Turizm ve ahlak ilkeleri

Last Updated on 12 Temmuz 2019 by Yaşar Çelik

İş hayatında evrensel kriterler dâhilinde sektörleri ilgilendiren ahlak ilkeleri belirlenmiştir. Turizm sektöründe ise 1997 yılından itibaren Dünya Turizm Örgütü’nün başlattığı ‘Dünya Turizm Ahlak Yasası’ çalışmaları aynı zamanda Ülkemizde Turizm Ahlak İlkeleri olarak benimsenmiştir.

Turizm Ahlak İlkeleri, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Dünya Turizm Örgütüne üye 144 ülkenin görüşleri sonucu oluşturulmuştur. Turizm Ahlak İlkeleri, turizm faaliyetlerine katılan tüm kesimlerin uymaları gereken tavsiye niteliğindeki temel kuralların bir bütünüdür.

Gelin bu ilkelerin içeriğine bir göz atalım!

İlkeler, Dünya Turizm Örgütünün 13’üncü Genel Kurul Toplantısında oy birliğiyle ve
19 Kasım 2001 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da kabul edilen yasa ile oluşturulmuştur. Turizm Ahlak İlkeleri, her bireye görev ve sorumluluklar yüklemiş, toplumun her kesimi tarafından benimsenecek ve uygulamada yaşatılacak ilkelerle başarıya ulaşmayı hedeflemiştir. Turizm Ahlak İlkeleri, Turizm ve Kültür Bakanlığı tarafından toplumsal katılımcılığın sağlaması ve her bireyin turizmdeki atılım sürecine destek vermesi bakımından önemli bir başlangıç olarak benimsenmiştir.

Dünya Turizm Ahlak İlkeleri; ekonomik gelişmeye, uluslararası anlayışa, barış, refah, insanın temel hak ve özgürlüklerine, ırk, cinsiyet, dil ve din ayrımı yapılmaksızın herkese evrensel saygı duyularak, turizmin teşvik ve geliştirilmesinin sağlanmasında esas olacak ilkeleri başlıca şöyle sıralayabiliriz:

  1. Turizmin gelişiminde rol alanlar, yerli halk ve azınlıklar dâhil bütün insanlar, yabancı Ülkelerden gelen turistler, sosyo-kültürel gelenek ve göreneklerine saygı göstermek ve bunların zenginliklerini kabul etmek ile yükümlüdürler.
  2.  Turizm faaliyetleri, ülkelerin özellikleri ve gelenekleriyle uyumlu olarak kanunlara uyarak, örf ve âdetlere saygı çerçevesinde yürütülmelidir.
  3. Ev sahibi ülkeler ve yerel turizmciler, turistleri tanımak, onlara saygı göstermek, yaşayış biçimlerini ve beklentilerini öğrenmek; mesleğe yönelik eğitim ve öğretimde misafirperverlik kavramını geliştirmek durumundadırlar.
  4. Kamu yetkilileri, turist ve ziyaretçiler ile beraberlerindeki eşyaların korunması, yabancıların güvenliklerinin sağlanması, özellikle kazalara sebep teşkil edecek durumlarda özel olarak tedbir almakla yükümlüdürler.
  5. Turistler ve ziyaretçiler, ziyaret ettikleri ülkede suç teşkil eden bir eyleme katılmamalı, yanlış ve rahatsız edici davranışlardan ve çevreye zarar vermekten kaçınmalıdırlar. Her türlü uyuşturucu, silah ve koruma altındaki tarihi eser kaçakçılığı önlenmelidir.
  6. Turistler ve ziyaretçiler, gidecekleri ülkelerin karakteristik özellikleri ile ilgili bilgi almak, yaşadığı çevrenin dışında sağlık ve güvenlik konusunda karşılaşabileceği riskleri azaltabilmek için bilinçli olmak zorundadır.

Evet, ilkeleri kısaca bu şekilde belirlenmiş. Özetinde, ülkeler, insanlar ve medeniyetler arası malum ilişkiler. Ancak bu işin sadece resmi tarafı yani talimatlar ile belirlenerek altı kalın olarak çizilmiş kurallar.

Peki öyleyse;

  1. Ülkemizde bu ilkeler evrensel nitelikte uygulanıyor mu?
  2. Şayet yeteri kadar uygulanmıyorsa, bunların rutin hale dönüşerek yerleşik hale gelmesi ne kadar zamanımızı alır?
  3. İlkelerin uygulanması konusunda sektörde yetkili kurumlar var mı?
  4. Eksik görülen kısımlarda iyileştirici ve düzenleyici faaliyetler gerçekleştiriliyor mu?

İşte bu soruların cevaplarını bulmak için hep birlikte araştırmak zorundayız. Cevapları bulduğumuz takdirde ahlak kriterlerinin hangi evresinde olduğumuzu anlayacağız demektir.

Sevgi ile kalın
Can Bekin