Hindistan Orman Adamı olarak bilinen Jadav Payeng hayatının 40 yılından fazlasını ağaç dikerek, 550 hektarlık gerçek bir insan yapımı orman yaratmak adına harcadı. Bu ağaçlandırma sayesinde yaban hayatı bölgeye geri döndü. İnanılmaz bir şekilde, hepsini kendisi yaptı. İşte onun hikâyesi.
“Dünyayı Kurtaran Adam” belki sizce sadece bir film ismidir fakat gerçek hayatta gerçekten dünyayı kurtaran bir adamla tanışmaya hazır mısınız?
Molai Kathoni ormanı: Bir insan yapımı orman
Mulai bölgesi, Hindistan’ın Jorhat bölgesindeki Kokilamukh yakınlarındaki Brahmaputra Nehri’ndeki Majuli Adası’nda bir ormandır. Toplam 1.000 hektarlık bir alana sahiptir ve bankalarındaki yoğun toprak erozyonu nedeniyle sürekli tehdit altındadır. Majuli son 70 yılda yarıdan fazla küçüldü. Önümüzdeki 20 yıl içinde suya daldırılabileceğine dair endişeler var. Bununla mücadele etmek için, 1980 yılında, Golaghat ilçesinin Assam Ormancılık Bölümü, Brahmaputra nehrinin kumlarından birinde, 200 hektarlık ormanı yeniden ağaçlandırma planını başlattı.
Ancak, program 1983’te ne yazık ki terk edildi. Bundan sonra, orman Jadav Payeng tarafından 35 yıl boyunca bir çocuk gibi bakıldı. Önce bambu ekmeye başladı sonra başka türler ekmeye devam etti. Majuli adasındaki bir kumsal boyunca ağaç dikti. Majuli, dünyanın en büyük nehir adası olup Molai ormanı şimdi yaklaşık 550 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Alan ile yaklaşık 15 futbol stadyumu ile karşılaştırılabilir. Jadav Payeng tarafından oluşturulan Molai ormanı, New York’taki Central Park’tan daha büyük bir yüz ölçümüne sahip. Onun sayesinde, Molai ormanı, maymunlar ve çok sayıda akbaba da dâhil olmak üzere çeşitli kuş çeşitlerinin yanı sıra Bengal kaplanlarına, Hint gergedanlarına, sürüngenlere, 100’den fazla geyik ve tavşana ev sahipliği yapıyor.
Bir Orman adamı
Jadav Payeng ilham verici bir çevre aktivisti. Brahmaputra nehrinin bir bölümünü tek başına bir ormana çevirdi. Bu inanılmaz yolculuğuna 1979 yılında sadece 16 yaşındayken başlayan Jadav Payeng, Hindistan, Assam bölgesindeki sıra dışı bir kabile topluluğundan mütevazı bir çiftçi ve fakir bir bufalo tüccarının oğlu. 1979’da genç yaşta ağaç dikmeye başladığında, kuma yığılmış ölü yılanlar görmüş olmasından kaynaklanıyordu. Yılanlar yüksek sıcaklıklar ve gölge ya da ağaç örtüsünün olmaması nedeniyle ölmüştü. Başından bu yana, 40 yıl boyunca binlerce ağaç dikilerek Majuli’yi erozyondan kurtarmaya çalışırken dünyadaki bir farkı yaratmak için hayatının 40 yılını harcadı. “Forest Man” isimli belgeselde Jadav’ın hayatı ve çalışmaları anlatılıyor. Belgesel, 2014’te gerçekleşen Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Belgesel’ ödülü aldı. Ve Orman Adam “Son nefesime kadar buraya ağaç dikmeye devam edeceğim” diyor.
Ağaç çeşitleri
Bölge yaygın olan ağaç çeşitleri arasında Valcol, arjun (Terminalia arjuna), Hindistan’ın Gururu (Lagerstroemia speciosa), Kraliyet poinciana (Delonix regia), İpek Ağaçları (Albizia procera), Moj (Archidendron bigeminum) ve Pamuk Ağaçları (Bombax ceiba) dâhil olmak üzere binlerce ağaç vardır.Yalnızca bambu, 300 hektarın üzerinde bir alanı kaplamakta.
Hükümet yetkilileri Jadav’ın ormanından ancak 2008 yılında 100 kadar vahşi fil sürüsünün bölge içine sokmasıyla haberdar oldu. O yıldan bu yana, her yıl düzenli olarak ormanın ziyaretçileri olup yaklaşık 6 ay süreyle kalıyorlar.Bu arada filler şimdiye kadar bölge ormanında 10 buzağı doğurmuş durumda.
Böyle bir hikâye işte, Jadav Payeng’in hikâyesi. Yılmadan, yakınmadan 40 sene boyunca tek bir amaç için hareket eden ve bulunduğu yeri cennete çeviren bir kahraman. Fakir bir köylü olmasına tek başına fark yaratan birisi.
Vizyonun ve inancın temsili
“Paşam vazgeçin Allah aşkına! Bu çorak toprakta ısırgan otu bile bitmez’’
Nuri Conker
“Sevgili Nuri, bu çorak toprakta ısırgan otu bile bitmez dediğini hatırlıyor musun? Mustafa Kemal Atatürk
(Susuz, çorak ve bazı yerleri bataklık olan bir alanda kurulmak istenen orman hayaline karşılık Nuri Conker’in söylediği söz. Nuri Conker’in o vakitler bir ot bile yeşermez dediği yerleşkenin şimdiki adı ise Atatürk Orman Çiftliği. İşte vizyonun ve inancın temsili)
Yak(MA), Yık(MA), Yok et(ME)!
Yaşadığı gezegene iyi davranan ve karşılığını alan adam. Can verdiği orman sayesinde binlerce hayvana da doğal ortamını kazandırmış. Aslında Dünya’nın mantığı basit; yaşam, hayat, ver, al. Bir şeyleri yaşattıkça karşılığını alıyoruz ama genellikle mahvetme, yağmalama,savaşma üzerine kurulu insanoğlu düzeni bunun önüne geçiyor. Eğer ki gerçekten amacına hizmet eden bir Nobel barış ödülü varsa bu adam kesinlikle ödülü hak etmektedir.
Ülkemizde son zamanlarda yaşanan doğa ve hayvan katliamlarının yanında fakir bir Hintli köylüsü ile bir Ülkeyi yeni baştan yaratmış bir Dünya Lideri olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyon ve inançlarını mukayese edecek olursak,kendilerine hayran kalmamak ve etkilenmemek ve şu andaki var oluşumumuzu, konumumuzu, hayata dair beklentilerimizi sorgulamamak mümkün değil, sizce?
Öyleyse yakmayalım, yıkmayalım, yok etmeyelim. Ülkemizin taşına, toprağına dokunalım, hissedelim. Fidan dikelim, doğayı sevelim, insanları sevelim, hayvanları sevelim ama bununla birlikte kollayalım, koruyalım. Hep birlikte daha iyi şartlarda yaşamak için çareleri üretelim.
Jadav’ın macerasını merak edenler için
Sevgi ile kalın
Can Bekin