Binlerce yıllık geçmişiyle farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, her birinin bir iz bıraktığı Mezopotamya coğrafyasında görülmesi gereken onlarca güzellik var. Hazır mevsim de sonbahara dönerken Güneydoğuyu keşfetmenin tam zamanı!
Türkiye’nin önde gelen turizm portalı Tatilsepeti.com sonbahar rotasını güneydoğuya çevirdi. Kişi başı 1259 TL’den başlayan fiyatlarla, İstanbul’dan uçaklı turlar yeni bir dünyanın kapısını aralıyor.
İnsanlık tarihini değiştiren antik kentler, manastırlar, dağın zirvesine yapılan dev heykeller, mağara evler, tarihî camiler ve çarşılar görülmeye değer. Üstelik gezerken tadılacak lezzetler de cabası. İşte Adıyaman’dan Batman’a, Bitlis’ten Mardin’e büyülü bir dünyaya yolculuğa başlamaya hazır mısınız?
ADIYAMAN
Efsaneler Şehri
Mezopotamya’nın önemli kentlerinden Adıyaman, Antik Yunan’dan Bizans İmparatorluğu’na, Hristiyan medeniyetlerinden İslam toplumlarına birçok medeniyetin kesişim noktası olurken, bu medeniyetler kente Nemrut Dağı, Cendere Köprüsü, Gerger Kalesi, Kahta Kalesi, Perre Antik Kenti gibi birçok yapıt ve kalıntıyı miras bıraktı. Şehirde arkeolojik kazılardan elde edilen her çağa ait 30 binin üzerinde eser bulunuyor. Güneşin doğuşu ve batışının en güzel izlenebildiği UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Nemrut Dağı ile öne çıkan Adıyaman, şehir dokusu ve gastronomi zenginliğiyle de adından bahsettiriyor.
BATMAN
Sular altında kalmadan
Batman deyince akla ilk olarak Hasankeyf geliyor. Bunun için haklı sebepleri var elbette. Tarihi yaklaşık 12 bin yıl öncesine dayanan Hasankeyf, Dicle kıyısında adeta bir bilim merkezi olarak kullanılmış. Hasankeyf’te bulunan kalenin Bizans İmparatoru Konstantinos tarafından 4’üncü yüzyılda yapıldığı biliniyor. Kale dışında rasathane, medrese ve hastanenin bulunduğu Hasankeyf devasa kaleleri ve 5 binden fazla mağarasıyla görenleri etkiliyor. Ilısu Barajı projesi tamamlandığında tamamen sular altında kalacak bölge mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.
BİTLİS
Kamp Kurmak İsteyenlere
Bitlis’in Tatvan ilçesinde dünyanın ikinci, Türkiye’nin en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü, ziyaretçi akınına uğruyor. Doğal güzelliklerinin yanı sıra sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, farklı kuş turları ile ziyaretçilerin ilgisini çeken Nemrut, kamp kurmak isteyen doğaseverlerin de uğrak yeri haline geldi. Türkiye’nin çeşitli illerinden kente gelen doğaseverler, yeni rota olarak belirledikleri Nemrut Krater Gölü’nde kamp kurarak, eşsiz doğanın tadını çıkarıyor.
GAZİANTEP
Lezzet ve tarih buluşması
Tarihi oldukça zengin olan Gaziantep’te Paleolitik dönemden beri insanların yaşadığı biliniyor. Babiller, Hititler, Mısırlılar, Asurlular, Persler gibi pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan kentin her karış toprağında tarihî kalıntılar bulunuyor. Bu yüzden kültürel geziler için vazgeçilmez duraklardan biri. Gaziantep’te mutlaka görülmesi gerekenler: Zeugma Antik Kenti ve Mozaik Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Gaziantep Kalesi, Bedestenler ve Rumkale. Gaziantep mutfağı da dillere destan. Beyrandan katmere, içli köfteden baklavaya kadar lezzet şöleni sizleri bekliyor.
MARDİN
Film platosu gibi
Mardin mimari yapısıyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Mardin’de hiçbir evin gölgesi birbirinin üzerine düşmüyor. Bu mimariye şahit olmakla birlikte Mardin’de mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında 1621 yaşındaki Süryani-Ortodoks Manastırı geliyor. Manastırın ana binasındaki mozaikler, taş işçiliğinin zarifliğini yansıtan kabartmalarıyla o dönemdeki sanatı yansıtıyor. Mardin Kalesi Sümer, Babil, Selçuklu, Osmanlı Medeniyetleri’nin bir parçası olarak günümüze kadar gelmeyi başarmış.
ŞANLIURFA
Dünyanın en eskisi
Şanlıurfa Harran Evleri ve Göbeklitepe ile dünya mirasına ev sahipliği yapıyor. Mezopotamya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Harran 4 bin yıllık geçmişe sahip. Bu coğrafya zengin kültürü ve kalıntıları ile dünyanın ilk üniversitelerinden birini barındırıyor. 12 bin yıllık geçmişiyle dünyanın eski arkeolojik tapınağı olan Göbeklitepe her yıl yeri ve yabancı çok sayıda turisti ağırlıyor. Buradaki buluntular yerleşik hayata geçerken insanlığın dinsel ve inanç ritüellerini ortaya koyması açısından çok önemli. “Sakin şehir” ağına kabul edilen Halfeti de şehre gelindiğinde mutlaka görülmeli.