Last Updated on 21 Ekim 2020 by Sahra Gülal
Keşan Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Yönetim Kurulu Üyesi ve İşçimen Hotel İşletmecisi Mustafa İşçimen, dünya üzerinde kendi kendini temizleyen üç denizden biri olan Saros Körfezi turizmi için çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşçimen, “Dünya harikası olan burayı turizm cenneti haline getirebiliriz. Bu nedenle Saros’u turizme bırakmalı büyüklerimiz”dedi.
70 yıllık hizmet serüvenlerini şimdilerde 3’üncü kuşağa kadar taşımanın gururunu taşıyan İşçimen ailesi, lezzet ve hizmet dünyasında; İşçimen Hotel, Balıkçızade, Meyzade, Ager olmak üzere dört kurumsal tescilli, Bage mutfağı olarak da askıda olan toplam beş adet markayı bünyesinde barındırıyor.
Hizmet ve konaklama sektöründeki köklü tecrübesini yeni tip coronavirus COVID-19 pandemisinde de konuşturan İşçimen markasını yakın kadraja aldık. Salgın sürecini, gelecek yatırımlarını, devam eden projeleri ve sektör görüşlerini öğrendiğimiz Keşan Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa İşçimen ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İşte detaylar:
1. Öncelikle sizden otel markalarınızla ilgili kısa bilgiler alabilir miyiz? Otelleriniz nasıl doğdu ve yıllar itibarıyla nasıl gelişti? Neden Keşan ve Bodrum?
Herkese Saros’tan selam ve saygılar. Öncelikle İşçimen ailesinin 70 yıllık hizmet serüvenini, 3. kuşaklara kadar taşıması; aile işletmeciliğinden kurumsal yapıya dönmesi ile taçlandığını belirtmek isterim. İşçimen ailesi olarak çok mutlu ve gururluyuz.
İşçimen Hotel: Turizm sektöründe otel işletmeciliği, hizmet, organizasyon gibi ilgili konularda 1974 yılından beri var olan Saros Körfezi’nin ilk turizm belgeli tesisimizdir.
Balıkçızade: 2006 yılında, 55 yıllık restoran kültürümüzü ve lezzetlerimizi daha geniş kitleler ile tanıştırmak adına kurulan yeni nesil restoranımızı bugünlerdeki tanınırlığına getirmek için hizmet kalitemizi, lezzet çeşitliliğimizi, yöresel ürünlerimiz ve tatlarımızı ön planda tutup marka haline getirdik.
Meyzade: Rumeli meyhane kültürünün yok olmaması, balkan geleneğini ve adabını yaşatmak adına sahiplenen bir marka olma amacıyla kurulduk.
Ager: Tüm bu üç markanın yönetim, pazarlama ve finans ağının kurumsal bir yapıda bulunması, korunması ve sürdürülebilmesi adına alınan ve ana şirketimizin de ismini taşıyan bu markayı hayata geçirdik.
ŞİMDİ BAYRAK ONLARDA!
İşte bu hizmet sevdası 1951 yılında babamız Hasan İşçimen’in, çorba salonu açmasıyla başlamış ardından bahçeli restaurant ve şehir lezzet lokantası ile devam etmiştir. 1966 yılında Erikli sahilinde Belediye Oberj’in açılması ile babamız bu otelin işletmeciliğini alarak 1972 yılına kadar burayı işletmiştir. Deniz tutkusu ve hizmet sevdası o dönemde Erikli sahiline yatırım yapmayı olgunlaştırmış 1973 yılında temelleri atılan “İşçimen Hotel” 1974 yılının Haziran ayında Saros Körfezi’nin ilk turizm belgeli tesisi olarak faaliyete geçmiştir. Yıllar içerisinde “Hizmete sunulan imza” sloganıyla hareket eden işletme anlayışı nedeniyle birçok tadilat ve günün konjoktürüne uygun hale getirilmiş ve son olarak 2019 yılında İşçimen ailesinin 3. kuşak jenerasyonunun yönetimine bırakılmıştır. Şimdi bayrak onlarda. 70. yılımızı kutlarken bunu yaşamak çoğu aile işletmesine nasip olmamaktadır.
