“Ulusal basında, televizyonlarda; Ekonomi muhabiri-yazarı, spor muhabiri-yazarı var, otomobil muhabiri-yazarı, magazin muhabiri- yazarı var. Gastronomi, borsa, hukuk, siyaset, adliye, polis, sağlık muhabiri ve yazarları var…
Türkiye’nin lokomotif ve katma değeri en yüksek sektörü turizmin bir-iki gazete haricinde “turizm yazarı” yok. Böyle olunca, basında turizme yönelik oto kontrol, doğru bilgi akışı yok, dezenformasyon çok” diyor deneyimli turizmci Cem Polatoğlu.
İşte sektördeki bu vahim durumu kaleme alan Cem Polatoğlu’nun yazısı şöyle devam ediyor:
“Bu durumda, mikrofon uzatılan kerameti kendinden menkul sözde turizmciler, sanki yetkinmiş gibi yazılı ve görsel basında yer buluyor. Biri diyor ki; “Her Şey Dahil Yasaklansın!”, bir diğeri hala “Antalya’ya otel yapılsın” diyor, diğeri, “Sırt çantalı, turist gelmesin”. Otelci ise, kendi oteli hangi konsept ve bölgede bulunuyorsa onun çıkarları için konuşuyor. Oysa otel ve otelci Turizmin 42 kaleminden sadece biridir. 42’de 1 yani. Otel haricinde bunun uçağı var, transferi var, rehberi var, alışverişi, müzesi, restoranı, hediyelik eşyası, gastronomisi, pazarlaması, show’ları, seyahat acentası, fuarı, bin bir çeşit esnafı, servisleri, otobüsü, şoförü, tur programı vs var, var, var…
Hatırlayın Kumarhanelerin kapandığı günleri; Eski turizm bakanımız Sayın Bahattin Yücel “Ankara’da Sıcak Bir Yaz Günü” kitabında satır satır anlatmış; Kumarhaneler her köşe başına yayılınca, önce düzenleme için yola çıkılmış. Kılık, kıyafet, kumarhanelerin açılabileceği şehir ve oteller düzenlenmiş. Sonra basın, gaz üstüne gaz vermiş; yok intihar edenler, yok evini barkını satanlar. Sanki at yarışında, iddiada vs bunlar yokmuş gibi. Önce Türklerin girmesini yasaklıyorlar, ki buraya kadar benim de tasvip ettiğim durum bu, sonra basın tam gaz dolduruşa devam edince, iç işleri bakanlığı (Mehmet Ağar) devreye giriyor ve kumarhaneleri tamamen kapatıyorlar. Hani Boykot var diye üniversiteyi kapatan zihniyet gibi. Böylece, her sene temiz 5-10 milyar dolardan vazgeçip, on binlerce çalışanı sokağa atıyorlar.
HER MEDYA KURULUŞU, TURİZM YAZARI ÇALIŞTIRMALI
Bence, her medya kuruluşu bünyesinde en az bir uzman Turizm Yazarı bulundurmalı.
Zaten köşe yazarları turizm yazıyor sanıp, onların davet edildikleri gezileri yazmaları veya sağdan soldan duyduklarını kaleme almalarından bahsetmiyoruz tabi. Turizmle yatan-kalkan, sektörü ve bileşenlerini tanıyan uzman gazetecilerden bahsediyoruz.
Haydi ulusal basın!
Alt tarafı yüzlerce, binlerce çalışanınız yanına 1 adam daha istihdam edeceksiniz. Hem de Türkiye’nin en önemli sektörüne. Ancak faydasını hepimiz göreceğiz.”