Etkinlik ve eğlence hizmetleri danışmanlığı… Bu konu ve süreçleri hakkında daha detaylı bilgi almak için Didem Kayan Event & Entertainment markasının yaratıcısı Didem Kayan Karakuş ile bir sohbet gerçekleştirdik. İşte o söyleşi…
“Didem Kayan Karakuş kimdir?” diye başlayan sorumuz ile klasik bir giriş yapıp; gerisini sohbetin akışına bırakıyoruz.
“HEP SAHNEDE OLMAYI HAYAL EDERKEN KENDİMİ SAHNE ARKASINDA BULDUM”
Didem Kayan Karakuş: 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü’nü bitirdikten sonra 2000 yılına kadar acente, otel gibi turizm sektörünün ileri gelen firmalarında çeşitli departmanlarda görev aldım. Çocukluğumdan beri hep sahne üzerinde olmayı hayal ederken kendimi birden sahne arkasında, yine bu sektörde ama işin mutfağında buldum.
“EN DEĞERLİ SERMAYEM HEP İNSAN OLDU”
2000 yılında sektörün önde gelen etkinlik firmasında çalışmaya başladığımda, olmak istediğim ve yapmak istediğim iş kolunun bu olduğunu anladım ve kendimi sürekli bu alanda geliştirmeye başladım. Son 5 ay öncesine kadar bir markanın altında ticari ortak olarak devam ediyordum. Ancak talepler hep marka adına değil Didem Kayan olarak gelmeye başladığında; ben de “Didem Kayan Event & Entertainment” olarak kendi markamı yarattım. Neticede öyle ya da böyle bütün bu süreç dahilinde kurduğum kişisel ve ticari ilişkiler beni bu noktaya getirdi. En değerli sermayem hep insan oldu ve bu hayatta en çok önemsediğim şey, kişisel ya da iş olsun dostane, vefalı işbirlikleri bugün bu noktaya gelmeme vesile oldu. Bunun için buradan tüm değerli dostlarıma hayatıma bir şekilde dokunduklarından dolayı ayrıca teşekkürlerimi ve sevgilerimi iletmek isterim.
Kurulan ilişkiler dediniz biraz açar mısınız?
Eğer siz bir konuda danışmanlık veya bir başkası adına karar veriyorsanız konuya hakim olmalısınız ve ihtiyaçları doğru anlayıp; sunduğunuz doğru seçenekler ile çözüm odaklı olmalısınız. İşte yıllar boyunca biriktirdiğiniz insan ilişkileri burada devreye giriyor. Bunların her biri sizin konu ile ilgili çözüm ortağınız olmaya aday veya çözüm ortağınız olabiliyor. Ancak tabi bu tamamen ikili ilişkilere ve güvene dayanan hassas dengeler. Yılların vermiş olduğu, birlikte yapılan işler, yaşanmışlıklar ve paylaşımların sonucudur.
Yapmış olduğunuz seçimler her zaman müşteriyi memnun ediyor mu?
Elbette ki hayır; ancak yine danışan ile (kurumsal firma – organizasyon firması veya acente) kurulan ilişki sayesinde birlikte farklı alternatifler üzerinde konuşarak, planlayarak her iki tarafı da memnun olacak şekilde sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Sonuçta ben de benimle birlikte çalışan iş ortaklarımız da müşteri memnuniyeti odaklı çözümler bulup gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Size ters gelen, asla olmaz dediğiniz…
Ben biraz yapı olarak ilk başta muhalif biriyimdir her şeye… Aslında bu biraz da karşımdaki taleplerin limitlerini zorlamakla ilgilidir. Sanırım bunu artık daha az yapıyorum. Yaşanmışlıklar ve tecrübenin sonuçlarından biri… Asla olmaz dediğim her şeyi bir şekilde benim de mutlu olacağım şekilde çözümledik her zaman…
“EĞLENCE SEKTÖRÜ PLANSIZ İŞİ AFFETMEZ”
Planlayıcı derken?
Aslında sadece planlamacı demeyelim. Planlama bu işin en önemli kısmı. Kültürümüzde öncelik olarak çok alınmasa da, alışkanlıklarımız bu yönde olmasa da, günümüz şartlarında plansızlığın getirdiği olumsuzlukları hepimiz gayet iyi biliyoruz. Özellikle eğlence sektörü, plansız işi affetmez.
Ben sadece yapılacak etkinlik özelinde yapılan planlamadan bahsetmiyorum. Aslında bu işi pazarlama stratejiyle orantılı orta-uzun vadede genel planlaması olarak çalışıyoruz. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Gerektiğinde planlama, gerektiğinde planlayıp yine iş ortaklarımla birlikte uygulama veriyoruz.
Özetle, kurum ve kişilerin taleplerin doğrultusunda planlamalarını yapıp, onların yerine satın alımı yapıp, organizasyonları gerçekleştirmek. Aslında konu ile ilgilenen kurum ve kişilerin iş yükünü azaltıyoruz. Bazen mekan seçiminden başlayarak; her detaya kadar sizden hizmet alabiliyorlar. Bunlar dekor, ses, ışık, orkestra veya DJ gibi… Eğer kurumsal firma eğitim amaçlı ise aralarda workshoplar, outdoor ve indoor aktiviteler de öneriyoruz. Tabi bunlar organizasyon detayları dahilinde kalarak detaylandırılıyor. İnce detaylar aslında…
Ofis ortamı yok sizde bildiğim kadarı ile…
Evet, yok çünkü gerek de yok. Biz planlayıcılar herhangi bir malzeme veya ürün stoklamıyoruz. Var olan çözüm ortakları ile çözüyoruz. Orkestra isteyen bir müşteriye ofiste orkestrayı çağırarak sahne performansı yaptıramazsınız. Elinizdeki verilerle bu talebi karşılarsınız veya farklı çözüm yolları üretirsiniz. Bir de teknolojiyi yeteri kadar iyi kullanırsanız ofis için yapacağınız masrafları teknolojiye yatırabilirsiniz.
