Gerek Suriye sorunu gerekse Koronovirüs’ün etkileri maalesef küresel anlamda dünya turizmini olumsuz etkiliyor. Özellikle Türkiye’nin ana marketlerinden biri olan Avrupa’da Koronovirüs etkileri daha sert hissediliyor. Bununla birlikte Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR) açıklamasına göre; Rus turistler tatile çıkmak konusunda kararsız. Yine Avrupa’nın en büyük tur operatörü TUI’nin özelikle son haftalarda rezervasyonlarında sert düşüş yaşaması krizin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Avrupa’nın önemli hava yolu şirketleri kapasite azaltımına giderken uçaklarını bir bir hangara çekiyorlar. Kısacası turizmin taşıyıcıları yaşanabilecek olumsuz tabloya karşı operasyonlarını küçültüyor ve korumacı bir yaklaşım sergiliyorlar.
Koronovirüs dünyaya Çin’in dünya turizmindeki yerini bir kez daha hatırlattı
Bir önceki yıl dünyada 150 milyon Çinli seyahat ederken, turizm harcamaları 249 milyar euroyu buldu. Rakamlar gösteriyor ki; Çin’in dünya turizmindeki muazzam büyümesi durdurulamayacak ve rakam 500 milyon kişiye ulaşacak. Çünkü hiçbir Avrupa ülkesi Çin’in bu muazzam büyüklükteki turizm pastasından kolay kolay vazgeçemeyecektir.
Çinli turistlerin Almanya ekonomisine katkısının sadece 8 milyar euro olduğu düşünüldüğünde Almanya’nın turizmde kayıplarının büyüklüğü ürkütücü.
Türkiye açısından bu olumsuz tablo nasıl avantaja çevrilebilir?
Türkiye açısından küresel gelişmeler ve jeopolitik riskler değerlendirildiğinde bu olumsuz tablo birçok açıdan avantaja çevrilebilir. Öncelikle; Çin pazarı Türkiye için çok yeni bir pazar. Bu pazarı Türkiye henüz hedef market olarak belirlemişti. Bu nedenle Çin’den gelecek turist sayısının gerilemesi Avrupa ülkelerinin aksine Türkiye’yi olumsuz etkilemeyecektir. Bu pazarda Türkiye Koronovirüs sonrası gelişmeler için stratejik pazarlama çalışmaları yürütmelidir. Gelecekte 500 milyon Çinli turistin seyahat edeceğini öngörür isek Türkiye için Çin pazarı göz ardı edilemez.
Avrupa ve Rusya pazarında ise Türkiye bu pazarları bütün olarak değerlendirmeli. Ana pazar Rusya’dan 7 milyon, ikinci ana pazar Almanya’dan 5 milyon turist geldiği gerçeğinden yola çıkarak Türkiye’nin Almanya pazarında da büyümesi gerektiğini görmeliyiz. Özellikle bu aşamada karma pazar stratejisi oluşturulmalı.
Her ne kadar Koronovirüs etkileri Avrupa ülkelerini olumsuz etkilese de Avrupalı tur operatörleri Türkiye’nin turistik destinasyonlarını talep gören destinasyon kategorisinde sınıflandırıyorlar. Nitekim, TUI’nin İstanbul ve Marmaris’i lüks kruvaziyer turizmi rotasına alması zengin turistlerin Türkiye talebini gösteriyor.
Turizm krizlere karşı daha güçlü
Dünya ülkeleri merkez bankalarının faiz indirmesi (genişlemeci yaklaşımları), Türk Lirasının önemli para birimleri karşısında ucuz olması, Türkiye’de kaliteli hizmet sunan otellerin Akdeniz çanağındaki rakiplerine oranla uyguladığı rekabetçi fiyatları ve hükümetin dış politikadaki uzlaşmacı yaklaşımı turizmi krizlere karşı daha güçlü kılıyor. Bu nedenle küresel olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin bu krizden güçlü çıkacağına inanıyorum.
Bu noktada otelcilere büyük görevler düşüyor. Karma Pazar stratejileri çerçevesinde küresel ekonomik gelişmelere göre ve siyasi risklere karşı alternatif pazarlar ile kontrat çalışmaları yapmak otel bütçelerini krizlere karşı daha güçlü kılacaktır.
Turizme bütün olarak bakmalı, 2023 hedefleri çerçevesinde tüm pazarlarda büyüme odaklı sürdürülebilir bir turizm yaklaşımı sergilemeliyiz. Ana marketlerimiz olan Avrupa ve Rusya pazarlarının yanında, Hindistan, İran, Japonya, Çin ve NORDIC ülkelerini de ana pazar olarak belirlemeli ve tanıtım stratejimizi bu pazarlara yönelik olarak revize etmeliyiz.
HOTEL BY MFD Consulting Yönetim Direktörü
Mehmet Ferman Doğan