Dev-Turizm İş’ten TTYD ve TÜSİAD’ın raporuna kritik eleştiri…

Last Updated on 9 Ocak 2020 by Turizm Günlüğü

Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev-Turizm İş) Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, bu hafta başında TÜSİAD ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından açıklanan “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu”na ilişkin eleştirilerini kaleme aldı. İşte turizm emekçisinin gözünden hazırlanan raporun eksik yönleri…

TÜSİAD ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından açıklanan “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu”na ilişkin eleştirilerini yönelten Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu; kaleme aldığı yazısında:

“Turizmi cazip, insanca çalışılabilir, insanca yaşanabilecek bir ücret elde edilebilir; geleceği, güvencesi ve devamlılığı olan bir çalışma alanı haline getirmek için plan ve projeleriniz yok”

ifadelerine yer vererek; “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu”nda turizm çalışanlarının ve emekçilerinin görmezden gelindiğini belirtti.

Yahyaoğlu, turizm emekçilerinin ve sorunlarının görmezden gelindiği takdirde belirlenen hedef ve rakamlara ulaşılmasının çok zor olduğuna dikkat çekti.

İŞTE MUSTAFA YAHYAOĞLU’NUN KALEME ALDIĞI O YAZI:  

—O— 

Türkiye turizmi için 2020-2021-2023-2033 yıllarına yönelik hedefler açıklandı.

TÜSİAD, TTYD ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortak çalışması olduğu anlaşılan bu raporda olumlu ve eksik bulduğum noktalar var.

Öncelikle turizm ülkemiz için gerçekten topyekûn kalkınma, 81 vilayete yayılarak, bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesi, işsizlik sorununu ve özellikle GENÇ İŞSİZLİĞİ çözmede, ulusal gelirin ve dış ödemeler dengesinin sağlanmasında çok önemli fırsatlar sunabileceği konusuna inancımız tamdır.

Turizm kendiyle birlikte 54 sektörü de tetikliyor.

Turizm gelirleri hesaplanırken, bu yan sektörlerde ortaya çıkardığı büyüklükler de turizm geliri olarak değerlendirilmeyi hak ediyor.

“12 AY TURİZM HEDEFİNİ ÇOK ÖNEMSİYORUM”

Turizmin çeşitlendirilmesi ve ilave yatırımlarla, sağlık turizmi, spor turizmi, kültür turizmi, inanç turizmi, doğa turizmi, kış turizmi, kongre turizmi, sosyal turizm, gastronomi turizmi, alternatif turizm alanlarının da değerlendirilmesiyle, 12 ay turizm hedefini çok önemsiyorum.

12 ay TURİZM, 12 ay İŞ, 12 ay EKMEK, 12 ay hasılat ve istihdam demektir.

Misafir sayıları elde edilebilir, toplam Turizm Geliri hedefleri tutturulabilir, ancak son yirmi, otuz yılda yapılanlardan ders alınıp, yanlışlardan dönebilme erdemi gösterilerek, doğru, bütünlüklü bir TURİZM POLİTİKASI belirlenebilirse…

ÜLKEDE DEMOKRASİ, İŞ YERİNDE DEMOKRASİ İÇİN…

Ülkede DEMOKRASİ, iş yerinde DEMOKRASİ, bunun doğal sonucu, turizm politikaları belirlenirken, Hükümet temsilcileri, Bürokratlar, Teknokratlar, Akademisyenler, İşveren temsilcileri, Sendikalar, Birlik Odaları, Dernekler, İşçi Temsilcileri ve Birlikleri, turizmin tüm paydaşlarının ve yan sektörlerin temsilcilerinin de katılımıyla, “TURİZM ŞURALARINDA KARARLAR ALMAK” gereklidir.

Ancak, yıllar içerisinde misafir sayılarındaki artışlar garanti değildir.

Olmazsa olmaz şartlara bağlıdır.

Şöyle ki; Ülkemizin iç ve dış politikaları, evrensel, saygın, kabul gören kavramları kapsamak zorundadır.

Uluslararası ilişkiler, barış, adalet, demokrasi, insan hakları, insan ve doğa sevgisi, can, mal güvenliği, gıda güvenliği, hijyen, ve daha birçok ön şart varken, tedbirle ilgili hiçbir ipucu dahi görünmüyor.

