Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş), Türk Hava Yolları (THY) ile ilgili olarak bazı iddialar öne sürdü. İşte o iddialar…
Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının bağlı olduğu tek yetkili sendika olan Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) bir açıklama yaptı ve “Yaşadığımız bütün sıkıntıları, yasalar çerçevesinde tüm imkanlarımızı kullanarak çözmeye çalışıyoruz. THY ile yaptığımız tüm görüşmelerimizin asıl amacı, üyelerimizin kazanılmış haklarının korunarak hiçbir kayıp yaşanmaksızın çözüme ulaştırmaktır” dedi.
Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) tarafından yapılan açıklama şöyle devam etti:
“Ancak daha öncede birçok defa gördüğümüz üzere, ne zaman şirketi zora soksalar, ne zaman işler kötüye gitse yöneticilerin aklına ilk gelen çözüm, personelin hakkını nasıl gasp ederim oluyor. Göreve geldikleri ilk günden bugüne 1400 civarı Kaptanın nasıl bu şirketten ayrılmak zorunda bırakıldığını, bu kaptanların yetişmesi için harcanan milyonlarca doların nasıl çöpe atıldığını veya orta doğu şirketlerine altın tepside sunulduğunu sorgulamaları daha doğru olur. Sadece kaybedilen para mı? Asla. Aslında kaybedilen ülkemizin geleceği…
2023 hedefinin minimum 2033’e ötelendiğini havacılıktan anlayan herkes çok iyi biliyor. Devletimiz, tüm imkanlarını seferber edip dünyanın en büyük havalimanını yapıp Milletimize ve camiamıza sundu. Ama ellerindeki hazır tecrübeli personelin, kaptanların kıymetini bilmediler. Yeni havalimanı açılalı 8 ay oldu hemen herkes perişan. Bunları düşünüp kaygılanmak yerine sıcak koltuklarında oturup daha 7 ay önce altına imza atıp bağlı kalacakları, tüm kamuoyu önünde şeref sözü verdikleri, çalışanların hakkı olan TİS maddelerinden kanunsuzca ve tek taraflı vazgeçiyorlar, ayrıca tek taraflı olarak Kanunlara ve Anayasaya aykırı yaptıkları değişikliği mail ile bildiriyorlar.
Ancak herkes bilmelidir ki; kimse Anayasadan ve Kanunlardan üstün değildir.
Biz Hava-İş Sendikası olarak TİS hükümlerinden hiçbir kişi veya zümre için, zerre kadar taviz vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir, kimsenin hukuku hiçe saymasına müsaade etmeyiz.
Geçtiğimiz haftalarda bize gelen kokpit personelinin üç günlük mazeret izin hakkının iptali isteğini kabul etmedik. TİS 20. Maddesi gereğince uyuşmazlık kurulu kurulup, tutanak tutulması için THY’den 2 tane En Üst düzey yönetici ve sendikadan da 2 tane En Üst düzey yöneticinin katılması gereken toplantıya THY tarafı çalışanların iradesini hiçe sayarak en alt düzeyden 2 yöneticiyi gönderip bu işi de kanunsuzca oldubittiye getirmek istemiştir. Tarafımızca bu duruma müsaade edilmeyerek, yetkili yöneticileri beklediğimiz kendilerine iletilmiştir. Ancak THY yönetimi kendince TİS’i tek taraflı askıya alıp, 3 günlük mazeret iznini kaldırdığı talimatını mail ile ara yöneticilerine bildirmiştir. Bu yapılan Anayasaya ve Kanunlara açıkça aykırıdır. Konu ile ilgili hukuki süreç başlatılmış olup sürece ilişkin güncel bilgilendirme yapılacaktır.
Gelelim bazı basiretsiz yöneticileri tasarrufa yönelten maddi kayıpların gerçek sebeplerinden bazılarına…
Bu şirket için alın teri döken, emek veren insanlar değil, gereksiz yere ihdas edilen uydurma makamlara atanmış yöneticilerdir yük…
Buna ilave olarak şirketi uçuruma götürdüğü için görevden almak zorunda kaldıkları, hiçbir iş yapmadığı halde Başkan maaşı ve makam arabası vermeye devam edilen, himayelerindeki eski başkanlardır yük… Çalışanların tek kabahati Vatanlarını ve şirketlerini çok sevip, her türlü fedakarlığı yapmalarıdır. Sadece yeni havalimanında uçuş ekiplerinin yaptıkları SKPK’lar ile 150 milyon dolar civarı kazanç sağlamıştır.
