Last Updated on 1 Eylül 2019 by Turizm Günlüğü
İş gezisindeki gezginin seyahat defterine düştüğü notlardan derlediğimiz bir tanıtım yazısı okuyacaksınız. Hem İstanbul’un eşsiz tarihinin sıcaklığını bir kuple olsun verelim istedik, hem de keyifli bir konaklama seçeneği ile siz değerli okuyucularımızı buluşturmayı diledik. Umarız derde deva olmuşuzdur. Keyifli okumalar…
İstanbul, aslında bir kapılar şehri, her bir kapısı eski şehre açılıyor ve tabi insan hikâyelerine… Sokaklarının dili olsa da anlatsa çağlar boyu misafir ettiği kültürleri ve onların harmoni ile birbirleri ile kurdukları komşuluk ilişkilerini. Günümüzün yalnız ve mekanik yaşamı sizi de biraz soluklanmak için eski şehre attıysa, Kumkapı sokaklarında gezinirken insan olmanın sırlarını yeniden keşfediyor bulacaksınız kendinizi.
Fotoğraf makinenizin deklanşörüne, sokağın akıp giden hareketini bir anlığına dondurmak için basmanızın hemen ardından, dış cephe badanası dökülmüş, tek katlık evinin penceresini açan Garo amca ile sohbete koyulur bulursunuz kendinizi. Mahallesini, geçirdiği yılları anlatmaya koyulur kendiliğinden, birden bire… Sonrasında karşı komşusu Eleni teyze açar kapısını ahşap sundurmalı evinin, sohbete katılı verir biraz önce fırından çıkardığı böreğiyle ve dumanı üstünde taze demlenmiş çayıyla…
Misafir odasındaki küçük sehpa ve sandalyeler dışarı kurulur. Darbukacı Bayram da gözleri çipil çipil Beyoğlu’ndan dönmektedir, klarnetinin nameleri geceyi şenlendirmiş, onu da hayli yormuştur. Komşularını selamlayıp bir an önce uykuya geçmek için hızlı adımlarla evinin yolunu tutar. Durup soluklanacak gücü olsa kim bilir ne hikâyeleri vardır anlatacak.
Garo amca ve Eleni teyze ile tekrar görüşmek dileğiyle vedalaşılıp, Kumkapı’nın derinliklerine doğru yola koyulma vakti gelmiştir. Koskoca, içten gülümsemelerin anılara kazınacağı, üçlü bir selfie çekimi de yapılacaktır kuşkusuz. Yürüyüşünüz esnasında yanınızdan yörenizden tarih akıyor olacak… Ermeni Patrikliği, Aya Kiryaki, Panaghia Elpis, Surp Harutyan kiliseleri bunlardan sadece birkaçı.
Yorgunluk emareleri kendini göstermeye başladığında, balık denince ilk akla gelen Kumkapı restoranlarından birine, hem biraz soluklanmak hem de meşhur İstanbul balığının tadına bakmak için girip oturabilirsiniz. Seyir defterine alınacak ne çok not birikmiştir kim bilir.
Eski şehirde olmak, insanların sıcaklığını hissetmek, hele bir de Hıdırellez akşamına denk geldiyseniz, açın kollarınızı iki yana kendinizi 9/8 ritmin o canlandırıcı ezgilerine bırakıverin… Etrafınızda hem dans eden hem de yiyecek içecek satan kalabalığın yarattığı hoş kahkaha sizi de içine çekecektir.
Bu kadar gezmek tozmak kafi, yarın iş seni bekler deyip, geçirilen bu olağanüstü günün de etkisiyle, yolculuk yorgunu bedenimi uykuya hazırlamak üzere yola koyuldum. Ertesi gün, Skalion Hotel & Spa’daki bayi toplantısından önce dinlendirici bir uykuyu hak etmiştim.
Toplantı hem akşamüzeri hem de kaldığım otelde yapılacağından keyifli bir sabah ve öğlenden sonra beni bekliyor olacaktı. Sabah kahvaltısını Marmara’nın mavi sularına nazır, otelin terasına konumlandırılmış restoranında ettikten sonra kahvemi yudumlarken, Skalion Hotel & Spa Satış ve Pazarlama Müdürü Aslı Toktaş kahveye eşlik etmek isteyince, “Ne güzel olur” dedim. Seyahatlerim esnasında, konakladığım otellerde mekân ruhu ile bütünleşmek için bu keyifli konaklama ortamının oluşmasında emeği geçenlerle sohbet etmeyi alışkanlık haline getirdim. Aslı Hanım’ın bu talebi çok sevindirdi beni.
Aslı Toktaş ile yaptığımız röportajı okumak için ‘Aslı Toktaş: Yenilenme çalışmaları otelimizin mimarisiyle sınırlı kalmadı‘ haberine göz atın.
Aslı Hanım, bir yandan kahvesini yudumlarken bir yandan da otelin yenilenme çalışmaları ile ilgili bilgi veriyordu. Dış cephesindeki yenilik zaten otelin bulunduğu sokağa girer girmez dikkatini çekiyor insanın. İçeride yapılan yenilenme ise daha ferah mekân ve deniz manzaralı odaları ile konaklama keyfini perçinliyor. Eskiden 70 odalı olan otel şimdilerde 67 oda ile hizmet veriyormuş, aile suiti, balayı süiti sonradan eklenmiş.
Sohbetimizin gerçekleştiği Skalion Teras Café & Restoran da yenilenen mekânlar arasında. İtalyan ve dünya mutfağının zengin lezzetlerini sunan, 250 kişiye hizmet veren restoranı ve yine deniz manzarasına hâkim “cafe bar”ı misafirlerinin en çok rağbet gösterdikleri mekânlardan biri diye anlatıyor Aslı Hanım. Menüde İtalyan mutfağı ağırlıklı yemekler olduğu gibi, Uzakdoğu mutfağını da sevenler düşünülmüş.
Sohbet keyifli ilerlerken, akşam için yapmam gereken hazırlıkların olduğunu, ancak öncesinde dinlendirici bir masaja ihtiyacım olduğunu söyleyerek Aslı Hanım’dan izin istiyorum. Aslı Hanım, nane ve kekik aromalı krem ile yapılan bir sağlık masajı olan Medikal masajı öneriyor. Teşekkür edip, odamın yolunu tutuyorum. Skalion Hotel & SPA bünyesinde, Türk Hamamı da bulunuyor, arzu edenler kese ve köpük masajı yaptırabilirler.
Skalion Hotel & Spa’da huzurun ve rahatlığın en derin atmosferine bir davet: Alışılmış SPA deneyimlerinin ötesinde
Toplantı vakti gelmek üzere hazırlıklarımı tamamlayıp bilgisayarımı ve evraklarımı alıp toplantı salonuna iniyorum. Manzara müthiş. İşe yoğunlaşmak o kadar da kolay olmayacak. Bilgisayarımın ekran görüntüsünün, Powerpoint sunumu için, ana ekrana aktarılması konusunda teknik arkadaşlardan yardım istiyorum. Her şey hazır! Geçirilecek yoğun birkaç saat beni bekler. Tarihi Yarımada’da olanlara benim için de gezin diyorum.
‘Avukatların tercihi Skalion Hotel & Spa oldu‘ yazısı için tıklayın.