Almanya/Osnabrück merkezli Sancarbarlaz Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Önder Sancarbarlaz, 25 yıldır bu sektörde yer alan bir turizmci olarak yılda 20-25 bin arasında misafir ağırladıklarını kaydediyor. Almanya çıkışlı outgoing işi yapan Sancarbarlaz’ın bir de Alman Seyahat Acenteler Birliği (DRV) yurt dışı ve kültür turizmi komisyonu üyeliği görevi var.
Almanya’da doğduğunu ama çocukluğunun bir bölümünün Türkiye’de geçtiğini belirten Sancarbarlaz, hem Türk, hem de Avrupalı olduğunu kaydediyor. Sancarbarlaz, Türkiye ile ilişkisinin ‘vefasız bir sevgili’ gibi olduğunu ifade ediyor ve “Her ne kadar Türkiye bize bazen sırt çevirse de biz onu çok seviyoruz” diyor. Türk turizminin kriz dönemlerinde ‘elçilik’ yaptıklarını savunan Sancarbarlaz, şöyle konuşuyor:
“VOUCHER’LARIN ÜZERİNDE BİZLERİN ADI GEÇER”
“Almanya’daki Türk kökenli turizmciler, ülkemizin yaşadığı her krizde hızlı bir şekilde geri dönüşü sağlayan elçilerdir. Sektörde hep TUI, Thomas Cook, Alltours ve bu gibi tur operatörleri bilinir ama bunların arkasındaki gizli kahramanlar bizleriz. Yıllık yaptığımız cirolar toplamda yüzlerce milyon Euro’ya ulaşıyor. Türkiye’deki otelci veya acenteci arkadaşlarımız hep büyük tur operatörlerini bilirler ama onların arkasında, voucher’ların üzerinde bizlerin adı geçer. Bir kriz anında Avrupalılar yönünü hemen farklı destinasyonlara yöneltir; Yunanistan’a, İspanya’ya gidebilirler. Ama bizler, kan ve gönül bağımız olan Türkiye’ye onları geri döndürmek için elimizden geleni yaparız. Ülkemizden vazgeçenleri yavaş yavaş alıştırarak geri yönlendirmeye çalışırız.”
Avrupa Türk Acenteciler Birliği’nin (COOP TRR) geçen ay Münster/Osnabrück Uluslararası Havaalanı’nda yaptığı etkinlikte bir araya geldiğimiz Sancarbarlaz, Alman Seyahat Acenteler Birliği’nin (DRV) dünyadaki en büyük turizm federasyonu olduğuna vurgu yaparak, oradaki görevinin önemine de dikkat çekiyor. Almanya’da yılda 70 milyon insanın seyahat ettiğini anımsatan Sancarbarlaz, böylesi bir pazarda Türk olarak iş yapmanın gurur verici olduğunu söylüyor. DRV’de Türkiye ile ilgili her türlü konuda lobi çalışması yaptığını anlatan Sancarbarlaz, “İkili ilişkiler, lobicilik çok önemli. Suların bulanık olduğu zamanlarda, bilhassa da siyasi kriz dönemlerinde bizim gibi kilit noktalardaki insanların konumu çok etkili oluyor” diye konuşuyor.
BİRLİKLER OLARAK BÜYÜK BİR GÜCÜZ
COOP TRR gibi yapıların da bu anlamda çok etkili olduğunu belirten Sancarbarlaz, kendisinin de içinde yer aldığı Germanys Premium Travel Agencies (GPTA) gibi platformların Türk turizmi için büyük bir güç olduğunu iddia ediyor. Avrupa’daki Türk kökenli insanların her yaptığı aktivitenin arkasında, önünde ve yanında olduğunu vurgulayan Sancarbarlaz, “Bu birlik bunu yaptı, diğeri şunu yaptı şeklinde bir ayrım olmamalı. Türkiye’nin Avrupa’daki algısını güçlendirmek için 100 aktivite varsa 100’ünde de ben destekçi olurum. Bu, COOP TRR veya GPTA olur hiç önemli değil” yorumunu yapıyor.
İSTANBUL’DA KÜLTÜR AJANDASI EKSİĞİ VAR
Almanya’daki bir Türk turizmci olarak gördüğü eksiklikleri de dile getiren Sancarbarlaz, özellikle İstanbul’da kültür turizmi için hazırlanmış bir etkinlik takvimi olmadığını öne sürerek şunları ifade ediyor: “Bir Alman turistin İstanbul’a geldiğinde herhangi bir kültürel veya sanatsal etkinliği izlemek istemesi halinde bakacağı bir kaynak yok. Dünyaya açık, birçok dilde yayın yapan bir kültür ajandası maalesef mevcut değil. Varsa da bunu yurt dışından tur gönderen bizlerin bilmemesi bile bir eksik; çünkü böyle bir ajandadan haberdar değiliz, demek ki duyurulmamış. Turistler İtalya’da veya İspanya’daki kültür turlarına oradaki etkinlikler için gidiyorlar. İstanbul’a misafir gelsin, sadece Sultanahmet, Ayasofya ve Topkapı’yı gezsinle olmaz. Bir dünya şehri olan İstanbul’daki kültürel ve sanatsal faaliyetleri de dünyaya açmalıyız. Örneğin Viyana bu konuda öncü.”
Almanya’da bir araya geldiği her kesimden insana mutlaka “Siz kaç defa İstabul’a gittiniz?” diye sorduğunu ileten Önder Sancarbarlaz, çoğunlukla aldığı cevabın ‘hiç’ olmasından üzüntü duyduğunu dile getiriyor. Sancarbarlaz, Almanya’dan İstanbul’a geniş uçuş ağı olmasına rağmen bu kadar az ziyaret edilmesinin kabul edilemeyeceğini savunuyor.