Turizm İş kolu ‘Sendikal Mücadele’ tarihi

DEV Turizm İş Sendikası - Fotoğraf düzenleme: Turizm Günlüğü

Last Updated on 29 Nisan 2019 by Yaşar Çelik

“Konaklama, yeme –içme, gezme, dinlenme, tanıma, alış-veriş, eğlence, spor gibi her türlü insani ihtiyaçlar, var oldukça, hepsini birden ifade eden “Turizm” var olmaya, gelişmeye devam edecektir” diyen Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, turizmde iş kolunun sendikal tarihini kaleme aldı. İşte o yazı:

İnsanlar var oldukça “Turizm” de var olacaktır.

Turizm de, ‘hizmeti sunan, hizmeti alan ve tesisler’ üçlemesi de olmak zorunda. Burada, binalar, makineler ve donanım dışında, hizmeti alan da, hizmeti veren de insandır. Emek yoğun bir sektördür.

Her ne kadar ülkemizde bu aralar unutulmuş da olsa, tüm dünyada genel kabul gören bir gerçek var ki, o da ‘İnsanın İnsana hizmeti’, pahalı bir iştir. Açık büfeler, self servisler, fast foodlar, bu mantığın sonucu, ucuzluk ihtiyacından doğmuştur.

Ancak Turizm, kendi doğası gereği ‘İnsanın İnsana Hizmeti’ üzerine kurulmuştur.

Hizmet kalitesini yükseltmek istediğinizde, Eğitimli İşgücü ve Kalifiye, Tecrübeli İşçi istemelisiniz. Başka yolu yok. Bu bahsedilen özellikleri taşıyan işçilerin bir kusuru oluyor ne yazık ki; haklarını da, yaşamasını da, biliyor ve istiyorlar.

İşte bu gerçek kendini doğruluyor! 1947 yılında ülkemizde Sendikal faaliyet yasağı kaldırılıp, Sendika kurmak serbest olunca, ilk kurulan sendikalardan biri ’17 Nisan 1947 Ankara’da, Garsonlar Cemiyeti‘ oldu, 1948 yılında ilk genel kurulda ‘Garsonlar Sendikası‘ ismini aldı. Kurucu Genel Başkanı Tahir Özkardeşler idi. Genel Kurulda Başkanlığa İsmail Aras getirildi. İstanbul Garsonlar Sendikası 20 Mayıs 1948 de kuruldu. Genel Başkanı İsmail İnan idi. İsmail İnan, Türk iş 31 Temmuz 1952 de kurulunca ilk Genel kurulda seçilen ilk Genel Başkanıdır.

1948 yılında İstanbul İşçi Sendikaları Birliği oluşturuldu. Birliğin kurucuları arasında İsmail İnan, daha sonra Türk iş Başkanı da olacak olan Seyfi Demirsoy, Maden İş’ten Yusuf Sıdal, Mensucat Sendikasından Arnavut Mehmet, Paşabahçe İspirto Sendikasından Ziya, Paşabahçe Cam Sendikasından Ahmet Topçu vardır.

İstanbul Sendikalar Birliği Konfederasyon gibi çalışıyor, birçok ilde yeni sendikaların Birliklerin oluşmasını destekliyor, öncülük ediyordu. İlk olarak Balatta Rum Kilisesi yanında bir binada, sonra Cağaloğlu’nda bir handa faaliyetlerini sürdürdü. Henüz yeni bir oluşum içinde bulunmasına karşın, uluslararası ilişkiler tartışılmaya başlanmıştı.

Bursa Dağcılık Kulübü ve Şehir Lokantasında çalışan işçiler 1947 yılında Garsonlar Cemiyetini kurup hemen sonra Garsonlar Sendikasına dönüşüyorlar. Sendikanın Kurucu Başkanı Kirkor Manikyan, daha sonra Fuat bey, Mahmut Pişirici, İbrahim Sönmez, Hasan Akgün, Erdoğan Tokuş Başkanlık yaptılar. Bursa ve Havalisi Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası olarak bağımsız varlığını uzun süre devam ettiriyor.

