Para Politikası Kurulu, 12 Eylül Perşembe günü faiz konusunu konuşmak üzere toplanıyor. Toplantıdan nasıl bir sonuç çıkacağı para piyasalarının gündemine oturmuş durumda. Kimi ekonomistler faiz indirimi beklerken, diğerleri bunun gerekli olmadığı görüşünde. Mahfi Eğilmez’in yazısı ile veriler üzerinden bir değerlendirme sunuyoruz.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası‘nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), 12 Eylül Perşembe günü toplanarak faiz kararını belirleyecek. Para piyasalarının Türkiye gündeminin en önemli maddesini bu toplantı oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazar günü AKP Eskişehir İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşmada toplantıya dair beklentilerini dile getirirken şu ifadeleri kullanmıştı,
“Enflasyon düşüyor, faizler iniyor, daha da düşecek. Perşembe para piyasası kurulu toplanıyor. İnanıyorum ki faizler daha da düşecek. Faiz düştükçe enflasyon da düşecektir, bunu göreceksiniz” açıklamasında bulundu.
Ağustos ayı enflasyonu karar için yeterli bir gösterge mi?
Ağustos ayında yıllık enflasyonu yüzde 15,01 olarak gerçekleşmişti. Enflasyonun düşüş eğilimine işaret eden enflasyon rakamı Perşembe günü yapılacak toplantıdan indirim kararı çıkacağı görüşünü güçlendiriyor olsa da ekonomi uzmanlarının bir kısmı tersi görüşte.
PPK, Temmuz ayında yaptığı toplantısında politika faizi olan bir haftalık repo faizini 425 baz puan aşağı çekerek yüzde 24’ten yüzde 19,75’e indirmişti.
Bu kararla Merkez Bankası 2015’ten bu yana ilk kez politika faizini düşürmüş oldu.
Temmuz ayındaki toplantı, o dönemde TCMB’nin başına yeni atanan Murat Uysal başkanlığında yapılan ilk toplantıydı.
Temmuz ayının başında TCMB Başkanı Murat Çetinkaya sürpriz bir kararla Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden alınmış ve yerine TCMB Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Murat Uysal başkan olarak atanmıştı.
“Göstergeler faizin yüksek olmadığına işaret ediyor”
Ekonomi uzmanı Mahfi Eğilmez, www.mahfiegilmez.com ‘da 1 Eylül 2019’da kaleme aldığı yazısında 12 Eylül Perşembe günü toplanacak PPK’nın faiz kararı ile ilgili yorumlarını 3 tablo üzerinden karşılaştırmalı veriler ile dile getiriyor. Eğilmez, Türkiye ile benzer ekonomileri faizi belirleyen kriterler üzerinden karşılaştırarak faiz indirimine gerek olmadığı sonucuna varmış.
İşte Mahfi Eğilmez’in yazısının tamamı:
Bir ülkede faizlerin yüksek olup olmadığı anlamak için konuyla ilgili göstergeleri önce kendi içinde sonra da benzer ülkelerdeki göstergelerle karşılaştırmak gerekiyor. Bu meseleye çözüm ararken Türkiye gibi gelişmekte olan, ikili para sistemine[i] sahip bir ekonomiden söz ediyorsak ele almamız gereken başlıca göstergeler paranın dış değerindeki değişimler (kur değişimi), paranın iç değerindeki değişimler (enflasyon) ve ülke risk primidir (CDS. Faiz, bütün bu göstergelerin sonucu olarak çıkar karşımıza.
Aşağıdaki 1 numaralı tablo Türkiye ve benzer konumda kabul edilen ekonomilerin para birimlerinin Dolara karşı değişimini gösteriyor. 2 numaralı tablo ise bu ülkelerin enflasyon, Merkez Bankası faizi ve CDS primi açısından karşılaştırılmasını sergiliyor.
Türkiye göstergeleriyle diğer ekonomilerin göstergelerini karşılaştıran bu 3 numaralı tabloya baktığımızda Merkez Bankası faizinin öteki göstergelerle uyumlu olduğu, bu göstergelere göre faizin yüksek olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda öteki göstergelerde düzelme sağlanmadan Merkez Bankası faizinin indirilmesinin doğru bir hamle olmayacağını söyleyebiliriz.
[i] İkili (dual) para sistemi bir ülkede kendi yerel parası dışında yabancı paraların da kullanıldığı sistemdir.