Last Updated on 28 Nisan 2020 by Turizm Günlüğü
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, UNWTO COVID-19 Raporu’ndaki son güncellemeye göre dünyanın tamamında (seyahat noktalarının %100’ünde) COVID-19 nedeniyle seyahat kısıtlaması kapsamında. Geçtiğimiz hafta bu oran %96 olarak açıklanmıştı.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün son güncelleme notuna göre COVID-19 pandemisi nedeniyle Dünya çapındaki seyahat noktalarının %100’ünde seyahat kısıtlamaları uygulanıyor.
DÜNYA GENELİNDEKİ SEYAHAT NOKTALARININ %100’Ü
Hatırlanacağı üzere UNWTO geçen hafta dünya genelinde ülkelerin uyguladıkları seyahat kısıtlamalarına ilişkin bir rapor yayımlamıştı. Alınan son veriler doğrultusunda bu raporda güncelleme yapıldı. Geçen hafta açıklanan raporda dünya genelindeki seyahat noktalarının %96’sında seyahat kısıtlanması uygulandığı açıklanmıştı. Bu oran son veriler doğrultusunda %100 olarak revize edildi.
Geçen haftaki raporun detaylarını incelemek için: UNWTO COVID-19 Raporu
Seyahat kısıtlaması uygulayan ülkelerin %83’ü 4 hafta veya daha uzun bir süredir seyahat kısıtlaması uyguluyor. 20 Nisan tarihi itibariyle seyahat kısıtlaması uygulayan ülkelerden hiçbiri bu uygulamalardan geri adım atmamış durumda.
UNWTO verilerine göre dünya genelindeki 217 seyahat noktası, ülkenin
- %45’i sınırlarını ziyaretçilere kısmen veya tamamen kapattı
- %30’u uçuşları kısmen veya tamamen askıya almış durumda
- %18’i belirli ülke vatandaşlarının veya belirli noktalardan seyahat eden yolcuların ülkelerine giriş izni veya transit geçiş izni vermiyor
- %7’si ülkeye veya destinasyona seyahat edenlere karantina, 14 günlük sosyal izolasyon uyguluyor veya sağlık sertifikası talep ediyor.
Ortaya çıkan bu tablo sonrasında Dünya Turizm Örgütü, COVID-19 salgını sonrası için hükümetlere turizm ve seyahat endüstrisi işletmelerini desteklemeleri yönünde çağrıda bulundu.
UNWTO Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili, turizmde yaşanan bu sert ve beklenmedik ani düşüşün milyonlarca kişinin işini ve geçim kaynağını riske attığını diğer yandan dünya çapında son yıllarda sağlanan sürdürülebilir kalkınma alanındaki gelişmeleri tehlikeye soktuğunu belirtti.
—O—