Last Updated on 13 Haziran 2019 by Yaşar Çelik
Malta Turizm Ofisi’nin Rahmi Koç Müzesi’nde gerçekleştirdiği “Tarihin Tadına Bak” adlı etkinlikte buluşan ve İlber Ortaylı’nın anlatımıyla Akdeniz’in tarihini gastronomi perspektifinden dinleyen davetliler, tarihi tariflerle hazırlanmış yemeklerin tadına baktı.
Türkiye’de 2018 yılından beri aktif olan temsilciliğiyle Malta’nın turistik değerlerini ön plana çıkarmak için tanıtım faaliyetleri gerçekleştiren Malta Turizm Ofisi ve Heritage Malta işbirliğiyle, Malta Türkiye Büyükelçisi Carmel Vassallo ve Malta Başkonsolosu Franklin Aquilina’nın da katılımıyla gerçekleştirdiği davette turizm, gastronomi ve basından ileri gelen isimlerle birlikte tarihçiler, diplomatlar, dernek ve STK temsilcilerinden oluşan seçkin bir kitleyi ağırladı. Geleneksel davetlerden farklı olarak bu gecede sunulan yemekler, tarihi arşivlerden çıkarılmış tarifler ve 18. yüzyılda Osmanlı ve Malta gemilerinde bulunan malzemelerle ve o dönemde pişirildiği şekliyle pişirilerek konukların damak tadına sunuldu.
Türkiye’den Malta’ya her yıl daha fazla turist ve ziyaretçi gidiyor
Açılış konuşmasında Malta ile Türkiye arasındaki bugünkü iyi ilişkilere değinen Malta Turizm Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Carlo Micallef, toplumların ilişkilerinin tarih içerisinde zaman zaman çatışmalar, zaman zaman ise kültürel alışverişler kanalıyla gerçekleştiğinden söz etti. Bugün iş dünyasında ve politika alanında Malta ve Türkiye’nin arasındaki ikili ilişkilerin son derece olumlu seyretmesini ise bu kültürel alışverişe ve ortak Akdeniz kültürüne bağlayan Micallef, geçtiğimiz Ocak ayında Malta Cumhurbaşkanı Marie Louise Coleiro Preca ve beraberindeki heyetle Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un gerçekleştirdikleri temasların iki ülke arasındaki turizmi yeni bir döneme sokacağını ifade etti.
Malta Turizm Ofisi yöneticisi, her yıl Türkiye’den Malta’ya daha fazla sayıda turist ve ziyaretçi geldiğini, giderek artan tanıtım faaliyetleriyle bu sayıyı çok daha ileri götürmeye kararlı olduklarını söyleyerek sözlerine son verdi.
Konukları tarihte bir yolculuğa davet eden Heritage Malta Genel Müdürü Noel Zammit ise toplumlar arasındaki kültür alışverişinin önemli bir boyutunun yemek alışkanlıkları olduğuna değindi. Gece boyunca servis edilen tüm yiyeceklerin Malta’dan gelen şefler tarafından tarihi belgelerden yola çıkılarak edinilmiş tariflere göre pişirilerek servis edildiğini söyleyen Noel Zammit, Malta ile Türkiye arasındaki dostluğun ve iki ülke arasındaki turizmin gastronomi ve tarih ile güç bulacağını belirtip etkinliğin tüm katılımcılarını böyle bir kültürel dostluk zemininin gönüllüleri ve öncüleri olmaya davet etti.
18. Yüzyıldaki Tariflerle Yapılmış Yemekler
Heritage Malta tarih küratörü Liam Gauci ise etkinliğin konuklarına gece boyunca servis edilen yemeklerin hikayeleri anlattı. 1760 yılında Osmanlı donanmasının armada gemisi Burç-u Zafer (Corona Ottomana), tayfaları arasındaki bir Hırvat olan Pietro de Giovanni Zelalic’in çıkardığı isyanla kaçırılarak Malta limanına sığındı. Bu duruma çok sinirlenen ve iki ülke arasında uluslararası bir sorun çıkmasını engellemek isteyen Fransa, gemiyi Malta’dan satın alarak Osmanlı İmparatorluğu’na hediye etti. Liam Gauci işte bu akşamki yemeğin temasının geminin bu yolculuğundan esinlenerek şekillendirildiğini, gemide bulunan Fransız ressam Antoine Favray’in tablolarından ve geminin kayıtlarından yola çıkarak kuzu yemeği, safranlı pilav, istiridye turşusu, pandispanya gibi yiyecekleri gecenin konukları için özel olarak hazırladıklarından bahsetti.