Birçok farklı sektörde ve birçok ülkede bu şekilde çalışılıyor. İlla ofis derseniz, zaten açık ofisler var. Bir ofiste olması gereken her şey var. Onları kullanabiliriz. Ama bence çok da gerekli değil. Tercih meselesi bu da benim tercihim. Tabi masrafların minimal seviyeye inmesi fiyatlarımıza da aynı oranda yansıyor.
“ETİK KAVRAMI BENİM OLMAZSA OLMAZIM”
Çözüm ortaklarınız ile nasıl çalışıyorsunuz?
Çözüm ortaklarım yıllardır organizasyonlarda birlikte çalıştığım, ürettiğim kişi veya kurumlar. Etik kavramı benim için olmaz ise olmaz. Eskiden teknoloji bu kadar gelişmemişken müşteri tedarikçiye bu kadar kolay ulaşamıyordu ama şimdi öyle değil. Sizin önerdiğiniz herhangi bir fikir veya isim ile hemen iletişime geçiyorlar. Bizleri aradan çıkararak daha uygun bütçeye çözmek istiyorlar. Haklılar; sonuçta günün sonunda herkes cebine girene ve çıkana bakıyor. Ancak bu şekilde çalıştıklarında karşılaştıkları o kadar problem oluyor ki ve tabi bu konu ile ilgili yeterli tecrübeleri de olmadığı için ya etkinlik sırasında ya öncesinde ya da sonrasında hesaplamadıkları farklı sorunları çözmekle uğraşıyorlar. Ama zaten bizim hizmetlerimizden biri de müşteri adına işleyişi planlamak – organize etmek – sonuçlandırmak. Çözüm ortaklarım ile mümkün olduğunca tüm müşterilere “aynı fiyatı” vererek çalışıyoruz. Sonuçta müşteri direkt tedarikçiye ulaştığında da benden aldığı fiyatın aynısı aldığında bu hizmeti daha ucuza satın alamayacağını anladığında ve biraz bu konuda tecrübeli ise işi bize veriyor.
Çünkü az önce de bahsettiğim gibi biz onun adına planlıyor – organize ediyor ve sonuçlandırıyoruz. İster buna komisyon usulü deyin ister başka bir şey. Aynı acente – otel ilişkisi gibi… Sistem aynı ürünler veya hizmet kalemleri farklı.
Eğlenmek mi, eğlendirmek mi?
İkisi de ancak sıralaması benim için farklı. Eğer bir etkinlik içinde planladığımız hizmetler beni mutlu etmiyor ve eğlendirmiyorsa müşteriyi nasıl mutlu edecek ve eğlendirecek? Aslında tüm kurgu benim için bunun üzerine.
Ekibiniz var mı?
Evet, sürekli çalıştığım bir ekibim var. Bu organizasyonun büyüklüğüne ve bütçesine göre değişken oluyor. Ancak satış, tanıtım ve pazarlama için daimi bir elemanım var. O da yetiyor zaten. Sonuçta sizde planlamayı doğru yapıp; doğru çözüm ortakları ile çalıştığınızda zaten sonuç beklentilerinizi karşılıyor.
“FARKIMIZ FARKLILIĞIMIZDANDIR”
Proje üretiyor musunuz?
Evet, üretiyoruz. Temalı organizasyonlar veya şirketin talebi üzerine onlara özel, farklı projeler üretiyoruz. Ancak bunu yine çözüm ortaklarımız ile gerçekleştiriyoruz. Böyle çalışmaları ben daha çok seviyorum. Onların adına bir hayal kuruyorum ve iş onayı ile aslında ben kendi hayalimi gerçekleştirmiş oluyorum. Standart olmayı sevmiyorum. Standart olan hizmetlerde bile illa bir farklılık olsun diye uğraşıyorum. Zaten “farkımız farkımızdandır” mottosu da böyle çıktı. Örneğin düz bir orkestra bana her zaman çok sıkıcı gelmiştir. Ancak onun içine farklı olabilecek, dikkat çekecek hatta daha mutlu ve eğlence odaklı olduğuna inandığım bir şey bulduğumda ne yapıp ne edip hem çözüm ortağımı ikna edip hem de müşteriyi ikna ettiğimde benden mutlusu olmuyor.
Artık farklı olmak tercih sebebi oluyor sanırım…
Aynen bu. Ben Didem Kayan Event & Entertainment markasını yaratırken şunu baz aldım: Neden benimle çalışsınlar; neden beni seçsinler? Farklı ürün ve hizmetler sunduğum, ürettiğim sürece tercih edilen olacağım. Sanırım bununla ilgili çok yeni marka ile hizmete başladığımdan bu yana talepler ve gerçekleşen organizasyonlara baktığımda doğru kararla doğru yolda olduğumu biliyorum.