Ülkemiz sıcak bir savaşın içinde ya da kıyısında olduğunda neler olduğunu geçen yıllarda gördük ve yaşadık.

Ülkemiz içinde terör eylemleri, katliamlar, kardeş kavgası ya da sosyal barışın bozulması halleri de turizmin dibe vurması demektir.

Alkol ve gıda zehirlenmeleri, sebepleri ortadan kaldırılmaz da sadece polisiye tedbirlerle önlenmeye çalışılırken, bir faciaya sebep olunursa, dünyaya rezil olacağımızı unutmamalıyız.

Ucuz iş gücü, yoksulluğa mahkûm edilmiş halk, Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle, zapturapt altına alınmış, susturulmuş, sindirilmiş, örgütlenmeleri, sendikalaşmaları, engellenmiş, mutsuz toplumun sessizliği, sosyal barış değildir.

Kalıcı ve sürdürülebilir de değildir.

Eğitimli, tecrübeli, kalifiye personel bulunamayan, ya da var olanların korunamadığı, geliştirilemediği istihdam politikaları terk edilmez ise, Turizm Otelcilik Meslek Liseleri’nden, Turizm Yüksek Okulları’ndan ve Fakültelerinden mezun olanlar sektörden kaçarken, 100 milyon misafiri, 4 milyon “TURİZM İŞÇİSİ” ile karşılamalıyız.

Kırgız, Suriyeli, Azeri, Filipinli, vs. göçmen işçilerle mi karşılayacaksınız?

Turizmi cazip, insanca çalışılabilir, insanca yaşanabilecek bir ücret elde edilebilir, geleceği, güvencesi ve devamlılığı olan bir çalışma alanı haline getirmek için plan ve projeleriniz yok.

Ucuz ürünler, her şey dâhil, deniz-kum-güneş, ucuz satış politikasızlığından vazgeçilmezse, bu konseptin sonucunda, her geçen yıl ülkemizde, daha az gelirle daha çok misafir ağırladığımızı görüyoruz.

Misafir sayısında Dünya altıncısı, toplam turizm gelirinde Dünya on dördüncüsüyüz.

Halkla, esnaflarla, işçilerle paylaşılmayan bir TURİZM PASTASI, daha ne kadar zaman tepki almadan devam edebilir diye düşünüyorsunuz?

Sayın TÜSİAD ve TTYD ile Turizm Bakanlığı 2033 yılına kadar bir temenniden öteye geçemeyecek, bir deklarasyon yapmışlar.

İçinde Turizmin bileşenleri dahi yok.

Akademi yok, İşçi yok, Sendikalar yok, turizmin tetiklediği 54 yan sektörün temsilcileri yok, Esnaflar yok, Halk yok.

104 milyon misafir ağırlayacağımız ve 119 milyar dolar turizm geliri elde edeceğimiz, kişi başı harcamayı 1150 dolara yükselteceğimiz, hiçbir bilimsel temeli olmayan, ham hayal gibi askıda duruyor.

Yüz milyonlarca dolarlık “MERMERDEN SARAYLARDA” açlık sınırı altında, asgari ücretli ve bazen kayıt dışı, kaçak ya da ücretleri dahi ödenmeyen işçi çalıştıran bu işletme sahipleri, bir özeleştiri vermeyi ve bu hataları devam ettirmeyeceklerini ilan edebilecekler mi?

Kendiniz çalıp, kendiniz oynamayı mı düşünüyorsunuz?

2020-2021-2023-2033 tabii ki, hepimiz için, ülkemiz, çocuklarımız ve torunlarımız için çok değerli.

O halde planlamalar, politikalar yapılırken, olması gerekenler, olmak hakkı olan tüm temsilciler o masada bulunmalıdır ki, sonradan yapılacak, beyhude eleştiri ve öneriler, yerine, kararlar öncesi konuşulmuş, tartışılmış, olgunlaşmış olsun.

Hayalleri, projelere ve politikalara dönüştürmek, ortak akıl ve emek ister!!!

Mustafa Yahyaoğlu

Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Genel Başkanı


Turizm ve turizm emekçisi ne ister?