Ülkemiz ekonomisi için önemli role sahip olan turizm sektörü zorlu bir süreçle karşı karşıya… Peki, kriz dönemlerinde ilk olarak etkilenip; uzun soluklu süreçte toparlanma gösteren MICE sektörü bu kriz sürecini nasıl atlatacak? Ya da Türkiye’de yeni yeni iyileşme sinyalleri görmeye başlamışken MICE sektörü bu krizi de atlatabilecek mi?
I-MICE Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt, MICE sektörünün mevcut durumunu ve geleceğini Turizm Günlüğü’ne değerlendirdi.
Coronavirus iptalleri MICE sektörüne nasıl yansıdı? İptaller nasıl gerçekleştiriliyor?
Corona virüs (Kovid-19) vakalarının ve ölümlerin; Dünya’nın neredeyse tamamında görülmesi, yayılma hızı, Dünya Sağlık Örgütü’nün aldığı pandemi kararı ve ülkemizde görülen ilk vaka (bugün 1 vaka daha görüldü) ile birlikte, ülkelerin karantina altına alındığı, sınırların kapatıldığı, uçuşların durdurulduğu, sert yaptırım ve kuralların devreye alındığı bir hal aldı.
Ülkemiz tarafında başta Sağlık Bakanımız Sn. Fahrettin Koca, bakanlık ve bilim kurulunun başarılı süreç yönetiminin yanı sıra en son dün Cumhurbaşkanlığı başkanlığında gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısında bir dizi kararların, yaptırım ve tavsiyelerin alındığı toplantı oldu.
Bilindiği üzere kriz durumlarında ilk etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü gelmektedir. MICE segmenti çalışan ve toplu katılımların olduğu organizasyonları gerçekleştiren ve yöneten bizler içinse durum daha vahim boyutta.
Şu anda ileri tarihlerde yapılması planlanan bütün toplantı, eğitim, seminer, bayi toplantıları, lansman, yurt içi ve yurt dışı teşvik gezileri, gala, festival, kongre, etkinlik ve organizasyonlar için çok yoğun iptaller ve kısmi olarak ertelemeler alıyoruz.
Önde gelen sektör otelinden, acentasına, tedarikçisine kadar maalesef durma noktasına geldi.
Hizmet verdiğimiz misafirler (kurumsal şirketler, belediye, bakanlık, federasyon vb.) ulusal ve uluslararası bütün seyahatlerini ve toplu katılımın olduğu bütün organizasyonları iptal ediyorlar. Şimdilik haziran ayına kadar görünen iptaller maalesef bizim açımızdan Eylül ayına kadar sektörün durması demek. Zira, hizmet verdiğimiz segment Haziran ayından Eylül ayına kadar yaz tatili arasında olan bir segment.
Bütün umutlarımız Eylül ayından sonra toparlayabilmek. Lakin, son 5 yıla yakındır segmentimizin aldığı yaralar bizim, bu krizi Eylül ayına kadar taşımamıza müsaade etmez!
Bu küfeyi taşıyamayız. Büyük yaralar almamıza sebep olur. Aldığımız yaraları da uzunca yıllar iyileştiremeyiz. Bu bağlamda Kültür ve Turizm Bakanımızın ve Bakanlığımızın öncelikli sektör temsilcileriyle çok ivedi kriz ve koordinasyon masası oluşturması gerekmektedir.
İlgili koordinasyon masasını Bakanlar Kurulu toplantısına ve kriz masasını da bakanlarımızın bürokratlarıyla oluşturdukları ve kurdukları teknik çalışma ekibi gibi düşünebiliriz.
Bakanlığımızın diğer ilgili bakanlıklarla da koordinasyon masasını çok ivedi hayata geçirmesi gerekmektedir. Sn. Ticaret Bakanımızın geçen hafta iyi niyetle gerçekleştirdiği ve yaptığı bir açıklama bile bizi müşterilerimizle karşı karşıya bırakmıştır.
MICE acenteleri yurt dışı etkinliklerini iptal etmek isterse bunu hangi gerekçeler ile firmaya nasıl sunuyor?
Şu anda birçok ülke ile geçici olarak sınırları kapamış durumdayız. Bunun yanı sıra İran’dan Ortadoğu’ya, İtalya’dan Avrupa’ya yayılan vaka ve hızı çok yoğun. Dolayısıyla gerek alınan tedbirler ve yaptırımlar; gerekse de olası seyahatlerde ilgili virüse yakalanma riski ve maalesef yayılan korku, panik ve telaş havası, seyahatleri çok yoğun olarak olumsuz etkilemekte ve iptallere vesile olmaktadır.
Eğer etkinliğini firma iptal ederse, acenteye bunu nasıl söylüyor ve iade hakkı bulunuyor mu?
İlk günlerde iptal yerine erteleme talepleri alıyorduk. Virüsün yayılma hızı, yapılan açıklamalar, tedbir amaçlı kapatılan sınırlar ve getirilen uçuş yasakları ve / veya zorunlu olmadıkça yurt dışına seyahat etmeyin tavsiyeleri iptallerin çok hızlı artmasına sebep oldu.
En son Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu pandemi açıklaması bile bizi müşterilerimizle “Mücbir sebep veya değil” tartışması içine soktu. Şu anda sektörde özellikle oteller, acentalar ve tedarikçiler tarafında ilişkileri uzun vadeli korumak adına iyi niyetli olarak iptalleri onaylama söz konusu. Oluşmayan kriz masası, hukuki açıklamaların yetersiz oluşu, bakanlık açıklamalarının tavsiye gibi “muallak” bir durumda bırakılması, bakanlık açıklamalarının “mücbir sebep” sayılmaması bizleri misafirlerimizle ve paydaşlarımızla karşı karşıya bırakmaktadır.
Yukarıda da belirttiğim üzere sektör temsilcileriyle oluşturulacak kriz masası, kriz iletişim ekibinin varlığı çok önemli. Gün geçmeden bu birimlerin kurulması gerekmektedir.