COVID-19 salgını tur iptalleri, normalleşme süreci ve tüketici hakları

Last Updated on 10 Kasım 2020 by Yaşar Çelik

Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgınının yol açtığı ve açacağı hukuki uyuşmazlıklar konusunda resmi makamlar tarafından tüketici haklarının korunması adına bir adım atılmamıştır. Bu yazımızda, salgı süreci dolayısıyla son zamanlarda sık sık duyulan bir takım terimlerin açıklamasını yapmakla birlikte; güncel gelişmelerle birlikte tüketicilerin yasal başvuru yollarının neler olduğuna dair bilgi vereceğiz.

Şunun altını da çizmekte fayda vardır ki her ne kadar bir normalleşme sürecinden bahsedilmekteyse de salgın dolayısıyla risk faktörlerinin varlığını koruması nedeniyle tüketicilerin sözleşme ve tur iptalleri konusunda değerlendirmelerimiz normalleşme süreci için de geçerlidir.

TÜKETİCİ HAKLARINA İLİŞKİN COVID-19 SÜRECİNDEKİ GELİŞMELER

  1. Covid-19 virüsü Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 11.03.2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilmiş; yani hastalık dünya genelinde yayılan ve etkisini gösteren salgın olarak kabul edilmiştir.
  2. Ülkemizde de bu süreçte gerekli tedbirler alınmaya başlanmış; 3 Şubat tarihinden itibaren Çin, 23 Şubat’tan itibaren İran, 29 Şubat’tan itibaren Güney Kore ve İtalya’ya olan uçuşlar iptal edilmiştir.
  3. 06.03.2020 tarihinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan “uçuşları durdurulan ve hakkında resmi olarak seyahat uyarısı yapılan ülkeleri içeren paket tur sözleşmeleri kapsamında bir mücbir sebep hali olduğu değerlendirilmektedir.” şeklinde tüketicileri ilgilendiren ilk açıklamaları yapmıştır.
  4. 14.03.2020 tarihinden itibaren de sık ziyaret edilen Avrupa ülkelerine uçuş yasakları getirilmiş ve süreç bu şekilde ilerlemiştir.
  5. Ardı ardına gelen uçuş yasakları ile birlikte de tüketicilerin rezervasyon yaptırdığı oteller, satın almış oldukları paket tur sözleşmeleri ile ilgili sorunlar gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.
  6. 26.03.2020 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Basın ve halkla ilişkiler Müşavirliği tarafından yapılan duyuruda konaklama tesislerinin sezon açılışını ertelemeleri veya işletme faaliyetlerine ara vermeleri, gerekse ülkelerin salgının yavaşlatılmasına yönelik seyahat uyarıları, uçuş yasakları, belli ülke vatandaşlarının girişlerinin sınırlandırılması gibi etkenler” mücbir sebep olarak değerlendirilmiş bu nedenle “tur operatörleri/seyahat acentaları tarafından konaklama tesislerine yapılan ön ödemelerin iadesi taleplerinin yerine getirilmesinde konaklama tesislerine finansman desteği sağlanmasını adına adımlar atılmıştır. Söz konusu duyuruyu hukuken yorumladığımızda konaklama tesislerinin aldığı ön ödemeleri acentalara iade etmesi; aslında acentaların da tüketicilerin iade taleplerini yerine getirilmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır.
  7. 05.04.2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamalar “normalleşme sürecinin başlangıcı” olarak yazılı ve sosyal medyada yer edinmiş; ancak tüketicilerin paket tur iptal ve diğer iade haklarıyla ilgili net bir açıklama yapılmamış süreç belirsizliğini korumaya devam etmiştir.

Sırasıyla sayılan süreçler aslında genel bir özet niteliğinde kabul edilmelidir ve buradan bir yorum yaparak tüm bu sürecin ve salgının tüketiciler açısından mücbir sebep olarak kabulü ile tüketicilere iptal ve iade haklarının tanınacağının sinyallerini vermektedir. Peki ileride daha çok adını duyacağımız mücbir sebep tam olarak nedir?

MÜCBİR SEBEP NEDİR?