“SAROS KÖRFEZİ’NİN TURİZMDEN DAHA FAZLA PAY ALMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Biz 2. kuşak ise turizm sektöründeki gelişmeleri daha iyi analiz etmek ve turizmdeki pastadan daha iyi yararlanmak, yeni ufuklar açmak için Bodrum planımızı uygulamaya başladık. Bodrum’da ikinci yılımız. Burada otel işletmeciliği yaparak bölgenin analizini iyi etüt etmek, turizmdeki yeni trendleri takip edip bölgemiz Saros’un turizm gelişiminde nasıl bir rol üstleneceğimizi programlamak istiyoruz. Çok emek verdiğimiz ve bizim için maneviyatı büyük olan Saros Körfezi’nin turizm geleceğine ışık tutmak ve turizmden daha fazla katma değer sağlamak adına tüm aile bireylerimiz yoğun bir şekilde çalışıyor.
“PANDEMİ SÜRECİNDE YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDECEK”
2. Birçok marka COVID-19 sürecini, geleceğe yönelik yatırımlar açısından değerlendirdi. Bu nedenle ufukta yeni yatırım planları var mı? Varsa bunlar neler olacak?
Tabi ki! Olmaz mı… Turizm ile bütünleşmişseniz ve hizmet aşkınız her geçen gün artıyorsa yatırım olmazsa olmazımızdır. Ailemizin bölgedeki görünümü; yatırımcı, yenilikçi ve her zaman bölgeye katma değerini ön planda tutan anlayışa sahip bir ailedir. COVID-19 sürecinin daha süreceğini göz önüne alarak turizm ve gıda konusundaki yatırımlarımız devam edecek. Özellikle yeni bir mutfak akımı 2021 yaz döneminde Türk damaklarında olacak.
“COVID-19 SÜRECİNDE BİZİM İÇİN ÇOK OLUMLU BİR DEĞİŞİM GERÇEKLEŞTİ”
3. COVID-19 sürecini nasıl geçirdiniz? Bu süreçte misafir sayınızda ve/veya portföyünüzde ne gibi değişiklikler oldu?
Bu pandemi süreci tüm dünyada olduğu gibi bizlerde de araştırma, yeni sisteme uyum, hijyen konusunda bilgilenme ve uygulama ile geçti. İster istemez misafir sayımızda düşüş yaşamış olsak da misafir portföyümüzde bizim için çok olumlu bir değişim gerçekleşti. Özellikle otelimiz bu dönemde tadilatta olmasından dolayı bizlerde tadilatımız boyunca revizeler yaparak bundan sonraki sürece göre hazırlıklarımızı tamamladık. Güven, huzur ve sağlıklı bir ortam arayan misafirlerimizin taleplerinin yoğunlaştığını müjdeleyebilirim.
“CORONA TEDBİRLERİNİ ÜST DÜZEYE ÇIKARDIK”
4. COVID-19 sonrası ve normalleşme süreci için otellerinizde hangi önlemleri aldınız? Sosyal mesafe ve hijyen kuralları için farklı önlem ve uygulamalarınız var mı? Gelecekte bu anlamda nasıl bir turizm politikasını hedeflemeliyiz?
