Last Updated on 18 Mayıs 2020 by Yaşar Çelik
Havaların ısınmasıyla eski fotoğraflarımıza bakıp iç geçirmeye başladık. Oysaki hayalleri kurmuş, biletleri almış, rezervasyonları yapmıştık. Yeni yerler gezmeyi, denize girmeyi özledik tabi ama seyahat etmeyi de çok özledik.
1- Tatil Alışverişini ve Bavul Hazırlamayı
Kimileri için bir işkence olsa da bu süreç bence tatilin en keyifli anlarından birisi. Bavulunuzu son dakika hazırlayanlardan mısınız yoksa haftalar öncesinden aklınıza geldikçe küçük notlar alıp şuna da ihtiyacım var alışveriş listesine ekleyeyim diyenlerden mi?
Hatırlatma: Kabin bagajına koyabileceğiniz sıvıların 100 ml’yi geçmemesi gerekiyor.
2- Erkenden Uyanıp Yollara Düşmeyi
Saat 4’de uyandıysam bunun benim için genellikle tek bir anlamı olabilir; bir yere uçağım var. Yoksa o saatte kimse beni yollara düşüremez. Bir soru daha; peki, erkenden gidip kendinizi garantiye alanlardan mısınız yoksa son dakikacılardan mı?
3- Güvenlik Kontrollerini
Metal eşyalarınızı, kemerinizi, cep telefonunuzu hazırlayın ve bilgisayarınızı çantasından çıkarın. İlk seferde X-Ray’den geçmeyi başarabilenlerden misiniz yoksa hep bir yerlerde bir şeyleri unutanlardan mı?
4- Check-in Sırasını
Havalimanına girdikten sonra koşturma başlardı, hemen bir ekran bulup check-in masasını arayıp o kuyruğa girerdik. Fakat, Korona’dan sonra online check-in daha da yaygınlaşacağı kesin. Normalde sizin tercihiniz hangisiydi? Makinelerden mi, masadan mı, internetten mi?
Not: Eğer zaman kazanmaya ihtiyacınız varsa ekran bulma sürecini atlamak adına havalimanının internet sitesinden; kapınızı, rötar olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.
https://www.istairport.com/tr
5- Gümrük Heyecanını
Nedendir bilmem ama sanki yasa dışı bir durumum varmış gibi her gümrükten geçerken gerilirim. Bir size bir pasaporta bakmalar, “neden gidiyorsunuz?”, “nereye gidiyorsunuz?” soruları. Yeni biyometrik pasaportlarla bu durum tarih olacaksa da şu an o heyecanı dahi özledik. Bu arada siz de gümrükten geçerken gerilenlerden misiniz?
6- Duty Free’de Gezmeyi
Olmazsa olmazlardandır Dutty Free alışverişi; parfümler koklanacak, güneş gözlükleri denenecek ve özel tüketim vergisinin yüksek olduğu ürünler sınırlar kapsamında stoklanacak. “Geri dönerken bana da şunu alır mısın?” listesi kontrol edilir ve eksiğimiz kalmadıysa bir sonraki aşamaya geçebiliriz.
7- Kahvenizi Yudumlarken Telefonunuzu Şarj Etmeyi
Eğer ki “Lounge”a erişmenizi sağlayan bir üyeliğiniz varsa veya biletiniz bu hizmeti kapsıyorsa şanslısınız yoksa bir ücret karşılığında da bu hizmetin tadını çıkarabilirsiniz.
İstanbul Havalimanı 150’den fazla noktada yeme içme hizmeti vermeye hazırlanıyor. Duty Free gezerken bu çeşit çeşit restoran veya kafeden birisini de gözünüze kestirmiş olabilirsiniz. Siz hangisini tercih ediyorsunuz?
8- Kapıda Beklemeyi
Genelde seyahat öncesi tatilde okunacak kitabımı belirlemiş olurum ve yola çıkışla birlikte kitap da başlar. Havalimanlarında o yüzdendir kitap okuyan insanların genelde kitapların başında olması. Peki; siz kitap okumayı mı, müzik dinlemeyi mi, yanınızda ki insanlarla sohbet etmeyi mi, telefonunuzla vakit geçirmeyi mi tercih edenlerdensiniz?
9- Uçmayı
Masmavi gök yüzünde beyaz bulutların arasında olmak sizin için de özgürlüğün; okulu, işi, sorumlulukları geride bırakmanın işareti değil mi? Ayrıca, kalkışta ve inişte şehri izlemek de yolculuğun en keyifli anlarından birisi olmalı.
10- Bavulları Beklemeyi
Real Madrid’in Kolombiyalı orta saha oyuncusu James Rodriguez gibi siz de seyahat özleminizi gidermek için koşu bandı kullanacak noktaya gelmemişsinizdir umarım. Sahi, siz kabin bagajı ile mi seyahat edersiniz yoksa bantta dönen bavulları görmeden bu yolculuk tamamlanmamış oluyor diyenlerden mi?
Tüm bu sorulara verdiğimiz cevaplar birbirinden farklı olsa da hepimiz için aynı olan bir şey var: seyahat etmeyi çok özledik. En kısa zamanda yeniden havalimanlarında buluşabilmemiz dileğiyle.