Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, “2019’dan 2020’ye” başlıklı dosya konumuz kapsamında turizmde ana pazarlarımız arasında yer alan Almanya pazarı için 2019 yılının nasıl geçtiğini ve 2020 yılına yönelik öngörülerini bizimle paylaştı.
HÜSEYİN BARANER’İN ALMANYA PAZARI İÇİN 2019 DEĞERLENDİRMESİ
Türkiye turizmine dair değerlendirme yapmadan önce “tatilci” ve “turist” ayrımını göz önünde bulundurmalıyız. Tatilci, ülkemize gelir ve dinlenir. Turist ise ülkemizi gezer, keşfeder ve alışveriş yapar. Bu ayrımı yapmadan Türkiye’nin turizm politikalarına ve turizmde yaşanan gelişmelere dair sağlıklı değerlendirmelerde bulunamayız.
PAKET TATİL SATIŞLARINDA 2019’UN LİDERİ: TÜRKİYE
2019 yılında Almanya’da tatil için Türkiye’yi tercih edenlerin sayısında önemli bir artış yaşandı. Almanların “pauschalreisen” olarak adlandırdıkları paket tatil satışlarında Türkiye açık ara lider oldu. 2019 yılında Almanya pazarında paket tatil satışlarında tekrardan liderlik koltuğuna oturdu. 2019 yılında Alman çocuklu ailelerin tatil için tercih ettikleri ilk destinasyon Türkiye oldu.
Bunun yanı sıra “münferit seyahat edenler” grubunda “turist” olarak tanımlayabileceğimiz; kendi imkanlarıyla, bağımsız olarak uçağı ayrı satın alan, oteli ayrı satın alan müşteriler açısında da Türkiye; 2019 yılında önemli artış kaydetti. Kültür, gastronomi ve kitle turizminin dışında kalan diğer alanlarda da Türkiye yeniden yükseliş trendini yakaladı.
2019 YILINDA HER ANLAMDA CİDDİ BİR TOPARLANMA YAŞADIK
80’li yıllarda Almanya’dan Türkiye’ye çoğunlukla kültür – sanat turisti de geliyordu. Ama biz, bu alandaki gücümüzü kademeli olarak kaybettik. İlk olarak 1999 Depremi ve Abdullah Öcalan, PKK olaylarının sonrasında güç kaybetmeye başladık. 2011’de çok büyük bir düşüş gösterdi. 2016’da terör olayları, siyasi istikrarsızlıklar, Türk siyasetçilerin Batılı siyasiler ile yaşadığı polemikler nedeniyle bu alandaki turizm faaliyetleri tamamen sıfırlandı.
Siyasi konjonktür, insan hakları ve basın özgürlüğü gibi alanlarında yaşanan olumsuzluklar, Türkiye’yi kültür – sanat turlarında bambaşka bir lige attı. Ama 2019 yılında her anlamda ciddi bir toparlanma yaşadık.
YEREL SEÇİMLERİN TURİZME ETKİSİ
Türkiye’ye yönelik kültür – sanat turlarında çok ciddi toparlanma var. Burada tabi 2019 Yerel Seçimleri’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeniden turistik bölgelerdeki belediyeleri kazanmasının, Türkiye’de muhalefetin de iktidara uzanabileceğinin sergilenmesi, demokratik yapının işlerliğini koruduğunun gözlemlenmesi yüzümüze kapanan bazı kapıları yeniden açtı.
TÜRKİYE SPOR TURİZMİNDE DE ÖNEMLİ BİR KONUMA ULAŞTI
Diğer yandan 2019 yılında spor turizmi alanında da Türkiye; altyapı olarak dünya piyasalarında konuşulur hale geldi. Spor antrenmanları ve kampları için Almanya’da en sevilen ülkelerin başındayız. Alman sporcular antrenörlerine “Hazırlık kampını Türkiye’de yapmazsak; sezona iyi hazırlanamayabiliriz” diyor. Bu çok önemli bir şey. Bunu Türkiye çok önemsemeli. Bu çok hızlıca büyüyen önemli bir sektör.
ALMANLARIN YENİ GÖZDE DESTİNASYONLARI
2019 yılında Almanya’da İstanbul başta olmak üzere; Ayvalık ve Gaziantep de gastronomi turizmi için ön plana çıkmaya başladı. Artık Almanlar sadece yemek yemek için bu destinasyonları tercih etmeye başladı. Ayvalık hem Ege hem de Osmanlı mutfağına dair çok önemli lezzetlere ev sahipliği yapıyor. Bu da 2020 yılı ve sonrası için önemli bir potansiyel arz ediyor. Buraların tanıtımı tam anlamıyla yapılmadan Almanlar kendi araştırmaları sonrasında Kuzey Ege destinasyonlarına yönelmeye başladı. Bu potansiyeli değerlendirmeliyiz.
HÜSEYİN BARANER’İN 2020 ÖNGÖRÜLERİ
2020 yılı için beklentilerimiz yüksek. Satışlar da bütün piyasalarda çok iyi durumda. Sektörel hatalar yapmadığımız takdirde Türkiye turizmini güzel bir yıl bekliyor.
Öncelikli olarak personel ve eleman konusunda daha sağlıklı ve daha iyi bir yol izlemeliyiz. Hep nitelikli personel vurgusu yapıyoruz, bulunmadığından yakınıyoruz fakat ücretleri çok makul, düşük seviyelerde tutuyoruz. Böyle olunca nitelikli personel başka sektörlere kaçıyor. Çalışanların gelecek görmeleri için ücretleri, maaşları artırmalıyız.
Antalya’ya baktığınız zaman 20 milyon turist hedefliyor. 10 milyar Euro ciro yapmış bir kentte Türkiye’nin ortalamasının altında maaş endeksi çıkıyor.
Personel ve eleman alanında günü kurtarmaya yönelik adımlar atıyoruz. Bu sefer turistler: “Türkiye, çok güzel bir ülke ama personeline az maaş ödüyor. Onun için ucuza üretiyor” diyor. Bu da yayılırsa, bir sömürü olduğu için turistler yine kaçabilir bizden. Çünkü Almanlar başta olmak üzere Batılılar emeğe çok büyük önem veriyorlar, emeğe saygı duyuyorlar. Türkiye’nin bunu çok iyi dengelemesi lazım.
—O—