Tarihi ve kendine has kültürel dokusu ile görenleri hayran bırakan Van ve Doğubayazıt, fotoğraf arşivini zenginleştirmek isteyen gezgin fotoğrafçıları bekliyor.
Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, mistik bir keşfe çıkan maceraperest fotoğrafçıları yalnız bırakmıyor ve çekimlerinde dikkat etmeleri gereken püf noktaları paylaşıyor.
Van Gölü’nden Akdamar Kalesi’ne, meşhur Van kahvaltısından Muradiye şelalesine ve Bend-i Mahi çayına kadar deneyimlenebilecek her köşesiyle insanı büyüleyen Van’da fotoğraf çekerken dikkat edilmesi gereken bazı püf noktaları paylaşan görüntüleme teknolojileri lideri Canon, fotoğraf tutkunlarının yanlarına doğal ışık ortamında şelale ve çay gibi yüksek hızda akan su kütlelerini çekerken odaklanma hızı yüksek bir fotoğraf makinesi bulundurmalarını öneriyor. 0.05 ile dünyanın en hızlı odaklanabilen ve saniyede 8 kare fotoğraf çekebilen fotoğraf makinesi EOS R, aynı zamanda 30.3 megapiksel çözünürlüğü ile de cam gibi net kareler sunuyor.
Van Kalesi’nden gün batımının tüm renklerini yakalayın
Van’a kadar gidilmişken Van Kalesi’ni görmeden olmaz diyenleri de muhteşem bir gün batımı keyfi bekliyor. Gün batımını fotoğraflamaktan vazgeçemeyenlerin burada enstantaneyi iyi ayarlamaları gerekiyor. Bunun yanı sıra güneş tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde battığı için gökyüzündeki değişen renkleri yakalayabilmek yine EOS R gibi yüksek hızda ve düşük ışıkta yüksek kalitede kareler sunan bir fotoğraf makinesinin uzmanlık alanına giriyor. Ayrıca çekimler sırasında Van Kalesi’nin yüksek hızdaki rüzgarına da karşı koymak ve makinenin titreşimini mümkün olduğunca azaltmak da büyük önem taşıyor. Eğer video çekiyorsanız da EOS R’ın 5 yönlü titreşim engelleyicisi rüzgar darbelerinin görüntü üzerindeki negatif etkisini minimuma indiriyor.
Van gezi turlarında fotoğraf severlerin uğrak yerleri arasında Doğubayazıt da yer alıyor.
Heybeti ve güzelliği ile görenleri kendine hayran bırakan Türkiye’nin en büyük dağı Ağrı, hem gezginleri hem de fotoğrafa gönül verenleri kucaklıyor. Yine bu bölgeye yakınlığı ile bilinen İshak Paşa Sarayı da mutlaka ziyaret edilmesi gereken lokasyonların başında geliyor. Topkapı Sarayı’ndan sonra Osmanlı mimarisinin seçkin ve ünlü eserlerinden biri olan ve yapımı 100 yıl süren İshak Paşa Sarayı, etrafındaki kuş bakışı manzarası ve ince mimari detayları ile fotoğraf kareleri için bol kadraj alternatifleri sunuyor. Osmanlı, Selçuklu ve Fars mimari tarzlarından esintiler içeren bu kadim saray, yolu buralara düşen her fotoğrafçınınarşivinde bulunmasını isteyeceği bir eser olarak öne çıkıyor.
Güzellikleri ile ünleri tüm dünyaya yayılan Van kedileri…
Muazzam çeşitliliği ile kafaları karıştıran ve tadına doyum olmayan Van kahvaltısı ise gezi boyunca fotoğraf sevdalılarına herkesi kıskandıracak ve iştah açan kareler sunuyor. Devamında ünleri tüm dünyaya yayılan ve farklı göz renkleriyle dikkat çeken Van kedilerinin bulunduğu Van Kedi Evi, çömlek atölyesi eğlenceli kareler yakalamak isteyenleri bekliyor.
Akdamar Kalesi’nde zamanda yolculuk
Son yıllarda Van’ı gezi rotasına ekleyenlerin popüler noktalarından bir diğeri de Akdamar Adası ve bu adada bulunan Akdamar Kilisesi… Ufak bir tekne yolculuğu ile ulaşılan adada yer alan kilise, Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel’e yaptırılmıştır. Üzerindeki figürler ile fotoğraf tutkunlarında görsel bir şölen yaşatan bu kilisede İncil ve Tevrat’tan alınan bazı sahneler aktarılıyor.
Urartular’dan günümüze önemli bir miras
Zamanında, Anadolu medeniyetlerinin en önemlileri arasında yer alan Urartu krallığının ilk kalesi, tüm heybetiyle yine Van’ı ziyaret edenleri bekliyor. II. Sarduri tarafından M.Ö. 764- 734 tarihlerinde yaptırılan bu kale, Sardur’un şehri anlamına gelen “Sardurihinili” olarak adlandırılıyor. Üzerindeki çivi yazılarıyla dikkat çekici fotoğraf lokasyonları arasında yer alan kale kendisi kadar engin ve görkemli bir araziye bakıyor. Kale ziyaretinden sonra ufak bir çay molası verecekler için bir sonraki durak ise yapısı ile Orta Çağ kalelerini andıran Hoşap Kalesi olabilir. Konumu itibariyle yüksek bir noktada kalan bu kalenin geçmişi Urartular’a kadar uzanıyor. Mahmudi Süleyman Bey tarafından 1643’te yaptırılan bu kale, Osmanlı Devleti’ne miras kalan önemli tarihi yapılar arasında yerini alıyor.