Site icon Turizm Günlüğü

Doğaya ihanet

Doğa, insanoğlunun en iyi dostu olduğunu sanıyordu, oysa yanıldı ve zamanla bu ilişkiden büyük ölçüde zarar gördü.

İnsanlar kendi yaşam alanlarını yanlışlıkla veya kasıtlı olarak yok ettiler. Ağaçlar kesildi, tepeler yıkımla kel oldu, ormanlar her gün ortadan kayboldu. Yeryüzünün yüzeyindeki yeşil azaldı. Yeşilin azalması bizim sel sularından korunmamızın kaybolduğu anlamına geliyor. Mevcut durum gibi ormanları yok etmeye devam edersek, bilim adamları yaklaşık 100 yıl sonra dünyadaki tüm ormanların ortadan kalkacağını tahmin ediyorlar.

Kaz Dağlarındaki durum

Biga Yarımadası’nın bu en büyük dağı şimdilerde parça parça altın elma arayıcılarıyla işgal ediliyor. Kaz Dağı’nın kalbine demir gövdelerle girip asırlık ağaçlara adeta bir kürdan muamelesi yapıyorlar. Endemik bitkiler yok ediliyor, kayalar dinamitleniyor, dev makineler girebilsin diye yollar yapılıyor, şantiyeler kuruluyor, sondaj alanları açılıyor, toprağına çaresi olmayan zehir sızdırılıyor, suları zehirleniyor ve havası karartılıyor. Bir altın madeninin ömrü sadece on yıl. Kaz Dağları’nda 250-300 ton altın olduğu tahmin ediliyor ve toprağın altında zerrecikler olarak bulunuyor.

Peki, burada mevcut altını çıkarmak için ne yapmak mı gerekiyor?

Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa;
-1 trilyon ton toprak işlenecek, 400 bin ton siyanür kullanılacak.
-2 milyon 580 bin dönüm orman, 10 milyon zeytin ağacı etkilenecek.
-Bölgede mevcut doğal su kaynakları azalacak ve kirlenecek.
-Orman köylülerinin geçim kaynağı azalacak ve göçe zorlanacak.
-20 bin zeytin üreticisi, 80 bin zeytin işçisi ile 30 bin aile etkilenecek.
-Bölgede yetişen tarım ürünlerine alıcı bulunamayacak.
-Bölgeye yerli ve yabancı ziyaretçi gelmeyecek.
-Her yıl zeytinden, zeytinyağından ve diğer tarım ürünlerinden elde edilen 650 milyon
Dolar’dan mahrum kalınacak.

Eğer Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa;
-On yıl sonra siyanür çukurlarıyla üzerinde ot bitmeyen toprak dağları kalacak.
-On yılda verilen zarar yüzlerce yıl temizlenemeyecek.
-Siyanür ve ağır metallere maruz kalacak, zaman içinde ölümcül hastalıklara maruz
kalacağız.

Bundan asırlar sonra dönüp arkamıza baktığımızda bir bölgenin tarihi ile birlikte yok olduğunu göreceğiz. Efsaneler artık konuşulmadığı ve unutulduğuna tanıklık edeceğiz. İleride duyacağımız pişmanlıklar bir fayda sağlamayacak ve her şey için artık çok geç olduğunu anlamış olacağız.

Doğanın ve yeşilin sevgisi ile kalın
Can Bekin

Haber önerilerimiz:

Kazdağları’nda madencilik değil turizm desteklenmelidir

Solunum uzmanı hekimlerden Kazdağları ve Salda Gölü uyarısı

Yağız Öngen: Kazdağları’nın en önemli değeri altın değil turizm olmalı

Uzmanlardan Kaz Dağları uyarısı geldi

Exit mobile version