Last Updated on 25 Şubat 2019 by Yaşar Çelik
Çorbada Bizim de Tuzumuz Olsun İstedik… Sanıyorum 2 ay önceydi karar verdiğimizde. Gidelim görelim istemiştik. Neresi miydi? Son 2 yıldır çok popüler olan “Kars“ destinasyonu. Peki biz seyahatimizi nasıl planladık?
Gerek seyahat acentası sahipleri gerekse TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri olarak verdiğimiz mesaj; “Seyahatlerinizi TÜRSAB’a bağlı seyahat acentaları ile planlayın.” Bu bağlamda Mice segmenti çalışan ben ve Incoming çalışan kıymetli abim Tansu Demir ile kültür turları ve ülkemizin güzelliklerine dikkat çekmek, sektörel farkındalık, mesleki hassasiyeti ön planda tutmak ve en önemlisi örnek olmak adına seyahatimizi kendimiz planlamak yerine kültür turları çalışan acentalarımızdan olan Lalit Tur firmasından turumuzu satın alarak gerçekleştirdik.
Unutmayalım aslında ekonomi de böyle dönüyor. Alalım, verelim EKONOMİYE can verelim..
22-24 Şubat tarihlerinde gerçekleşen turumuza Sabiha Gökçen Havalimanından – Erzurum Havalimanına Anadolujet Havayolları uçuşu ve yaklaşık 2 saat süren bir yolculuk ile başladık.
- GÜN ERZURUM
Havalimanı varışımıza istinaden biz gruptan birkaç saatliğine ayrılıp TÜRSAB Kuzeydoğu Anadolu Bölge Temsil Kurulu Başkanımız Kürşat Özeken ile buluştuk. Kürşat Başkanımız, bölgede 6 güzide şehrimizin (Ağrı, Ardahan, Erzincan, Erzurum, Iğdır, Kars) BTK başkanlığını yürütmektedir.
Kürşat Başkanımız ile çok keyifli bir şehir turu gerçekleştirdik. Şehir turumuzda; Yakutiye Medresesi, Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese, Ulu Cami, Erzurum Evleri, Taş Han ve Türkiye’nin en büyük üçüncü üniversitesi olan Atatürk Üniversitesi kampüsünü gezerek devam ettik.
Kampüste öğrencilerin sosyal yaşamı adına yok yok..
Şehirde neredeyse nüfus kadar öğrenci var.
Erzurum’da çok fazla yöresel lezzet var ama kısa ziyaretimizde etleri döner etinden daha kalın olan ve bir gece bekletilerek hazırlanan Cağ kebabından yana kullandık. Dönerinin de çok lezzetli olduğunu hatırlatmadan geçemeyeceğim. Biz yemeğimizin sonunda kadayıf dolması da tadımlama fırsatı yakaladık.. yemeğimizi Kürşat Başkanımızın misafiri olarak Şenyurt Cağ Kebap salonunda aldık. Salaş bir yer ama bu lezzeti tadabileceğiniz belki de en iyi yerlerin başında geliyor. Yer bulmak? Eh! Çok mümkün değil 🙂 Kürşat Başkanı tanıyorsanız şanslısınız..
Yemek sonrası turumuz ise; Erzurum Kongre ve Milli Mücadele Binası, topçu dağı tepesinde hamam vadisini kontrol etmek ve savunmak amacıyla Sultan Abdülaziz ve Abdülmecid döneminde inşa edilen tabyalar ve 1877 – 1878 yılında Rus askerleriyle göğüs göğüse çarpışan kahraman Türk anası Nene Hatun mezarı ziyareti ile devam etti.
Kürşat Başkanımızın ev sahipliğinde Erzurum’da çok keyifli bir gün geçirdik.
Bu seyahatimle Erzurum’a sanıyorum dördüncü veya beşinci gelişimdi.
Benim ve Tansu Bey’in gözlemi; Erzurum şehri son birkaç yıldır Kars şehrinin gölgesinde kalmış. Şehir, tur programlarında çok daha fazla yer almalı.
Tabyalar, kültür turları programlarına muhakkak girmeli.
Okuduğunuz üzere Erzurum’da yapılacak, gezilecek, görülecek ve de tadımlanacak çok şey var.
Palandöken ve atlama kulelerine değinmedim bile.. 🙂
Kürşat Başkanımız ile en yakın zamanda tekrar görüşmek üzere vedalaştıktan sonra gruba dahil olarak Kars’a doğru yola çıktık. 2.5 saat süren yolculuk sonrası Kars’a ve otelimize vardık. 1 saatlik dinlenme sonrasında kadınlarımızın ekonomiye katkılarının ve öncü olmalarının en güzel örneklerinden olan ve işletmeciliğini Nuran Hanımın yaptığı Kars Kaz Evine gittik ve akşam yemeğimizi yöresel lezzetler eşliğinde aldık.
