Türkiye’de hakim olan ekonomik buhran sonucu son aylarda şirketlerin bir bir ilan ettiği konkordato diğer bir adıyla iflas anlaşması, ‘batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dahilinde ödemek için alacaklılarıyla yaptıkları anlaşma’ olarak bilinse de hakkında merak edilenler oldukça fazla.
İşte konkordato hakkında bilinen-bilinmeyen-yanlış bilinenleri ele alan Avukat Elvan Kılıç, ‘Köprüden Önce Son Çıkış: Konkordato’ başlıklı yazısıyla karşınızda!
“Konkordato, günlük kullanımıyla alacaklılarına borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu için borçluların başvurduğu bir kurtuluş yöntemi olarak tasvir edilmektedir. Peki, bu kavram ticari hayatı etkisi altına alan ‘’konkordato’’ süreci için yeterli midir?
Geçtiğimiz aylarda konkordato ilanları ve iflas kararlarıyla dikkat çeken Pamukkale Turizm ve Ulusoy Ulaşım‘da yaşanan süreç için buraya tıkla!
Basit ve doğru tanımıyla konkordato sürecine; iflas aşamasına gelmiş veya gelme ihtimali ortada olan borçluya verilen son şans diyebiliriz. Konkordato, kanunda daima yerini bulsa da iflasın ertelenmesine ilişkin hükümler kaldırıldıktan ve 7101 sayılı kanunumuz da yapılan değişikliklerin ardından yeniden hayat bulan bir süreç olarak çıktı karşımıza. Şimdi bu süreci detaylı inceleyelim.
Bilindiğinin aksine sadece sermaye şirketlerine özgü bir çözüm yolu olmayıp şahıs şirketleri hatta şahıslar borçları için bu yola başvurulabilmektedir. Vadesi geldiği halde borçlarını ödemede acze düşmüş yahut ödeyememe ihtimali bulunan borçlular ya da alacaklıları yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi’nden “konkordato” talebinde bulunabilir. Başvurulacak yetkili mahkeme, borçlu şahıs ise ikamet adresindeki Asliye Ticaret Mahkemesi, sermaye şirketi ise şirketin merkez adresinin yargı çevresindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
GEÇİCİ MÜHLET SÜRESİ 3 AY
Borçlunun borca bataklığına ilişkin başvuru evraklarını usulüne uygun şekilde tamamlanıp Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunması ile süreç başlamış olur. Mahkeme istenilen evraklarda eksiklik bulunmaması halinde öncelikle geçici mühlet kararı vermektedir. Geçici mühlet kararına karşı kanun yolu kapalıdır. Geçici mühlet süresi üç aydır, gerekli hallerde bu süre iki ay daha uzatılarak beş aya çıkarılabilir.
İSPAT
Geçici mühlet sürecinde, konkordato komiserlerinin gözetiminde iflas anlaşması projesine uygun şekilde faaliyetler yürütülür ve bu faaliyetler ilgili mahkemeye raporlanır. Tabiri caiz ise üç aylık süreç, borçlunun yeniden doğabileceğini başta mahkeme olmak kaydıyla, konkordato komiseri ve alacaklılarına ispat etmekle geçmektedir. Vadeye yayılmış borçlarını ödeyebilme imkânına sahip olduğunu ispatlayabilen borçlular için geçici mühlet bitiminde, bir yıl olmak kaydıyla kesin mühlet verilmektedir.
RAHAT BİR NEFES YA DA SUİSTİMAL, HANGİSİ?
Üç aylık geçici ve bir yıllık kesin mühlet döneminde borçluya icra ve iflas takibi başlatılamadığı gibi başlatılan takipler de durdurulduğu için borçlular rahat bir nefes almaktadır. Detaylarına fazlaca inmeden bahsettiğimiz süreç, ticari hayata da bir nebze rahat nefes aldırırken bir yandan da kanayan yara halini almaya başlamıştır çünkü iflas anlaşması sürecinin aktiflik kazanması ile birlikte iyi niyetli şekilde borçlu durumdan kurtulmak için zaman kazanmaya çalışan borçlular yanında suistimal eden birçok firmaya da rastlanmaktadır.
DENETİM VE CEZAİ YAPTIRIM GEREKİYOR
Bu durumda, vadesinde ödeme yapabilecek borçlular dahi istenilen evrakları usule uygun hale getirerek üç aylık ve bir yıllık süreçten faydalanmaktadırlar. Böylece tek kalemde ödemek zorunda oldukları borçlarda alacaklılarla anlaşarak indirime gidebilme, taksitlendirme imkânına sahip olmaktadırlar. Alacaklılar ise borçlu iflası halinde alacağının konusuz kalma ihtimaline karşılık, olabildiğince durumu kurtaracak imkânlar sunmaya çalışmaktadır. Bu duruma haksız yere sebebiyet verilmesi, alacaklıyı zor duruma sokmaktadır. Bence, sürecin kötüye kullanılmaması adına, konkordato sürecini kötü niyetli olarak yürüttükleri tespit edilen borçlular hakkında cezai yaptırım uygulanması yahut denetim mekanizmalarının arttırılması şüphesiz ki yerinde bir uygulama olacaktır.
KONKORDATO BİR KURTARICI…
Olumsuz örneklere denk gelmekle beraber olumluları da göz ardı etmemek gerekmektedir. Performanslarının ve mali değerlerinin düzelmesi ile borçlular, konkordato sürecinin sona ermesini beklemeden iflas anlaşması talebi kaldırılarak eski faaliyetlerine dönmeye başladıkları görülmektedir. Bu haliyle konkordatonun kurtarıcı hali aldığı yadsınamaz bir gerçektir.
Bahsedilenler ışığında, konkordato sürecini yürütürken, yeterli donanıma sahip avukatı seçmeniz, deyim yerindeyse köprüden önce son çıkışı gösterebilecek en iyi yönlendiriciye sahip olmanızı sağlayacaktır.”