Last Updated on 12 Nisan 2019 by Turizm Günlüğü
Zaman yönetiminin kendimizi iyi tanımaktan, hayat amacımızı ve hayallerimizi doğru tespit etmekten yani bir vizyon belirlemekten geçtiğini söyleyen Marka Stratejileri ve Teknoloji Danışmanı Ecehan Ersöz, “Zaman Yaratma Sanatı”nın inceliklerini anlattı.
Programlarımızdaki bitmeyen aciliyetler ve ardı ardına sıralanan işlerimizle zamanın su gibi akıp geçtiğini belirten Ecehan Ersöz, 10 Nisan’da Hyatt Centric Levent İstanbul’da, cemiyetin ünlü simalarının katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte yaşadığımız zamandaki değişimin, bize etkilerinin, mutluluk odaklı bir yaşam için bu etkileri nasıl doğru yöneteceğimizin, zamanı genişletmenin yollarından bahsetti.
Ecehan Ersöz, kendimizi “Zaman daraldı, acele et, yetiş!” komutlarıyla telkin etmekten vazgeçmemiz gerektiğine değindi ve sözlerine şu şekilde devam etti:
HAYATIMIZDAKİ EN STRATEJİK KONU
“Hayat hepimiz için çok hızlı akıyor. Düşünceler, olaylar, anılar, ilişkiler… Her biri ardı ardına geliyor ve bizi bir koşuşturmacanın içine dahil ediyor. ‘Hep daha fazlası olsaydı’ diye düşünüyoruz. Aslında bizler, zaman araçlarını hayatımızı kolaylaştırmak için geliştirmiştik. Daha sonra dakika, saat ve günler arasına sıkıştık. Oysa her gün bize yüklenen 24 krediyi dolu dolu yaşamak, etkin zaman yönetimi ile birebir ilişkilidir. Ve bu bizim için hayattaki en stratejik konudur.”
Ecehan Ersöz, zaman tuzaklarının aşırı teknoloji, acelecilik & kararsızlık, “şimdi”yi kaçırma fobisi, “hayır” diyememek, mükemmeliyetçilik ve erteleme olduğunu söyledi. Teknolojinin, zamanımızı, kararlarımızı, düşüncelerimizi ve ilişkilerimizi tekel altına almasına yetki verdiğimiz şu dönemde, “Zaman Yaratma Stratejileri”ni de şu şekilde sıraladı:
Strateji 1: Teknoloji Gurmesi Olmak – Dijitalden Fişimizi Çekmek
Teknolojinin bize sunduğu cazibelere kapılıp akıllı telefonların sanal dünyasını, gerçek dünyadaki iletişime tercih etmemeliyiz. Bulunduğumuz ortamdaki, “şimdi”yi dolu dolu yaşamalıyız. Örneğin gittiğimiz bir konser boyunca kendimizi müziğe kaptırmak ve coşkuyu hissetmek yerine onu telefonumuza kaydederek ölümsüzleştirmek istiyoruz oysa o anın doyasına tadını çıkarmalıyız. “Dijital Diyet” ile kendimizi belirli süreler için fişten çekmeye ihtiyacımız var. Dijital dünyanın yaratıcılarından Bill Gates ve Steve Jobs’un evde teknoloji konusuna ciddi sınırlamalar getirdiklerini ve özellikle yemek masasında telefon veya bilgisayar kullanmadıklarını biliyor muydunuz?
Strateji 2: Yavaşlamak & Anı Yakalamak
Şehir hayatının temposu ve teknolojinin hızı ile kendimizle yarış halindeyiz. Bu yüzden bizi biz yapan özelliklerimizi geri plana atıyoruz. Zaman Yönetimi ise durup düşünmeyi hayatımızdaki büyük resmi görmeyi gerektirir. Bu durumun bizde yarattığı sonuçları Milan Kundera “Yavaşlık” isimli romanında şu dizelerle özetliyor: “Telaş hayatı yüzeysel kılar. Hız hayati eksiltir.” Yavaşlıkla anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan ise elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Anı hissederek, hayatı içimize sindirerek yaşamak tempomuzu zaman zaman düşürmek ve farkındalığımızı artırmak ile mümkün.
Strateji 3: Erteleme
Erteleme bazen net bir hedefe sahip olmadığımızdan ne yapacağımızı bilemediğimiz bazen de bir iş en iyi şekilde yapmak için kendimizi bir türlü hazır hissetmediğimizden ve sürekli en iyi koşulu beklediğimizden ortaya çıkar. Belki yarın belki haftaya derken iyice gözümüzde büyür, motivasyonumuz düşer ve o işten iyice soğuruz. Araştırmalara göre bu şekilde tamamlanamayan işler beyinde “Ziegarnik Etkisi” ne yol açarak bitirememenin yarattığı strese yol açıyor.
Strateji 4: “HAYIR” Mucizesini Keşfetmek
Zaman yönetimi, bazen çevremize, bazen de kendimize “hayır” dememizi gerektirir. Bu sayede kendimize ait olmayan tekliflere karşı sınırımızı çizmiş ve merkezde kalmış oluruz. Aldığınız karar yaşamınızın “mutluluk tuşu”na basıyorsa doğru yoldasınız demektir.
Strateji 5: Düşüncemizi Yönetmek
Biz düşündüğümüz şey oluruz o yüzden zaman yönetimi bir bakıma düşünceleri de yönetmektir. Kuvvetli düşünceleler, arkasında “his” barındırır. Zaman zaman korku, endişe ve huzursuzluk duyduğumuzda aslında bu olumsuz düşüncelere negatif duygular ile güç veririz. Olumsuz iç ses ise konsantrasyon dağıtarak strese girmemize ve sonucunda da zaman kaybına yol açar. O yüzden düşüncelerimizi yöneterek olumluya odaklanmak, zaman kazanmanın en iyi yollarından biridir.