörlü, hologramlı poliçe sayısı ve limiti, sigorta şirketi tarafından acentanın öngördüğü yolcu sayısı ve bir dönemde yapabileceği maksimum ciro limiti hesaplanarak verilecektir. Sisteme sadece internetten ve acenta şifresi ile girilebilecektir. Toplam poliçe risk sınırı Sigorta şirketi ve acenta tarafından belirlenen rakamı geçemeyecektir. Müşteri turunu tamamlayıp hasarsız döndüğünde ise kesilen teminat miktarı (kontör) makul bir süre içerisinde otomatik olarak tekrar tur operatörünün hesabına eklenecektir.
S: Poliçem biterse veya daha pahalı turlar satıp limitimi aşarsam ne olacak?
C: Poliçe biterse ve yolcular “hasarsız” dönerlerse sigorta şirketi, acentaya kullandığı kontörü sisteme geri yükleyecektir. (Reload) Limit aşımına gelince; bu sorun sigorta ve acenta arasında ek teminatlarla çözülebilecek basit bir sorundur. Teminatını arttırır ve ek poliçe alır.
S: Incoming yapıyorum. Konu beni ilgilendirir mi?
C: Hayır. Turistler kendi ülkelerinden zaten sigortalı geliyorlar.
S: Günübirlik tur yapıyorum. Konu beni ilgilendirir mi?
C: İlgilendirir. Siz de para topluyorsunuz, sizin de kaza-bela riskiniz var. Sizin turunuz belki 50-100 TL ama siz de Türkiye’de satılan bu turunuz için müşterinize sigorta yapacaksınız. Ayrıca; en çok günübirlik turlarda görünen kaçak acentacılığı önlemenin tek yolu budur.
S: MICE, kongre yapıyorum. Kapalı gruplara, şirketlere, derneklere çalışıyorum. Ben de müşterilere sigorta yapacak mıyım?
C: Sizinki “TİCARİ AKİT” sınıfına girer. Yani, karşı şirketle sizin aranızda bir ticari sözleşmeye dayalı. Eğer müşterinizin bu konuda ekstra bir talebi yoksa sigorta yaptırmaya mecbur değilsiniz.
S: XXX Tur’un tali acentasıyım. Ben ne yapacağım.
C: Teminat vermenize, kendi adınıza sigorta poliçesi kesmenize gerek yok. Siz, parayı XXX şirketi adına tahsil edip, XXX şirketinin sisteminden müşteriye sigorta poliçesini vereceksiniz.
S: Hiçbir şirketin tali acentası değilim. 1) Bazen büyük şirketlerin turunu satıyor; 2) Bazen büyük servis sağlayıcılardan tur alıyor; 3) Bazen de kendim tur yapıyorum. Bu durumda hangisine sigorta yapacağım.
C: 1. durumda, turu siz başka şirketin adına satıyor, tahsilat yapıyorsanız ve o şirketin Tur Kayıt Formu’nu veriyorsanız sigorta mesuliyeti o firmanındır.
- durumda siz servis sağlayıcıdan tur alıyor ama kendi adınıza satıyorsanız, tur operatörlüğü şartlarını yerine getirip sigorta poliçesini kendiniz kesmeniz gerekir. Servis sağlayıcı ile aranızdaki ilişki “ticari” ilişkidir.
- durumda; turu kendiniz adına düzenleyip satıyorsanız; zaten siz tur operatörlüğü sıfatını taşıyorsunuz. Poliçeyi de siz kesersiniz.
NOT 1: Sigorta Şirketi, tur operatörünün güvenirliğine göre, vereceği kontörün hepsini banka teminat mektubu olarak istemeyebilir.
NOT 2: TÜRSAB ve Bakanlığımız bu konuda tüketiciyi kamu spotları ile bilgilendirmelidir.