Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) son zamanlarda Kazdağları, Salda Gölü gibi değerlerle gündeme gelen doğa tahribatının çevre ve insan sağlığı açısından taşıdığı öneme dikkat çekti.
TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Arzu Mirici, “Çevre katliamları yıllar içinde herkese çok pahalıya mal oluyor” derken, çevre ve insan sağlığına yönelik zararların telafisinin mümkün olmadığını vurguladı.
Solunum alanında ülkemizin ilk bilimsel derneği olarak 4 binden fazla üyesi ile akciğer sağlığına yönelik çalışmalar yapan TÜSAD, çevre konusundaki uyarılarına bir yenisini ekledi. Çevre tahribatında zararların yıllar içinde, yavaş yavaş ortaya çıkması nedeniyle göz ardı edildiğine dikkat çeken TÜSAD, ancak işin gerçek faturasının kazanımlarından çok daha yüksek olduğunu söyledi.
KÜRESEL BİR SORUN
Konu ile ilgili bir açıklama yapan TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Arzu Mirici, son günlerde Kazdağları ve Salda Gölü civarında yoğunlaşan çevre sorunlarının, sadece bölgesel değil tüm ülkemizi ve tüm dünyayı ilgilendiren küresel bir sorun olduğunu dile getirdi. “Çevre sağlığı bir bütündür” diyen Mirici, hava, su ve toprak kirliliğinin zaman içinde birbiri ile etkileşeceğine işaret etti.
Ormansızlaştırma, dolayısıyla su kaynaklarının kirlenmesi ve hava kalitesinin bozulmasına neden olan faaliyetlerin başta çevre ve insan sağlığına yapacağı zararların yıllar boyu düzeltilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Mirici, şu uyarılarda bulundu: “Dünyanın her tarafında benzeri işletmelere ve süreçlere bakıldığında; kronik hastalıklar ve kanser başta olmak üzere insan sağlığının etkilenmesinin, sağlıklı içme suyu kaynaklarının ve tarım alanlarının kaybedilmesinin en temel sorunlar olduğu görülüyor. Bu zararların yıllar içinde, yavaş yavaş ortaya çıkması göz ardı edilmesine ve yok sayılmasına neden oluyor. Ancak bu tür çevre katliamları yıllar içinde herkese çok pahalıya mal oluyor.”
KAR-ZARAR HESABI EKSİK YAPILIYOR!
Prof. Dr. Mirici, Kazdağları gibi ekolojik denge açısından büyük önem taşıyan değerlerin korunmasının birincil dereceden önemli olduğunu dile getiren Mirici, konunun doğru bakış açısı ile alınmasını istedi. Mirici, bu konuda şunları söyledi: “Madencilik ve kömürlü termik santral gibi işletmelerde kar-zarar hesabı yapılırken insan sağlığına verilen zararın, kaçınılmaz olarak artacak sağlık harcamalarının hesaplanmadığı görülüyor. Kaldı ki; bozulan insan sağlığı ve erken kaybedilen yaşamların bedeli hiçbir biçimde ödenemez. Solunan havanın kalitesinin, akciğer hastalıklarının en önemli nedeni olduğu biliniyor. Kirli ve temizlenmemiş havanın solunması nedeniyle her yıl milyonlarca insanın akciğer hastalıklarına yakalandığını, bu nedenle hayatlarını kaybettiklerini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Hastanelerin acil servislerine en fazla başvuranların KOAH gibi kronik akciğer hastaları olduğu unutulmasın.”
DAHA FAZLA AĞAÇ DİKİLMELİ
TÜSAD olarak akciğer hastalıklarının tedavisi kadar, bu hastalıkların oluşmasına neden olan faktörlere de dikkat çekmeye çalıştıklarını aktaran Mirici, bu nedenle sık solunan hava kalitesinin önemine vurgu yaptıklarını belirtti. Günümüzde çok farklı kirleticiler nedeniyle hava kalitesinin bozulduğuna işaret eden Mirici, “Ormanlar, hatta tek bir ağaç bile havanın temizlenmesine katkıda bulunuyor. Yıllarca yetişen ağaçların kesilmesi yerine, giderek daha fazla ve uygun koşulları belirleyerek, bilinçli bir biçimde ağaç dikilmesi gerekiyor” dedi.