Mücbir sebep kısaca emsal Yargıtay kararları da göz önüne alındığında sebebi “kusurdan uzak, sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay” olarak tarif edilmektedir. Mücbir sebebin kabulü halinde taraflar sözleşmeyi feshetme, sözleşmeden dönme, kısmen veya tamamen borcunu yerine getirmeme, askıya alma veya ifa için ek süre talebi öne sürme gibi çeşitli haklara sahip olmaktadır.

Tur sözleşmelerinde tüketici tarafın, pandemi noktasında kusurunun olmadığı aylar öncesinde planlanan bir seyahatte durumun sezilemeyeceği ve bunun tüketici tarafından engellenemeyeceği yahut sürecin değiştirilemeyeceği aşikardır. Kanaatimizce Pandeminin tur sözleşmeleri açısından gerekli diğer şartları taşıdığı takdirde objektif olarak mücbir sebep olarak kabulü gerekmektedir. Ancak mücbir sebep varlığının kabulü tek başına tüketiciler için yeterli olmayacak tüketicilerin haklarının talebi için hakem heyeti veya tüketici mahkemelerine başvurusu gerekecektir.

ÜCRET İADE SÜRECİ: TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ VE TÜKETİCİ MAHKEMELERİ BAŞVURU ŞARTLARI/BAŞVURU ŞEKİLLERİ

Taraflar arasında yapılan sözleşmenin tüketici tarafından mücbir sebebe dayanılarak feshedilmesiyle veya sözleşme konusuna göre “sözleşmeden dönmesi” ile hukuki süreç başlayacaktır. Bu noktadan sonra usulüne uygun olarak yapılan fesih bildirimine ve ücret iade talebine olumlu dönüş yapmayan acenta veya ilgili işletmeye karşı uyuşmazlık sınırına göre;

  • 6.920,00-TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetleri,
  • 6.920,00-TL ile 10.390,00-TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetleri,
  • 10.390,00-TL ve üzerindeki uyuşmazlıklarda ise tüketici hakem heyetlerine değil direkt olarak tüketici mahkemelerine başvuru yapılması gerekmektedir.

Tüketiciler şahsen veya avukatları aracılığıyla; elden veya posta yoluyla gönderecekleri dilekçe ile ya da elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS)
(https://tuketicisikayeti.ticaret.gov.tr) ile tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılabileceklerdir. Tüketici Mahkemeleri’ne başvuru ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddelerine göre genel dava açma şartlarına tabiidir. Bu başvuruların tamamında tüketici taleplerinin ve gerekçelerinin hukuki olarak bir temele dayandırılması önem arz etmekte olup telafisi imkansız zararlara sebep olmamak için tüketicilerin öncelikle avukat yardımına başvurmalarını tavsiye ederiz.

TARAFLAR SAĞDUYULU YAKLAŞMALI

HIZLI, KESİN VE MASRAFSIZ SONUÇ İÇİN TUR İPTALİ YERİNE ERTELEME ŞARTLARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Sonuç olarak, her anlamda dünyanın ve ülkemizin hazırlıksız yakalandığı bu pandemi sürecinde sözleşme taraflarının önceliği uyuşmazlıklara karşı sağduyulu yaklaşmak olmalıdır. Tur şirketlerinin ücret iadesi dışında sunduğu alternatif teklifler (farklı tarihlerde daha iyi şartlarda bir tur gibi) tüketiciyi zor durumda bırakmıyor ise öncelikli olarak değerlendirilmelidir. Yasal bir düzenlemenin henüz olmaması ve bazı tur şirketlerinin ücret iadesi noktasında olumsuz tutumları tüketici mağduriyetlerine neden olabilecektir. Sayılan tüm sebepler uyarınca kanımızca mücbir sebebin varlığı birçok tüketiciyi koruyacak nitelikte olsa da her tüketicinin kendi sorunları için bireysel olarak danışmanlık alması gerektiğinin altını çizmek isteriz.

** Metin içerisinde yer alan açıklamaların tamamı bilgilendirme amaçlı olup, resmi tavsiye ve öneri niteliğinde kabul edilmemelidir. Uzman avukatlarımızdan ayrıntılı bilgi almak için www.aremhukuk.com internet sitesi üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.