Türkiye Havayolu Pilotları Derneği Başkan Yardımcısı Kaptan Pilot Muharrem Gündoğan üç kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazası ile ilgili olarak soruları yanıtladı. Pistten kaynaklanan sıkıntıların olduğu yolundaki iddiaları pistin uluslararası bir pist olduğu ve sadece yerli otoritelerce denetlenmediğini söyleyerek yalanlayan Gündoğan, pilotlar hakkında yürütülen soruşturmanın rutinin bir parçası olduğunu söyledi.
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda İzmir-İstanbul uçuşunu yapan uçağın pistten çıkması, daha doğrusu “düşmesi” sonrasında meydana gelen kazada havalimanı uçuşlara kapatılmış 3 kişi yaşamını yitirirken 179 kişi hastanelere sevk edilmişti.
Uçak kazasının ardından pilotlar, havayolu şirketi ve pist ile ilgili olarak bir sürü iddia ortaya atıldı. Kazayı ve iddiaları Haber Sol TALPA Başkan Yardımcısı Kaptan Pilot Muharrem Gündoğan’a sordu:
Haber Önerisi: Pegasus’tan açıklama: Kazalar bir nedenden değil, birçok faktörün arka arkaya gelmesiyle oluşur!
İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolarına ait uçak pistten çıktı
Sabiha Gökçen’deki uçak kazası için savcılık soruşturmasının amacı nedir? Savcılık neyi soruşturuyor olabilir? Kaza yapan uçağın yaralı pilotları için gözaltı kararı olduğu açıklandı, bu gözaltı kararı ile ilgili olarak derneğinizin bir bilgisi var mı?
Bizim derneğimizin hukuk danışmanları pilotların yanındalar. Öncelikle şunu söylemeliyim rutin olarak her kazada ifade alınır. Televizyonda da söyledim, gözaltı denilince yanlış anlaşılıyor. Trafik kazası olsun, motorsiklet kazası olsun. Bu bir rutin. Pilotların ifadesi rutin olarak alınıyor, polis eşliğinde, arkasında başka bir durum yok. Kara kutular alındı ancak ilk rapor henüz çıkmadı. Çok fazla değişken olduğu için her şey ayrıntılı inceleniyor. Henüz soruşturmalar sürerken bir şey söylemek için çok erken. Pilotların ifadesinin alınması soruşturmanın bir parçası, çok normal. Sadece pilotların değil, kulede çalışanların, bir çok birimden çalışanların ifadesi alınıyor.
Uçak kazalarında pilotlara soruşturma açılması hangi hallerde mümkün olabilir?
Yaralanma ve hayat kaybı söz konusu olduğu zaman hukuki bir rutin işletilir. Bu soruşturmalar oldukça uzun sürer. Olayın şiddetine göre değişir. Teknik bir problemden dolayı bir sıkıntı yaşanırsa, ufak bir olay yaşanırsa bunlar şirket bazında rapor edilir. Öncelikle mevcut otoriteler, uluslararası havacılık kurallarına uyarak soruşturmayı yürütür. Şunun altını çizmek isterim biz birilerini savunmak ve aklamak için basın açıklamaları yapmıyoruz, olayın seyrinin olması gereken şekilde ilerlemesi için konuşuyoruz. İnsanların biraz sabretmesi ve hemen yargıya varmaması gerekir. Sivil havacılıkta hiç bir bilgi gizli kalmaz, işin aslı muhakkak ortaya çıkar, kimse merak etmesin.
Pilotların pas geçmek yerine yakıt tasarrufuna zorlandığı ve inmeye zorladıkları iddia edildi? Bunun bir gerçekliği var mıdır?
Şimdi öncelikle ben farklı bir şirkette çalışıyorum ama öncelik her zaman uçuş güvenliğidir. Bunun aksi mümkün olamaz. İniş esnasında pas geçmenin normal bir işlem olduğu pilotlara eğitimlerde anlatılır. Hiç bir ülkede pilotlara böyle bir baskı yapılmamakta, eğitimlerde tam tersi anlatılmaktadır. Pegasus’un önceki iki uçağı da iki kere pas geçmiş, bu da Pegasus aracı niye öyle bir şey yapsın? Her pilotun eğitimi tamdır ve hepsi pas geçmenin normal bir şey olduğunu bilirler. Yakıt için böyle bir riske girilmez.
Resa (pist sonu koruma alanı) alanının eksik olduğu söyleniyor? Bakan pistin yorgun olduğunu da söylemişti. Bunların kaza ile bağlantısı nedir?
Uygun olmayan pistlerde uçuş operasyonu yapılamaz. Bakın Sabiha Gökçen uluslararası bir havalimanı. Bunun kontrolünü sadece Türkiye yapmıyor, domestik bir alan değil. Başka ülkelerin uçakları da olduğu için, uluslararası kurumlarca da kontrol ediliyor. Eksiklik veya farklı bi durum olsa operasyona kapatılır. Zemin sorunlu veya yetersiz ise uçuşa izin verilmez. Söz konusu havalimanında operasyona devam edecek şartlar mevcut.
Pistin kısa olması ve sonunda çukur olması kazaları tetikliyor mu? 5 ve 7 Ocak’ta yine SAW’da pistten çıkan Pegasus uçağı Pistte tutunamadı ve pistin yanındaki toprak alana girdi deniliyor. O kazadaki teknik neden neydi? Bir ilişki var mı? Bu konu bu yüzden bu kadar gündemde.
Pistin yorgunluğu diye bir tabir yok literatürde, bakan yüzeyde yaşanan aşınmalardan bahsetmiştir. Her pist kriterlere uygun olmak zorunda, yoksa kapatılır. Isınma, uçakların ağırlığı, hava şartı aşınmaları, bir sürü kriter var pistlerle ilgili. Yazılı kurallar ve limitler vardır. Limitler geçilirse pist kapatılır. Limitlerin sınırına göre iyileştirme yapılır. Sabiha Gökçen’de pistin iyileştirme gereken yerleri tabii ki vardır. Ancak resa uygun olmasa uçuşun yasaklanması gerekir. İlgili otoriteler kontrol ediyorlar.
Pilotların suçlanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Karakutulara el konuldu, ifadeler alınıyor. Rutin süreçler. İlk rapor çıktıktan sonra biraz daha şekillenir. Son raporun çıkması ise yıllar sürüyor. 777 Boeing uçak kazasında bile 3 yıl oldu son raporu çıkmadı hala. Üretici firma suçunu kabul etse bile çıkmıyor bazen, parametreler çok fazla. Pilotların ilk önce sağlığı önemli bizim için. Kaptan pilotun durumu daha iyi. Güney Koreli ikinci pilotun durumu kaptana göre daha ciddi, bugün ameliyata girecekti. İlk rapor beklenecek. Ancak sürecin takipçisi olacağız.
Son olarak şunu eklemek isterim. Kimseyi savunma durumunda değiliz. Olayların seyirinin porfesyonel ilerlemesi gerekiyor. Uzman olduğunu zanneden kişiler tarafından yapılan yorumlar zarar veriyor. Bundan sonra uçağa binecek kişilere, sivil havacılığa. Uzman diye yorum yaptığınız zaman doğru kabul ediliyor. Bu konuda kendimizi otorite olarak görüyoruz, otoritelerden biri biziz. Bütün süreçlere, toplantılara dahil olmaya çalışıyoruz.
Uçağın kokpit ekibi, kabin ekibi her gün o riski alıyor. Kimse o riski her gün durup dururken almaz. Gerçeklerin zaman içerisinde ortaya çıkacağını biliyoruz.