Last Updated on 27 Ağustos 2019 by Yaşar Çelik
Dünya ekonomisi resesyona doğru ilerliyor mu? Durgunluk nasıl sonuçlar doğurabilir? Krizin ayak sesleri hangi göstergelerde yatıyor? BBC Türkçe’nin internet sayfalarına taşıdığı iki haberin içeriklerinde bu soruların yanıtlarını aradık?
BBC Dünya Servisi Ekonomi Muhabiri Andrew Walker, 15 Ağustos’ta İngiltere ve Amerika’daki para piyasalarını değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı. Yazının ana ekseni ABD ve İngiltere’deki para piyasalarının durumu oldu.
Dünya ekonomisine dair endişe verici gelişmelerin ilk sinyallerinin devletlerin ve özel şirketlerin borçlanmak üzere tahvil -borç senedi- ihraç ettiği tahvil piyasasından geldiğini belirten Walker, tahvillerdeki bekleme süresinin kısaldığına kısa vadeli tahvillerin uzun vadeli tahvillere göre daha fazla getiri sağladığına vurgu yapıyor. Peki bu ne demek? Yazıdan alıntılarsak:
“Bunun anlamı yatırımcılar kısa vadede ekonomik görünümden kaygılı. Kısa vadeye yatırım yapmaktansa uzun vadeli yatırımı daha güvenli ve az riskli olarak görüyorlar.”
Yine yazıdan anladığımız üzere bu ekonomide ters verim eğrisinin ortaya çıkması anlamına geliyor. Ekonominin böyle bir döneme girmesini ABD Merkez Bankası Fed şöyle yorumluyor:
“Ters verim eğrisinin oluştuğu dönemleri istikrarlı bir biçimde ekonomik yavaşlama ve neredeyse her zaman ekonomik daralma izlemiştir.”
Ters verim eğrisi ekonomik daralmayı açıklıyor mu?
2008’deki finansal kriz ile karşılaştırıldığında bugün yapılan müdahaleler de düşünüldüğünde oluşan bu ters verim eğrisinin suni olduğu ve ekonomik daralmaların gerekçelerini tam açıklamıyor olmasının da altı çizilmiş.
Analistlerin görüşlerine de yer verildiği makalede İngiltere’de Brexit ve ekonomide yüzde 0.2’lik küçülmenin resesyona kapı aralayabileceği ABD’de ise ekonominin ciddi yavaşlamaya girmesi gerektiği belirtilmiş.
Devler tahvillerinde güvenli bir liman olarak görülen Almanya’da ise işlerin beklendiği gibi gitmediği zayıflayan ekonomik görünüm sinyallerinin güçlendiğine dikkat çekiliyor.
Gelelim Türkiye’ye Walker’ın yazısında Türkiye’den söz edilmemiş ancak hemen altındaki linkte IMF’nin Dünya Ekonomik Raporu göz çarpıyor ve raporda Türkiye ve Arjantin ekonomilerinin dünyanın gündeminde olduğuna atıf yapılmış.
IMF raporunda gözler Türkiye ve Arjantin ekonomileri üzerinde
İktisatçı Ergin Yıldızoğlu’nun BBC Türkçe internet sayfalarına taşınan Nisan 2019 tarihli yazısında IMF raporunda da dünya ekonomisindeki yavaşlamanın kabul edildiğine atıf yapılmış zaten raporun başlığı da bunu gösteriyor: “Dünyada Ekonomik Durum: Büyüme yavaşlıyor, toparlanma kırılgan”. ABD, Avrupa ve Çin ekonomilerinin durumları ve dünya ekonomisini götürecekleri yön ile ilgili vurgular da bulunan raporda,
“Arjantin ve Türkiye’den başlayarak yayılabilecek bir döviz/borç krizi olasılığının, jeopolitik alanında beklenmedik bir risk artışının, “en iyi koşulların” gerçekleşmesini tehlikeye atarak bir küresel resesyonu tetikleme olasılığı var.” deniliyor.
Yıldızoğlu raporu değerlendirdiği yazısında iki gözlemden de söz ediyor, resesyon beklentisinin ardında da bu iki gözlemin yattığına vurgu yapıyor. Yazıdan aynen alıntılıyoruz:
Gözlem 1: ABD ve Almanya ekonomilerinde, geçen ay hazine bonoları getiri eğrisi (yield curve) tersine döndü. Uzun dönemli, örneğin 10 yıllık, hazine bonolarının getirileri, kısa dönemli, örneğin 3 aylık hazine bonolarının getirilerinin altına inerse getiri eğrisi tersine döndü deniyor. Bu durum, piyasalardaki yatırımcıların, geleceğe ilişkin ekonomik beklentilerinin olumsuz olduğunu gösteriyor.
Tarihsel olarak bugüne kadar, özellikle ABD ekonomisinde böyle durumların ardından sert bir resesyon yaşandı. Getiri eğrisinin geçen ay tersine dönmesi, bugün de benzer bir durumun söz konusu olabileceğini düşündürüyor. Kesin bir gösterge olmamasına karşın, getiri eğrisinin geçmiş deneylerine bakarak, tersine dönmesine önem vermek gerekiyor. Ancak, bugün koşullar farklı diyerek, bu eğrinin açıklama gücünü sorgulayanlar; yatırımcıların bu eğriye bakarak tutum almaya başlaması durumunda bir resesyon olasılığının artacağını, dolayısıyla getiri eğrisinin önceden haber veren bir gösterge değil, resesyonun nedenlerinden bir olabileceğini düşünenler de var.
Gözlem 2: ABD’de Washington’daki Urban Institute araştırmacılarından Eugene Steuerle’nin National Association for Business Economics tarafından geçen ay yayımlanan bir araştırması, ABD’de, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde üçüncü kez bir “servet köpüğünün” oluştuğunu ortaya koyuyordu.
İlk köpük 1999’da, ikincisi de 2006’da oluşmuş. Her iki köpük de patlayarak sert bir mali kriz ve resesyon yaratmıştı. 2000’li yılların başında borsalar şiddetle sarsılmış, başlayan resesyon güçlü bir parasal genişleme ve sıfır faiz oranlarıyla savuşturulmuştu. Böylece bir mali çöküş önlendi, borsalar tekrar tırmanmaya başladı kredi hacmi olağan üstü boyutlara çıktı.
Steuerle, araştırmasında, bu dönemde ABD’de ikinci servet balonunun oluştuğunu verilerle gösteriyor. Bu balon patlayınca, yeni bir mali kriz, sert bir resesyon yaşandı. Steuerle, mali, krizi izleyen “uzun durgunluk” içinde, merkez bankalarının niceliksel genişleme olarak tanımladıkları para politikalarına paralel olarak, yeni bir servet köpüğünün oluşmaya başladığını, bu köpüğün 2018 yılında, öncekilerden çok daha büyük bir boyuta ulaştığını gösteriyor; “Şimdi bu köpük yine patlayarak yeni bir mali krize ve sert bir resesyona yol açabilir” diyor.
BBC Türkçe’de yayımlanan değerlendirme haberlerine aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz:
Piyasalar yeni bir küresel ekonomik durgunluğun sinyalini mi veriyor?
IMF Dünyada Ekonomik Görünüm Raporu: Gözler Arjantin ve Türkiye ekonomilerinin üzerinde
Alman ekonomisinin durumuna dair Ümit Akçay’ın yazısı da bu tabloyu bütünler nitelikte, aşağıya linki bırakıyoruz.