Peki sayın yöneticiler, şirkete neler yaptı? Şirkete alıp da 8-9 aydır uçurmadığı, ama maaş ödemeye devam ettiği yüzlerce pilot var, bunların sorumlusu kim? Yönetim değişikliğinden beri 1400 civarı pilot bu şirketten gitti. Bunların sorumlusu kim?
Şirketteki bazı kuralsızlıklara rağmen THY’de bir şekilde uçuş operasyonları yürütülüyorsa bunda iş bilmez yöneticilerin hiçbir katkısı yoktur. Ne yazık ki yöneticiler oturdukları koltuğa sıkıca sarılıp alacağı bir sonraki maaşı ve kendilerini düşünmekten başka hiçbir şey yapmamaktadır. Sayın yöneticilerin bu söylediklerimizden şüpheleri varsa birkaç ay ücretsiz izin alıp işe gitmesinler; o zaman bakın şirkette işler ne kadar düzgün, çalışanlar ne kadar mutlu ve huzurlu olacak hep birlikte görürüz. İhdas edilen gereksiz makamlara, belli başlı kişilerin nasıl getirildiğini ve yıllarca oralarda kalmak içinde neler yaptığını, aldığı evin taksiti bitene kadar görevde kalmak için araya nasıl birilerinin sokulduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Yöneticilerimizin temel görevi yönetici sorumluluğu içerisinde personelin temel hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak olmalı iken; kendilerini şirketin sahibi gibi görüp, personeli köle yerine koyarak onları azarlamak, tehdit etmek, baskı yapmak ve hakkını arayana uyduruk bahanelerle ceza verip şahsi dosyalarını yalan yanlış iftiralarla kabartıp, kirletmek hiç kimsenin haddi değildir.
THY’de bazı yöneticilerin sendikamıza ve personelin sendikal haklarına karşı kasıtlı yürüttüğünü düşündüğümüz ve maksadını aşan bu tutum ve davranışlara en kısa zamanda son vermesini ikaz ediyoruz.
Bundan sonraki süreçlerde de hiçbir şekilde üzerine vazife olmayan kahramanlıklara kalkışmamalarını tavsiye ediyoruz.
Başta Uçuş İşletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olmak üzere Uçuş İşletme Yöneticilerine de kanunsuz ve kuralsız yaptırılan mesailere ve uçuşlara dur denilmeli, kazanılmış hakların korunması adına meslektaşlara sahip çıkılmalıdır.
Buna gücü ve basireti yetmeyen yöneticilerin yapacağı en onurlu davranış görevini kendi isteği ile derhal bırakmaları olacaktır. Birilerinin asli olan işini yapmak yerine üst yönetimi eksik ve yanlış bilgilerle bilgilendirip yanlış kararlara sebep olmak, şirketi milyarlarca lira zarara uğratmak, şirketle çalışanın arasına girerek çalışanın aidiyet duygusunu yok etmek ve ayrıca çalışanları da sendika ile karşı karşıya getirmeye çalışmaktan da yöneticilerin artık vazgeçmesi gerekmektedir.
Uçmakla ve uçuculukla alakası olmayan birimlerin değirmen suyuna girip, uçucu arkadaşlarımızı boğmaya çalışanları iyi biliyoruz.
Buradan bir kez daha söylüyoruz; Personelin hakkını korumayan, yok etmeye veya gasp etmeye çalışan yöneticilere hatırlatmakta fayda vardır ki; oturulan o koltuklar şimdiye kadar kimseye kalmadı, kimseye de kalmayacaktır.
Değerli üyelerimiz;
Bizler ekmeğinizi kazanmak için ne kadar fedakarlık ettiğinizi ve ne kadar aidiyet sahibi olduğunuzu çok yakından biliyor ve takip ediyoruz. Sizlerin haklarınızı kaybetmemeniz ve ekmeğinizi kazanırken hayatlarınızın kararmaması için sendika olarak elimizden gelen tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Özellikle 2017 yılından sonraki süreçte FTL bahanesi ile sendikanın ve siz çalışanlarımızın birlikte kazandığı birçok hakkın gasp edilmeye çalışıldığını görmekteyiz. Biz konu ile ilgili defalarca uyarılarda bulunduk, duyurular yaptık ve sonunda hiçbir düzelme olmadığı için de kanunların bize verdiği haklar çerçevesinde sorumlu bazı yöneticiler hakkında birçok konuda yasal işlemleri de başlattık ve süreç devam etmekte.
Sizleri sonuçlardan da haberdar edeceğiz.