COVID-19 sonrası ve normalleşme sürecinde yenilenen otelimizde;
– Acil müdahele odası
– Solunum cihazları ve diğer ekipmanlar
– Dezenfektan üniteleri (her birime olmak kaydı ile)
– Dezenfektan makinesi ile her ortak alanın sürekli dezenfekte edilmesi
– Sosyal mesafe kurallarının plaj, restoran ve diğer ortak alanlarda sıkı uygulanması
– Maske ve eldiven ile hizmet verilmesi, gerektiğinde misafirlere tedarik edilmesi
– Her odanın 11:00 check-out yapılıp saat 14:00 check-in saatine kadar temizlik, hijyen ve dezenfekte konusunda bilgilendirme yapılması
– Kullanım suyunun sürekli genelgeler dahilinde klorlanması
– Misafir ve personel günlük ateş ölçüm raporları hazırlanması
– Genel WC’lerde el temasını ortadan kaldıracak aparatların kullanılması
– En yakın sağlık kurumları ile iletişim gibi önlemler alındı.
Tabii ki bu hijyen ve sağlık kurallarının büyük kısmı zaten olması gereken unsurlar idi. Bundan sonraki turizm politikasında da devamının süreceğini düşünmekteyiz.
“PERSONELİMİZE HEM GÖRSEL HEM UYGULAMALI EĞİTİM VERDİK”
5. COVID-19 sonrasındaki dönem için personelinizi nasıl hazırladınız? Hangi eğitimleri verdiniz? Bu alanda izlediğiniz yöntem ve attığınız adımlar neler oldu?
Bu dönemde personelimize hijyen, sosyal mesafe kurallarının nasıl uygulanması gerektiği ve misafir ile ilk temas konusunda bilgilendirme eğitimleri verildi. Gerek görsel gerek uygulamalı eğitimler olarak içeriği genişletildi. Herhangi bir problem anında operasyonel bir takım oluşturuldu.
“SAROS KÖRFEZİ’NİN TURİZMDE ELDE ETTİĞİ KATMA DEĞERDE DERNEĞİMİZİN PAYI BÜYÜKTÜR”
6. Saros Körfezi Turizm Otelciler ve Yatırımcılar Derneği olarak bölge turizmi için gerçekleştirdiğiniz/gerçekleştireceğiniz faaliyetleriniz neler? Yapılması gerekenler neler olmalı?
2008 yılında dernek kurulduğunda rekabet ortamını, birlik ortamına çevirdik. Tüm işletmeler ortak hizmet politikası çerçevesinde birleşti. Kategoriler oluşturularak gelen misafirlerin ekonomik şartlarına göre konaklayabilmeleri sağlandı. Kontrol mekanizmasını kendi içimizde oluşturduk. Saros Yapay Resif projesinde ve yurt dışı birkaç projede turizm konusunda partner olduk. Bölgemize diğer turizm bölgelerinin iyi yanlarını taşımaya ve eksik yanlarımızı düzeltmeye çalıştık. Erikli’de Turizm Information bürosu açarak bölge turizminin tanıtım ve yerleşim planlamasını yaptık. 2008 yılından 2017 yılına kadar 9 yıl boyunca EMITT uluslararası turizm fuarında stand alarak bölge turizm tanıtımına katkı verdik. Bugün Saros Körfezi’nin turizm ekonomisindeki katma değerinde derneğimizin payı büyüktür.
TRAKYA’NIN BODRUMU SAROS, KONTROLLÜ BİR SEZON GEÇİRECEK
7. Turizm sektörü 2019’da kazandığı başarılı ivmeyle birlikte 2020 yılına beklentisi yüksek bir şekilde ve daha yüksek hedeflerle girmişti. Ancak yaşanan pandemi nedeniyle sektör büyük bir vurgun yaşadı. Siz bu gelişmeleri sektörün geleceği açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turizm endüstrisi pandemi döneminden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Özellikle izole tatil döneminin daha ağırlık kazandığı bu dönemde ev pansiyonculuğu daha ön plana çıktı. 2019 sezonunda altın yazını yaşayan Saros; 2020 yılında biraz daha kontrollü ve azalan ivmeli bir turizm yaşayacak. Lakin İstanbul gibi bir metropole yakınlık ve arka bahçesi olan Trakya’nın Bodrum’u konumundaki bölgeye Ekim sonuna kadar talebin oluşacağı, yakın bölge kavramının misafirlerde daha ön plana çıkacağı görüşündeyim. Ancak bazı asparagas haberler (örneğin: Show TV’nin yapmış olduğu haberin tamamen düzmece olması) Saros körfezine olan talebin Ege ve Akdeniz’deki turizm sektörünü ürkütmesinin sonucudur. Bu nedenle Show TV hakkında Hukuki ortamdaki tüm haklarımızı dernek adına da kullanma düşüncemiz var.
