Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin “Kasım Ayı Geçici Dönem Ekonomik Görünüm Raporu” yayımlandı. Türkiye için 2020’de yüzde 3 oranında büyüme öngören OECD, Türkiye’de yatırımcıların güveninin hala “kırılgan” olduğu ve yatırımların sert bir şekilde düştüğü uyarısında bulundu.
Euronews’te yer alan habere göre; Türkiye’de iç ve uluslararası güvenin artması için makroekonomik politikanın çerçevesinin basitleştirilmesi ve şeffaflaştırılması gerektiğini savunan OECD, hükümetin genel mali politikalarının daha şeffaf olmasını isterken, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının itibarının güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
OECD, orta ila uzun vadeli yatırım yoğunluğunun ve büyüme potansiyelinin zayıflamasını tersine çevirmek için kayıtlı sektördeki işgücü piyasası esnekliğini ve ürün piyasası rekabetini arttırmak için daha fazla önlem alınmasını istedi.
Toparlanma yolda, ancak belirsizlikler oldukça yüksek
Raporda, Türk ekonomisinde büyümenin son aylarda toparlandığı, hükümetin sağladığı teşviklerin iç talebi tahmin edilenden daha fazla canlandırdığı, TL’deki değer kaybının da ihracatı desteklediği vurgulandı.
OECD raporunda bununla birlikte, yatırımların ve Avrupa’nın imalat ihracatı siparişlerinin düşmesi ile istihdamın gerilemesi ve özellikle gençler arasında işsizliğin yüzde 25’e çıkması olumsuz noktalar arasında gösterildi.
Büyüme oranları revize edildi
Raporda, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 0,3 büyüyeceği öngörüsüne yer verildi. Söz konusu oran, bir önceki raporda yüzde eksi 0,3 olarak tahmin edilmişti.
Türkiye ekonomisinin 2020’de yüzde 1,6 büyüyeceğine yönelik tahminin yüzde 3’e yükseltildiği raporda, Türkiye ekonomisindeki büyümenin 2021’de toparlanarak yüzde 3,2’e çıkacağı kaydedildi.
Raporda, küresel ekonomik görünümün kırılgan olduğu belirtilerek, konjonktürel krizin sağlamlaştığına dair işaretlerin arttığı bildirildi. Raporda, dünya ekonomisi için eylül ayında yayımlanan ara rapordaki yüzde 2,9’luk 2019 büyüme tahmini korunurken, yüzde 3’lük 2020 büyüme öngörüsü ise yüzde 2,9’a düşürüldü.
Küresel ekonomik görünüşün bastırılmış olmaya devam ettiği ve aşağı yönlü risklerin büyüyen politika belirsizliği ve zayıflayan iş iklimi ortasında artış gösterdiği kaydedilen raporda, belirsizliğin dünyadaki şirketler için ana endişe haline geldiği belirtildi.