Eskişehir’de Ahmet Aras, İzmir’de Kadri Hoşkan, İzzet Çilingir, aynı çalışmaları yapıyorlar Garsonlar cemiyeti kuruluyor, Garsonlar Sendikasına dönüşüyor. Buradan da Oleyis Sendikaları oluşturuluyor. Bu sendikalar birleşerek 23 Mart 1950 Türkiye Oleyis Federasyonunu oluşturuyorlar. 1951 de bir yıl sonra ilk Genel Kurullarını yapıyorlar. Genel Başkanlığa İzzet Çilingir, Genel Sekreterliğe İsmail Aras getirildi. 1952 de toplanan ikinci genel kurulda genel Başkanlığa İsmail İnan getirildi. Genel Sekreterliği ise İsmail Aras üstlendi.

1950 de başlayan birlik arayışları sonuç veriyor, 31 Temmuz 1952 de Türk iş Konfederasyonu‘nu kuruluyor. Kurucu genel Başkanı Ömer Akçakanat’tır.

İlk genel kurulunu İzmir’de toplama kararı alındı. İzmir’de Fuar alanında Türk ve yabancı devlet pavyonları kardeşlik havası içinde yan yana yer almışken, Türk işçilerinin burada yaptığı toplantı her yönden büyük bir mana ve önem taşımaktaydı. İlk genel kurulun İzmir’de yapılmasına karar verilirken endüstri kalkınmasında biz işçilerin rolünü belirtmeye bir vesile olmak gayesi gütmüştür.

Bir yıl içerisinde, birçok ilde (İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Mersin, İskenderun, Tarsus ve Turgutlu) Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası adında ‘Yerel Sendikalar‘ kuruldu ve Türkiye OLEYİS Federasyonuna (23 Mart 1951) dönüştü.

Sendikaların grev hakkı yoktu, mücadeleler direnişler şeklinde yürütülüyordu…

Yapı İş Sendikası ile Oleyis’liler, Ankara’nın ünlü Karpiç Lokantasında direniş başlattılar. Bu direniş işçiler arasında ‘Çorba Direnişi‘ olarak anıldı. Lokanta çalışanları başlattılar. 25 Mayıs 1952 de saat 18.30 da Genel Başkan İsmail İnan’ın sakalını kesmesiyle sona erdi.

Federasyon Kuruluş Bildirgesi’nda şunlara yer verilmişti:

1-Grev hakkının tanınması,
2-Asgari ücret çizelgesinin uygulanması,
3-Yabancı uyruklu hiçbir işçinin ne şekilde olursa olsun çalıştırılmaması.
4-İş kanunu ve buna dayanan bütün iş mevzuatının tek işçi çalıştırılan yerlere ve buralarda çalışan işçilere de uygulanması.
5-Yüzde 10’ların yasallaşması
6-İşsizlik Sigortası olması
7-3008 sayılı iş kanununun 10’uncu maddesinin düzeltilmesi.
8-Meslek kolumuzda yüksek vasıflı işçi yetiştirmek için,masrafı devlet tarafından ödenecek okulların açılması.
9-Meslek kolumuzun taşıdığı konular dolayısıyla,özel kanun çıkartılması.
10-Şu anda çalışan işçilerin sınava girerek ehliyetlendirilmesi, ehliyetsiz olanların çalıştırılmaması.
11-Bundan böyle meslek kolumuzu ilgilendiren mevzuat çerçevesi içinde çıkarılması istenen yasalar hakkında Federasyon görüşlerinin sorulması.
12-İş Mahkemeleri yasalarının taşıdığı amaç çerçevesi içinde davaların hızla sonuçlandırılmasının sağlanması.
13-Sigorta sisteminin düzeltilmesi ile primlere hükümetin katkısının sağlanması.
14-İş müfettişlerinin yetkilerinin arttırılması.
15-Şikayet konusu teftişlerde işçi ve işveren sendikalarından birer temsilcinin bulunması.

