İki rehberin evliliğe doğru evrilen tanışma hikayesi…
Bu hayat şartlarında para kazanmak, o parayla insanın kendisini ve ailesini geçindirmesi düşünüldüğünden daha zordur. Onlarda bu koşullar altında turizme gönül vermiş, kendi hayatlarını idame ettirmeye çalışan iki kokartlı rehberdi. Zaman ilerledikçe aslında hayatlarının en mutlu anının, birlikte geçirecekleri bir hayata adım attıkları o günün olacağını bilmiyorlardı.
1. Atatürk Havalimanı
Bundan tam üç yıl önce; dışarıda, İstanbul’da kış aylarına özgü kasvetli bir gökyüzü vardı. Soğuk, kabanlarına sıkıca bürünmüş İstanbulluların ve dünyanın her bir köşesinden gelen turistlerin üşümesine ve ara ara titremelerine yol açıyordu. Tüm bunlar hayatın olağan akışı içerisinde yaşanırken onların bütün hayatını değiştirecek olaylar ve rastlantıların başlangıcı, şimdi sessizliğin buruk bir haykırışa dönüştüğü ama kimsenin duymadığı Atatürk Havalimanı’nda 12 Şubat saat 14.32’de gerçekleşecekti.
O dönem Atatürk Havalimanı, uçağa gitmek için sağda solda kapılara koşuşturan, güvenlik cihazlarından geçerken canları oldukça sıkılmış gözüken insanların heyecanlı ve bir o kadar da öfke dolu sesleriyle dolup taşıyor, bugün özleyeceğimizi asla düşünmeyeceğimiz bir karmaşanın en yoğun halini yaşıyordu.
2. İlk Görüş ve Tanışma
Gelen yolcuyu karşılama bölümünde ellerinde misafir isimleriyle bekleyen Murat ve Selma, rehberliğin zorlu olan daha ilk bölümündeydiler. Çünkü bir grubu eksiksiz ve sorunsuz bir şekilde toplamak, ilk karşılaşma ve karşılanma anı, onların mesleği için oldukça önem taşıyordu. Günler öncesinden zar zor ayarlayabildiğiniz randevunuza arkadaşınızın 5 dakika geç geldiğini düşünün… Bir yandan sabırsızlık içinizi kaplarken bir yandan da hayıflanmaya başlarsınız ve tam o sırada arkadaşınız yanınıza gelir! İster istemez ona ‘Nerede kaldın, hiç gelmeseydin bari!’ şeklinde bir sitemde bulunursunuz. İşte normal hayatta şikayetinizi bu kadar rahatça dile getirebilirken, kokartlı turist rehberliğinde işler bu kadar kolay yürümüyordu.
İşte Murat ve Selma da belki uzun belki kısa olacağını bilmedikleri bu bekleyiş sırasında karşılaştılar. Zaman ilerledikçe kendileriyle ilgili birbirlerine anlattıkları, günler sonra 21 Şubat Dünya Rehberler Günü etkinliğinde onları bir araya getirecekti. Beklenen o gün geldiğinde Murat, Selma ile baş başa kalabilmek için kendileriyle birlikte etkinliğe katılacak olan ortak arkadaşı Yuke’nin gelmemesini istedi. Yuke de Murat’ın bu isteğini kabul etmesiyle şimdi evliliğe uzanan bu birlikteliğin başlamasına vesile oldu. Fatih Belediyesi Topkapı Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen yemekte Murat ve Selma ilk uzun sohbetlerini böylece gerçekleştirmiş oldular. Meslek deneyimlerini ve rehberlik mesleğinin inceliklerini paylaşmak onları artık sadece üniversite arkadaşları Yuke’nin değil birbirlerinin de arkadaşı yapmıştı…
3. Hayal Kahvesi
Daha sonra birkaç defa daha buluştular. Üç aylık bir koşturmacanın ardından ilişkinin adı Kadıköy’deki “Hayal Kahvesi”nde koyuldu ve bu dakikadan sonra zaman su gibi ilerledi onlar için…
4. Ayrılık mı yoksa aşk mı güçlü?
İlişkinin neredeyse ilk bir yıllık dönemi gelip çatmıştı. Ancak bu süreç içerisinde yaşanan bazı sorunlar üç aylık bir ayrılık döneminin habercisiydi. Bilmiyorlardı…
Aslında zaman hep aynı şekilde ilerler ama yaşadığınız ya da içerisinde olduğunuz durumlara, olaylara ve en önemlisi kişilere göre zaman kavramı değişir. İşte onlarda bu pek mühim olan bu sürecin içerisine girmişlerdi. Zaman onlar için geçmek bilmese de olağan akışı içerisinde günler, haftalar ve aylar ilerliyordu. Uzak kalmaya ve ayrı hayatlar yaşamaya dayanamayan Murat ve Selma tekrardan buluşmuşlar ve birbirlerine en nihayetinde kavuşmuşlardı.
5. Evlenme Teklifi
İkinci senenin ortalarında artık doğru ve emin olduğunu düşündüğü o günün geldiğini hisseden Murat, Bolu’da hiç kimseyi tanımadıkları yaklaşık 30 kişilik bir yoga kampında Selma’ya evlenme teklifi edecekti.
Durumu anlatan Murat’ın bu isteğini kırmayan, aksine birazdan yaşanacak olay için çok mutlu olan Yoga hocası, seansın ardından farklı bir teknik deneyeceğini söyleyerek Selma’dan gözleri kapalı olarak üç adım ileri gelmesini istedi. Selma gözleri kapalı bir şekilde o adımları atarken aslında tüm hayatının değişeceği o ana doğru ilerlediğini bilmiyordu. Murat’ın elinde yüzük, dizlerine çökmüş o halinin tam önüne geldiğinde kalbini değişik bir heyecan sarmıştı. Ellerinin titremesine ve yüzünün her noktasına doğru yayılan sıcaklığa anlam veremiyordu. Selma bu önlenemez heyecanın etkisinde gözlerini açtığında Murat’ın o halini gördü ve pek heyecanlı olduğu için tanımadığı yoga grubuna “Ne diyeyim?” diye sordu. Grup bu güzel anın karşılığını ‘Evet’ diye verince Selma da hiç tereddüt etmeden Murat’a ve onunla geçireceği o eşsiz hayata ‘Eveeeeeeet’ dedi.
6. Ya nikah ya da uçak
Üçüncü senelerini nişanlı olarak geçirmenin ardından dördüncü senenin başında evlenmeye karar verdiler. Rehberliğin yoğun çalışma temposu nedeniyle Murat’ın 28.05.2019 tarihinde sabah saat 11.00’ı gösteren İzmir’e bir uçak bileti vardı. Ama bu nikah gününün aynı günün sabahı saat 8.50’ye alınmasına engel olamamıştı. “Ya nikah ya da uçak kaçacak” diye düşünen Murat, neyse ki her ikisine de yetişebilmişti.
7. Düğüne Davet
Şimdi turizmin bu iki emekçi çifti, evliliğe giden bu tanışma hikayeleri aracılığıyla tüm turizm camiasını “Kalplerine dokunduğumuz herkesi bekleriz. Koşun gelin iki eğlenelim” sloganı ile 15 Haziran tarihli düğünlerine davet ediyor.
Turizm Günlüğü ailesi olarak bizde bu güzel günde onlara sonsuz mutluluklar diliyoruz… (: