Last Updated on 20 Ağustos 2019 by Turizm Günlüğü
Deneyimli turizmci Deniz Emin Tüfekçi, yaklaşan TÜRSAB Seçimleri öncesinde bir biz yazı kaleme aldı. Tüfekçi, seçim öncesinde adayların ve seçmenlerin nasıl bir strateji izlemeleri gerektiğine dikkat çekti.
İşte Deniz Tüfekçi’nin “Aday olmak…” başlıklı yazısı…
1979 yılından bu yana TÜRSAB kongrelerini takip eden birisi olarak her seçimde adaylığını koyan meslektaşlarımın önceleri çeşitli platformlarda neleri eleştirdiklerini; neleri değiştirmek istediklerini tane tane net olarak anlattıklarını biliyorum.
2000 yılından sonra birkaç meslektaşım dışında (İskender Çayla, Serhat Uslan gibi) neden aday olacaklarını seçim öncesinde anlatana pek rastlamadım.
Şimdi itiraz gelebilir, ben anlattım diyerek.
Kastettiğim şudur:
İki yıl içinde mesleğimizi ilgilendiren her hangi bir konuda 6 ayda aday olmayı düşünen arkadaşımızın fikrini okuyabildik mi turizm ile ilgili medyada?
Hangi konuda üç beş satır yazıp, o öyle değil böyle olmalı; ya da şunlar yapılmadı; şunlar yapılmalıydı ya da öyle değil böyle yapılmalıydı… türünden bizi aydınlatıcı yazısını okuduğumuz bir aday var mı?
Her hangi bir tartışmada fikrini söyleyen var mı adaylar arasında?
Mesleği ile ne kadar ilgili bu arkadaşlarımız? Politikacıları uyaran, işin doğrusu o değil; bu diyebilen var mı?
Genel yuvarlak laflar etmekten öteye gitmeyen, o iki yılda suya sabuna dokunmadan köşede pusuda bekleyen arkadaşlarımız seçime bir ay kala yazdıkları -kimin yazdığı meçhul-bildirileri ile dolaşırken inanın hiç de inandırıcı olmuyorlar benim gözümde.
Hayatın içinde değilsen, seçilsen bile kalıcı olamıyorsun.
Hele hele hiç yanlışlara bakıp uyarıp müdahil olmuyorsan; “Boş ver arkadaşım bize hiç zaman kaybettirme” demek geliyor içimden.
Futbol takımı taraftarlığı havasıyla kendine yakın bulduğu adaya oy veren meslektaşlarıma: “Kim bizim için ne düşünüyor? Bunları yıllar boyunca hiç gündeme getirmiş, önümüze koymuş mu?” diye sormalarını bekliyorum.
40 yıldır nelerin yapılıp nelerin yapılmadığını görerek; yaşayan bir meslektaşınız olarak içinde bulunduğumuz durumun sorumlusu olarak önce kendimizi görüp, ben de adayım diyen arkadaşlarımıza, “Gel bakalım bizim için ne düşündüğünü kaç kere yazdın, kaç yerde açıkladın” dememiz lazım.
Yoksa değişen bir şeyin olmadığını kısa süre sonra görüp; bu da gitsin, yenisi gelsin demek durumunda kalırız.
Deniz Emin Tüfekçi
Seventur Turizm Kurucusu