23 Mart 1950 tarihinde Türkiye Otel Lokanta ve Eğlence yerleri İşçileri Federasyonu kuruluşunda açıklanan bildirge bugün için nasıl yol gösterici olduğu dikkat çekicidir. Turizm işkolunun yetiştirdiği Sendika kadroları o günün ihtiyaçlarını ve o günün ihtiyaçlarını aşan 68 yıl sonra bu günün ihtiyaçlarına ışık tutan öneriler ortaya koymuşlar.

1960 sonrası, Türk iş Sendikal bakış ve yöntemleri ve Amerikan Sendikacılığı (Uzlaşmacı-sarı sendikacılık) ihtiyaca cevap vermez ve itibar görmez olmaya başlamıştı. Bütün İşkollarında olduğu gibi 274 ve 275 sayılı iş yasaları ve toplu iş sözleşme Grev ve Lokavt yasaları daha aktif sendikal mücadeleye imkan veriyor ve bu artık isteniyordu.

31.11.1961 tarihli Oleyis genel kurulunda tüzüğe “devrimcilik, demokrasi ve insan hakları” kavramları amaç maddesine eklendi. Demokratik grev hürriyeti ve toplu sözleşme akdini teminat altında tutmak, işsizlik, hastalık, maluliyet ve anormal ölüm tehlike ve endişelerini bertaraf etmek, istismarı ve sermaye hakimiyetini ortadan kaldırmak için her türlü meşru vasıtalardan faydalanmak ibareleri tüzüğe yazılarak sendikaların amaçları arasına kondu.

Yine aynı genel kurulda IUF Uluslararası üst kuruluşa üyelik kararı alındı. Oleyis sendikası IUF Federasyonuna üye olarak İşkolumuzda 1961 yılından başlayarak İşçi sınıfının Uluslar arası birliği doğrultusunda ilk adım da atılmış oldu.

1965’e geldiğimizde işkolunda bağımsız bir sendika kuruldu TETOLEYİS (Turizm Sanayi Türkiye Otel Lokanta ve Eğlence yerleri İşçileri Sendikası) Kuruluş tarihi 31 Mayıs 1965. Bu sendika 5 Haziran 1966 tarihli ilk genel kurulunda TURİZM İŞ SENDİKASI ismini aldı. Kurucu Genel Başkanı İsmail İnan (İstanbul Garsonlar Sendikasının ve daha sonra Türk-iş’in kurucu genel Başkanlığını yapmıştı), Genel Sekreteri de Turgut Gökdere’dir

5 Mart 1967 de ikinci genel kurulda Disk’e (13 Şubat 1967 Kuruluş) katılma kararı alınıyor ve Diskin beşinci Sendikası TURİZM İŞ oluyor.

27 Nisan 1977 tarihinde Oleyis, Türk-iş’ten ayrılarak 10 Eylül 1977 de genel kurulda DİSK’e katıldı. Turizm İş Sendikası ile Oleyis Sendikası birleşerek Disk’e bağlı Oleyis olarak 12 Eylül 1980’de DİSK ile birlikte faaliyeti durduruluyor ve yargılanma süreci başlıyor.

Yasaklı dönem başlıyor.

1983’te sendikal faaliyetler tekrar serbest bırakıldığında Disk ve bağlı sendikalar yargılanmaya devam ederek faaliyetten men ediliyorlar. Bu süreçte Bağımsız Turizm İş Sendikası, Türk-iş’e bağlı Toleyis Sendikası ve Bağımsız Tursan İş Sendikası faaliyetlerine başlıyorlar.1984 Mart ayında TOLEYİS ve TURİZM İş birleşerek Türk-iş içerisinde çalışma yaparken Bağımsız Tursan İş Sendikası; “Biz DİSK’in ilkelerini benimsiyoruz, biz Diskin devamıyız” diyerek mücadele başlattı. Çok ciddi kazanımlar ve örnek alınacak işler de yaparak, Disk’in serbest kaldığı 1991 yılına kadar İşkolumuzdaki mücadeleye sahip çıktı.
1991 yılında Disk ve bağlı Sendikalar beraat edip serbest kalınca Bağımsız Tursan İş Sendikası ve Oleyis, bu arada 1989 yılında kurulmuş yeni Oleyis adlı sendikada kendini feshederek OLEYİS’e katıldı. Oleyis DİSK içerisinde yetkili bir sendika olarak yeniden faaliyete geçerek sendikal yaşamını sürdürdü