Hiç kimsenin insani bir hak olan ücretli mazeret iznini kaldırmaya, sizleri kuralsız uçurmaya, kazanılmış hak olan pazar mesailerinizi kaldırmaya, yakıt paralarınızı indirmeye, yapılan ağır mesailerle hayatlarınızı tüketmeye ve “tasarruf tedbirleri” bahanesi ile şirkette huzuru kaçırıp hak gaspı yapmaya yetkisi yoktur. Bu şirket hepimizin şirketi ve bizlerde bu ülkenin birer ferdi olarak bu yanlışa göz yummayacağız. Biz Hava-İş Sendikası Yönetimi olarak imzaladığımız TİS ve protokollerin hemen imza sonrasında ihlallere uğramasını ve hak gaspına müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha yineliyor ayrıca çalışanlara karşı düşmanlık yapanları da şiddetle kınıyoruz.
Değerli üyelerimiz yasalar, kurallar ve uygulamakla yükümlü olduğunuz TİS hükümleri çerçevesinde uçuşlarınızın emniyetli olarak yapılması tek amacımızdır, bunun dışında hiçbir uygulamaya müsaade etmeyiz. Son yıllarda ülkemizin içerisinden geçtiği zorlu süreçleri de göz önünde bulundurarak işlerin yürümesi ve uçuşların aksamaması için ne kadar büyük fedakarlık ve özveri içinde olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Sizler bunları yaptıkça birileri işlerini mükemmel yaptığını zannederek hem kendilerini hem de üst yöneticilerini kandırmaya devam etmektedirler. Sizlerin bu süreçte sağlıklarınızı kaybetmenize, huzurlarınızın bozulmasına ve mutsuz olmanıza da hiç aldırış etmeden duyarsız kalmaya devam etmektedirler.
2017-2018 Yılı içerisinde uçak içerisinde yaklaşık 55 kabin memuru arkadaşımızın bayıldığını, kabinden ve kokpitten birçok arkadaşımızın kronik rahatsızlıklara yakalandığını ve bazılarının da lisanslarının kaybettiklerini üzülerek müşahede etmiş bulunmaktayız.
Yine 3 kuruş kazanmak uğruna aidiyet duygusunu yok ederek, kabin ekibi üyelerimize uygulanan uzmanlaşma eğitimleri ile kabin ekibi üyelerimizin yarı maaşları da gasp edilmektedir.
Üyelerimizle yaptığımız görüşmeler neticesinde çözüm bulamayan yöneticiler yerine, bundan sonra ülkemiz, şirketimiz ve kendi menfaatimiz için kendi öz çözümlerimizi bulmalıyız. Bu amaçla öncelikli olarak şu an neredeyse tamamen yok edilmeye çalışılan TİS ile kazanılmış sendikal hakların muhafazası ve arkadaşlarımızın emniyetle görevlerini yaparak olabilecek muhtemel kazaların önüne geçebilmek adına, bugünden itibaren şirket genel müdürünün de 2017 yılında uygulanmasını istediği S.O.P’un (Standart Hareket Usulleri) sizler tarafından TAM ve EKSİKSİZ bir şekilde hassasiyetle uygulanmasını rica ediyoruz.
Uçucu arkadaşlarımız sizler S.O.P’i tam olarak uyguladığınızda, görevlerinizi sorumluluklarınız ölçüsünde yaptığınızda birileri tarafından üzerleri örtülen, sorumluluğunuz olmadığı halde sizlere yüzlerce kat ekstra iş yükü bindirerek sizlerin tarafından çözümlenen problemler ve sorunlar gün yüzüne çıkacak ve artık gizli kalamayacaktır. Böylece liyakat sahibi olmayan birilerinin de hiç bilmedikleri havacılığı hala öğrenememiş oldukları, kendilerini bu makamlara atayanlarca da görülebilecektir.
Sizlerden ricamız tüm arkadaşlarımızın görevlerine tam imza saatlerinde başlamalarını, uçuş öncesi hazırlıklarını, gümrük işlemleri, uçağa gitme, uçak hazırlama, security ve uçuş brifinglerini, taksi hızlarını kendilerine S.O.P’de tanımlı süreleri kullanarak yapmalarını önemle rica ediyoruz.
Şirkette herkes kurallara uyana, liyakat sahibi kaliteli insanlar yönetici yapılana ve biz size bildirene kadar devam etmenizdir. Eğer hala bazı işgüzar yöneticiler TİS ve imzalı protokolleri hiçe saymaya, mobbing yapmaya ve koltuklarında kalmaya devam ederlerse bizler de sizlerden yasaların bizlere tanıdığı sendikal haklarımızı korumak, kullanmak ve ilave yasal tepkilerimizi uygulamak için tekrar sizlere müracaat ederek, çoğunluğun aldığı karar doğrultusunda hareket edeceğimizi bilmenizi istiyor, sizlere sağlıklı ve emniyetli uçuşlar diliyoruz.”