Peki neydi bu yöresel lezzetler?
Yöresel çorba (evelik otuyla yapılan) hangel, haşıl, piti, bulgur üstü kaz eti, erişte, ezme, turşu, umaç helvası. Yemek bitiminde Kafkas dans gösterisi gecemize renk kattı.
Güzel ve keyifli bir akşam yemeği sonrasında otelimize geçtik.
İkinci günümüzde;
Kahvaltı sonrasında Kars şehrine yaklaşık 45 dakika uzaklıkta bulunan Ermenistan sınırında ki Ani Harabelerini gezerek başladık. Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan, Zerdüştlerin Ateş Gecesi, Hristiyan mimarisinin süsleme örnekleri ve sekizgen minareli İslam eserlerinden oluşan bir sanat tarihi şölenine tanık olduk.. Menucehr Camii, Enu Muammeral Camii (Boz Minare), Surp Pirgiç Kilisesi (Kurtarıcı Kilisesi), Tigran Honents Kilisesi, Abukhamrent Gregor Kilisesi ise diğer gördüğümüz yapıları oluşturdu.
Ani Harabelerinde birçok tur grubuyla karşılaşmak beni ve Tansu Beyi ziyadesiyle mutlu etti. Ani Harabelerinde yaklaşık üç saat süren gezimiz sonrasında bir kısmı Ardahan diğer kısmıysa Kars sınırları içerinde kalan Çıldır gölüne gittik. Yolculuğumuz yaklaşık iki saat sürdü.
Çıldır gölü; Türkiye’nin en büyük 11. Gölü olup, 123 kilometre kare alana sahip, 1996 rakım ve 40-45 metre derinliktedir. Göl kenarında öğle yemeği (biz, Atalay’ın balık lokantasında aldık. Gölde tutulan sarı balık yemeğimizdi) molası verdikten sonra buz tutmuş olan gölde kızakla kısa bir tur gerçekleştirdik.. hatta ben ata da bindim ve kar motoru da kullandım..
Yazın da göl üstünde tekne turları olmaktadır.
Buzu kırarak balık avlayan balıkçıları izleyip fotoğraflarını çektikten sonra Kars’a ve otelimize geri döndük. Otelde kısa bir dinlenmenin ardından akşam yemeği için yöresel yemekleri tadacağımız Pushkin restauranta geçtik..
Kapıda bizi aşağıda ki alıntı karşıladı.
Bilinmeyen Ülke
Ey uzak ülke, güzel ülke.
Ey bilmediğim ülke!
Ne kendi isteğimle geldim sana.
Ne soylu bir atın sırtında.
Beni bu yiğit delikanlıyı
Gençliğin ateşi getirdi buraya.
Birde başımdaki şarap dumanları.
Aleksandr Serge yevic Pushkin
Yemek sonunda yine çok güzel bir Kafkas gösterisi gecemize keyif kattı.
** Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Ersoy ile aynı günlerde aynı destinasyonda olmak bizleri ayrıca sevindirdi ve mutlu etti.
Üçüncü günümüzde;
Kahvaltı sonrası otelimizden çıkış işlemlerini yaparak ilk önce Kars merkezini gezmeye başladık. Oniki Havari kilisesi, Taş köprü, Hasan Harakani külliyesi, Rus döneminin taş yapılarından olan Defterdarlık Binası, Sağlık Müdürlüğü, Belediye Binası, Eski Vali Konağı, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı gördüğümüz yapıları oluşturdu.
Sonrasında ise 2017 yılında açılmış olan modern müzeciliğin başarılı örneklerinden Kanlı Tabya Kafkas Cephesi Harp Müzesini ziyaret ettik. Müze gezimiz sonrasında aracımızla Sarıkamış’a doğru hareket edip, ilk önce Şehitler Anıtı’nı, sonrasında ise Katerina Av köşkünü ziyaret ederek fotoğraflarımızı çektik. Buradan da Sarıkamış kayak pistlerinin olduğu bölgeye geçip, telesiyej ile pistlerinin üzerinden bir tur atarak manzaranın keyfini çıkardık. Karlar üzerinde saleplerimizi içtikten sonra Kars’a veda edip havalimanına geçtik. İçimiz buruk vaziyette şimdilik buralara veda ettik.
Bekleyin yine, yeniden geleceğiz.
Dostlukla kalın..
TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi ve I-MICE Derneği’nin II. Başkanı Hüseyin