1993-1994 yıllarından bugünlere kadar Oleyis sendikası kendi iç tartışmalarını bitirmedi. Sendikal ilkeler, Sendika içi demokrasi hatta bazen en temel insan haklar ya da temel ahlak kuralları ve yasalar çiğnenerek sözüm ona sendika yönetildi. Sendika geriye götürüldü, yok edildi. Üyeler ve işyerleri darmadağın edildi.Sendikanın mal varlığı ve kaynakları yok edildi. Sonunda 3-3,5 trilyon borçla Hakişe geçiş, kaçış gerçekleşti. 31 Temmuz 2010 tarihinde gidilen iki başlı, düzmece bir genel kurulla Diskten ayrılıp Hakiş’e geçiş sağlandı. Halen Genel kurul iptal davaları devam ediyor…

Bu gelişme üzerine 31 Mayıs 2011 tarihinde DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI kuruldu. Genel Merkezi Antalya’da olan ilk sendikanın Genel Başkanı olarak ben görev üstlendim. Şu an İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Bursa’da Alanya’da, Bodrum’da, Marmaris’te temsilciliklerimiz oluşturulmuş durumda.

Tarihçe istenirse çok daha uzunca anlatılabilir. Bu iş kolunda çok büyük direnişler, mücadeleler, grevler var. Kazanımlar ve kayıplar var. Ama biz tarihimizden gereken dersleri alarak geleceğe odaklanmak zorundayız!

İş kolumuz geçmiş yıllardaki cazip çalışma alanı olmaktan çıkartılmış, kölelik düzenine, vahşi kapitalizmin ve neoliberal saldırıların yıkımlarına uğramış durumda. Sendikasızlaşmış, güvencesizleşmiş, daha da kötüsü son 20-25 yılda, sendikaların ve sendikacıların yaptıklarından ve yapmadıklarından, yapamadıklarından kaynaklı, işçiler sendikalara güvenemez hale getirilmiş bir iş kolu ve lke durumundayız.

Bu kaybedilmiş güveni yeniden inşa etmek zorundayız!

Bugün turizmde sendika, işçiler için yüzlerce yıllık kazanılmış haklarını kaybetmiş bulunan işçilere önce bu haklarını korumasını öğretecek ve sağlayacaktır. Kaybedilmiş olan güven ve itibarı yeniden inşa etmek zorundayız. Ardından gelişen dünyada, işçilerin yeni, haklı, meşru, yasal taleplerini de örgütlü bir biçimde talep eden kazanan bir mücadele ortaya koyacaktır.

İş kolumuzda, 71 yıllık sendikal mücadeleden, doğrusuyla, yanlışıyla dersler çıkararak, tüm gücümüzle yeniden örgütlenip, haklarımıza, bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkacağız. “Biz İşçilerin yalnız ücretlerini değil, toplumsal rolünü de değiştireceğiz” diyen DİSK’in öğretisi doğrultusunda, sadece ücret sendikacılığı yapmadan, ‘Ekonomik, Sosyal ve Siyasal taleplerini ve çıkarlarını’ da gözeterek mücadelemizi sürdüreceğiz.

Yaşasın Demokratik Sınıf ve Kitle Sendikacılığı!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın Devrimci Turizm İşçileri Sendikamız!
Yaşasın DİSK!

MUSTAFA YAHYAOĞLU
DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI
GENEL BAŞKAN