Site icon Turizm Günlüğü

Kuyuya bir taş atmaktan zarar gelmez…

Kod Yazılım'ın Marmara Bölge Sorumlusu Arda Erdal

Dünyamız www icadından sonra hızla küçüldü. Tim Berners-Lee değişik kaynaklardan öğrendiğimize göre www 1989 yılında İsviçre’deki CERN laboratuvarlarında icat edildi ve 1990 yılında da ilk web istemci ve sunucusunu geliştirdi ve ilk URI, HTTP, HTML spesifikasyonlarını yazdı.iş arkadaşı Robert Cailliau ise web sayfaları arasında sörf yapan ilk kişi. İlk web sunucu, tarayıcı ve editörün kullanıldığı bilgisayarın ismi ise NeXT imiş.

1991 ilkbaharında ‘universallinemode browser isminde bir web tarayıcı kullanmışlar. Adından da anlaşılacağı gibi satır mantığı ile çalışan bir web tarayıcı… Yani fare yok, grafik yok, sadece yazı ve komutlar… Sonra bu web sunucuları yayılmaya başlamış ve 1992 Kasım ayına kadar dünyadaki web sunucu sayısı 26‘ya ulaşmış. Sonra Ekim 1993‘e gelindiğinde sunucu sayısı 200 rakamına ulaşmış. Şubat 1993 tarihinde Chicago‘daki NCSA (National Center forSupercomputing Applications) bilinen anlamda ilk web tarayıcı Mosaic geliştirmiş ve böylece www PC ve Mac kullanıcıları arasında yaygınlaşmış…

Biraz araştırma yaptığımda gördüğüm olaylar çok eski zamanlara aitmiş gibi gelse de yalnız 15-20 yıl kadar önceye dayanmakta. 2010’lu yıllardaki söylemlere göz gezdirdiğimde ise karşıma ‘Bilgisayar demek internet demek’ şeklinde yazılarla karşılaşıyorum. Günümüze baktığımda artık internet tek başına her şeye hükmetmektedir.

Konumuz olan otelciliğin mazisini büyüklerimden dinlediğimde ise gülmemek elde değil

Devasa kredi kartı cihazları, araç telefonları vs. gibi birçok tarihi eserden söz ediliyor. O zamanlar neler yapıyorduk şimdi ise neler yapabiliyoruz diye soruyorum kendime. Kümülatif CRM yazılımları, Online portallar, PMS programları… kısacası her şey artık online. Online olduk olmasına da halen daha yeterli gelmeyen noktaları bulup, zihni sinir projelerle hayatlarımıza renk katmaya devam eden ve teknolojiyi trendler halinde bizlere sunan ‘Girişimciler’ var. Bakınız Instagram; bundan 5 sene öncesinde hangimizin bir hesabı vardı diye sormayı geçtim böyle bir çeşitlilik ve sosyal alan sunabilecek projenin varlığından bile haberimiz yoktu.

Basma kalıplar dışında hiçbir değişiklik göremiyorum

Ama şimdi bu platformlardan hepimizin haberi var hatta kurumsal hesaplarımızı yönetmek için bile yeni bir pazar oluşmuş durumda. Her işletme bütçesine göre ya şahsi olarak ya da profesyonel firmalar aracılığıyla binlerce TL’lik bütçelerle pazarlama, tutundurma vs. etkinliklere ödenek ayırıyoruz. Neden peki? İyice ufalan pastadan kendimize bol kremalı ve meyveli bir parça kapmaya çalışıyoruz. Kendi çalışma alanımdan dolayı birçok otelin kendi web siteleri ve sosyal medya platformlarını takip ediyorum sonuç olarak piyasada yer edinmiş 6-7 şablon çerçevesinde dönen basma kalıplar dışında hiçbir değişiklik göremiyorum. Akdeniz için tutturulmuş olgu deniz kum güneş mottosunda yapılan paylaşımlar görmekten başka bir şey yok.

Peki sizi farklılaştıran nedir?

Yapılan paylaşımlar, özendirme faaliyetleri çerçevesinde sunulan imkanlar yanlış bir politika değil, tabii ki yapılması gerekiyor. Peki sizi farklılaştıran nedir? Evet, Mail atıyoruz, tatil puanlama platformlarına yönlendiriyoruz, kendi otel uygulamalarımız var kısacası müşterimize ulaşmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Müşterilerimizin özel günlerini hatırlıyoruz, onların her zaman yanında olduğumuzu hatırlatıyoruz. Bunlar aşırıya kaçılmadığı sürece çok güzel hareketler ama bence yavaş yavaş odak noktamızı kaybediyoruz; müşterilerimizi tesis dışındayken içinde olduğu süreçten daha çok önemsiyoruz, yine gelin bakın biz buradayız, bu sezonda bizi tercih edin diyoruz.

Peki müşterilerimiz tesis içindeyken neden bu teknolojiyi kullanmıyoruz

Bir kesim şöyle yaklaşıyor bu konuya; tesis içinde fiili olarak müşterimize dokunmak daha önemli. Kesinlikle çok doğru bir politika fakat 1000 odalı bir tesiste yüksek sezon olduğunu farz edersek ortalama 2500 insandan söz ediyoruz. Hangi birine dokunacağız. Bir bir aileye yalnızca 5 dakika (2500 / 2.5 Kişi /60 Dakika)ayırsak günde 83.3 saat eder ve hatırlatmak isterim ki bir gün 24 saat.

Bu güzel ütopyayı teknoloji olmadan hayata geçirmek imkansız

Misafire fiili olarak dokunacağız, herkesi elimizden geldiğince mutlu edeceğiz ama bu güzel ütopyayı teknoloji olmadan hayata geçirmek imkansızdır. Neler yapılabilir diyerek söze başlarsam bu konu birçok noktadan günlerce devam edecektir. Peki siz olsanız neler yapardınız. Hayal gücümüzü ve teknolojiyi zorlamak bizim elimizde.

Rakipleriniz takipçiniz olabilir

Turizm teknolojileri üreten bir firma çalışanı olarak sizlerden, bizi zorlamanızı bekliyor ve istiyorum. Mantıklı temellere oturtulmuş altı dolu olan bütün düşünceler teknolojinin yardımıyla yapılabilir. Sizler yeni bir şeyi ilk kullananlar olabilir ve bunun nimetlerinden ilk siz faydalanırken rakipleriniz sizleri izlemesini seyredebilirsiniz. Onlar, sizleri izlerken; siz ise kendinizi çoktan yeni bir trend oluşturmak için düşünmeye başlamış olarak bulabilirsiniz…

Exit mobile version