Site icon Turizm Günlüğü

Frankenpost: Corona virüs sürdürülebilir turizm için bir fırsat

Fit for 55 nedir? 55'e uygun, Avrupa Birliği'nin 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını %55 oranında azaltma planıdır. Paket, Avrupa Komisyonu tarafından Temmuz 2021'de önerilmiştir. Hızlandırılmış bir yasama süreci kapsamında, planlar 2022'de yasalaşabilir.

Alman yerel gazetelerinden Frankenpost’ta yer alan haberde, corona virüs salgınının turizm sektörüne yönelik etkileri ele alındı.

Almanya Hekimler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt, corona virüs salgını nedeniyle getirilen kısıtlamaların yaz tatili dönemini de etkileyeceği uyarısı yaptı. Funke medya grubuna konuşan Reinhardt, “Almanların bu yaz yeniden tatil seyahatlerine çıkabileceğine inanmıyorum” dedi.

Frankenpost’ta ise corona virüs salgınının sürdürülebilir turizm açısından bir fırsat olduğu savunuldu:

“Seyahatte dünya şampiyonu olan Almanya, bir yıl seyahate mola vererek kendine çeki düzen vermek zorunda kalacak. Senede iki defa Mallorca’ya veya kısa bir tatil için Maldivlere gitme alışkanlığı sorgulanmaya başlanacak. Acaba corona krizinden aldığımız hız kesme ve dikkatlilik derslerinin seyahat alışkanlıklarımızı etkilediğini de öğrenecek miyiz? Dünyayı görmek ve anlamak isteyen, ona titizlikle muamele etmeli. Buna sürdürülebilir turizm de dahil, yani kitlesel hareketin zıttı. Bu kriz, baktığınız zaman, bir fırsat.”

DW Türkçe’nin aktardığı habere göre; Frankfurter Allgemeine Zeitung’da, corona virüsün yol açtığı ekonomik hasarın Avrupa çapında telafi edilmesi süreci ele alındı:

“Avrupa Birliği (AB) maliye bakanları, bu zor zamanlarda da deliler gibi kavga ediyor… Maliye bakanlarının başarısızlıkla sonuçlanan görüşmesinin ardından, Avrupa’da krizin finansmanına ilişkin görünürdeki İtalya-Hollanda anlaşmazlığına çözüm bulma işi, Başbakan Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a kaldı. Ortak çözüm geliştirme noktasında epey mesafe kat edildi. AB’nin kriz fonu Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) hayata geçirilmesi henüz kısa süre öncesine kadar Güney Avrupa hükümetlerinin yanı sıra bazı Alman ekonomistlere de imkansız gelse de, şimdi tartışmalı bir konu gibi görünmüyor. Artık mesele, AB üyesi bir ülkeye bir kredi verildiğinde üstlenilmesi gerekecek yükümlülükler.”

Exit mobile version