Fethiye’nin Denizli yönünde 500 metre rakımdan itibaren başlayan yarı yayla denecek özellikte gözde havzası, taş ocağı tehdidiyle karşı karşıya.
Muğla’nın doğal zenginlikleri, dört mevsim turizmi ve tarım ihracatı ile ünlü Fethiye ilçesinde Yeşilüzümlü, İncirköy, Koruköy, Nif, Kızılbel gibi yerleşim merkezlerinin bulunduğu, çevresi çam ormanları ve zeytinlikler ile kaplı ovada taş ocağı hevesi bitmiyor!
Yapılması planlanan ve bölgede ciddi bir ekolojik tahribat yaratacağı ifade edilen taş ocağı için ÇED sürecinin bir aşaması olan Halkın Katılımı toplantısı 3 Mayıs Cuma günü Fethiye halkı tarafından bir şölene dönüştürülerek Koruköy’de yapıldı. Toplantı, Dağ Taş Aş Bizim platformuyla sesini duyurmaya çalışan yöre halkının yüksek katılımı ile gerçekleşti.
YÖRE HALKINDAN YETKİLİLERİ TERLETEN SORULAR
Firma yetkililerinin bilgi aktardığı toplantıya yöre halkı yüksek bir katılım sağlarken, detaylı soruları ile de firma yetkililerini terletti. Söz konusu tesisin mevcut zeytincilik kanununa göre, zeytinlik sahalarına en az 3 kilometre mesafede olması gerekirken tesisin birçok zeytinliğin yer aldığı Koruköy’e olan mesafesinin yalnızca 300 metre olduğunun altı çizildi.
ARICILIK BU PROJEDEN OLUMSUZ ETKİLENECEK
Toplantıya katılan Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği yetkilisi Muğla Arısı Islah Projesi hakkında bilgi verdi ve arıcılığın bu projeden son derece olumsuz olarak etkileneceği bilgisini aktardı. Bölge için önem arz eden diğer bir proje olan Bal Ormanı projesi için Orman Bakanlığı tarafından bölgede yoğun olarak aromatik bitki ekim dikiminin yapıldığını belirten yetkili, bu bitkilerin de tesisten olumsuz etkileneceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
“MÜCADELEMİZDE KARARLIYIZ!”
Toplantıda Dağ Taş Aş Bizim platformu adına konuşan Zeynep Ebru Aksoy ise kırsal kalkınma modelinin yöre için bir gereklilik olduğuna değinirken alternatif turizm ve tarımın bölgenin ekonomik kalkınması için vazgeçilmez olduğunu söyledi. Temiz havası ve bereketli toprakları ile eşsiz güzellikteki bu bölgede taş ocağı yapılmasının kesinlikle bütünün hayrına olmayacağını belirten Aksoy “Mücadelemizde kararlıyız, bu bölgede üstün kamu yararı bu bölgenin doğal varlıklarının olduğu gibi korunmasıdır’ dedi.
BU İLK TAŞ OCAĞI GİRİŞİMİ DEĞİL!
Birincil tarım arazisi vasfında olan bu ova ve çevresindeki her bakısı farklı güzellik ve zenginlikteki yamaçlar, jeolojik formasyonlar nedeniyle bazen denizden karaya bazen de karadan denize rüzgar alması, görece düşük nem oranı, temiz havası ile hem tarım için hem de kırsal turizm için eşsiz bir değer olmasına rağmen sık sık taş ocağı açılma girişimleriyle karşı karşıya kalıyor.
Yöre halkının tepkilerine neden olan taş ocağı girişimlerinin tarihçesi ise oldukça şaşırtıcı:
2005 – 27.09.2005 tarihli “ÇED gerekli değildir” kararına istinaden ile Koruköy Deveyanı mevkiinde firmaya taş ocağı lisansı verilmiş. Maalesef o dönemde zamanında itiraz edilememiş ve ocağın açılmasına engel olunamamış. Şu anda havzaya girildiğinde dikkat çekici büyüklüğe ulaşan açık yara görüntülü ocağın her sene büyüdüğü görüldüğünden ilk aldığı işletme alanı dışına çıktığı da tahmin ediliyor.
2007 – Aynı alanda aynı firma kapasite artırımı başvurusu yaparak çimento fabrikası açma başvurusunda bulundu. Girişim, yöre halkının açtığı ve yürüttüğü dava süreci sonunda açılması engellendi.
2016 – Yeni taş ocağı açma girişimi. “ÇED gerekli değil” kararı ile açılmaya çalışılan Aladağ mevkiindeki taş ocağı lisansı yine yöre halkının açtığı dava süreci ile engellendi. Bu sürecin tamamlanması 2018 Kasım ayını buldu.
2019 – Beldibi mevkiinde “ÇED gerekli değil” kararı ile II. Grup taş ocağı lisansı verildiği, yer tesliminin önceki yıl sessiz sedasız yapıldığı, firma alana 2018 Aralık ayında ekipman koyunca yapılan yasal başvuru ile öğrenildi. Hemen yöre halkından 52 kişinin katılımı ile dava açıldı. Dava süreci devam ediyor.
2019 – Mevcut ocağın işletmecisi olan firma (1) taş ocağı kapasite artırımı, (2)hazır beton tesisi ve (3) asfalt plent tesisi yapılması için 1 Nisan 2019 tarihinde yeni bir başvuru yaptı. Bu konu Çevre Şehircilik Bakanlığı Muğla il müdürlüğünün duyurusu ile öğrenildi.
Devam eden Beldibi mevkiindeki taş ocağı davası da aynı derecede önem taşıyor. Dağ Taş Aş Bizim Platformu adı altında toplanan yöre halkı herkesin desteğini bekliyor.