BU YIL KAYIP BİR YIL OLACAK 2021 İSE…
8. Son 6 aylık döneme ve 2021 yılına dair görüş ve öngörüleriniz nelerdir?
İlk 6 ay turizm sektörünün tahminimce bir daha yaşamak istemediği; belirsizlik, umutsuzluk, rezervasyon iadesi, rezervasyon iptalleri ve de işletmeleri açıp açmama kararsızlığı gibi kavramlar ile doluydu. Ekonomik desteğin genelde olmadığı sektör ayakta kalmanın hesaplarını yaptı. Vaat edilen çoğu desteğin olmaması ya da desteğe ulaşmada çıkarılan engeller sektörü umutsuzluğa itti. İşletme maliyetlerinin günün şartlarında olağan yüzde 40 artmasının yanında, genel maliyetlere yüzde 25 gibi COVID–19 süreci sağlıklı hizmet uygulama maliyetinin eklenmesi; pazarlama konusunda işletmelerin rakamlarının yükselmesine ve rekabet edebilirliğini çok etkiledi. Bu yıl kayıp bir yıl olacak gibi duruyor. Yurt dışı rezervasyonlarının hemen hemen tamamı iptal yaşıyor. AB tüm üyelerine sınırlar içerisinde kalınması şartı ile tatil izni verdi. Bunun ileri ki dönemde değişeceğini umuyoruz. Bu nedenledir ki bacasız sanayi olarak nitelendirdiğimiz ve ülke ekonomisine 60-70 milyar dolar gibi bir katkı beklentisinde olduğumuz sektörümüzde 2021 yılı acil uygulama planlaması yapılmalıdır. İşletmelere gerçekten verilecek optimal destekler işletmelerin daha iyi ve daha makul fiyatlarla pazara çıkmasına sebep olacak. Öteleme, kredi ile destekleme bunlar işletmeleri tekrar sıkıntılı günlere sokacak. 2021 yılı için acil turizm planı yapılmalı.
“YILMAYIN VE DAHA DİKKATLİ OLUN” ÇAĞRISI
9. Sektör paydaşlarınıza, iş ortaklarınıza COVID-19 sonrasındaki süreç için iletmek istediğiniz mesajınız nedir?
Tabii ki herkes elinden geldiğince kurallara uymaya gayret gösteriyor. Yılmamak lazım. Operasyonel adımlar atılmalı. Bazı girdi maliyetleri düşürülerek, bu dönemi daha dikkatli atlatmalılar. Misafir ilişkileri bu dönemde her zamankinde daha önemli bir konu olarak konaklama sektörünün önceliği olacak.
“BÜYÜKLERİMİZ SAROS’U TURİZME BIRAKMALI!”
10. Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Dünyada kendi kendini yenileyebilen “Saros Körfezi” bir dünya harikasıdır. Burayı turizm cenneti haline getirebiliriz. Atılacak yanlış adımlar ve yatırımlar Trakya’nın incisi Saros körfezinin sonu demektir. Burada doğduk, burada büyüdük, burada iş yapıyoruz. Bizden sonraki kuşaklarda burada olacak. Boşuna “Saros Yapay Resif Projesi“ yapılmadı. Doğayı ve su altı faunasını korumak, turizm çeşitliliğini arttırmak ve gelecek nesle iyi, güzel ve doğal bir Saros bırakmak içindi. Bu nedenle Saros’u turizme bırakmalı büyüklerimiz.