Last Updated on 25 Temmuz 2020 by Yaşar Çelik
Gastronomi biliminin ve gastronomi turizminin hızlı gelişimi ile ulusların birbiri arasındaki kültürel alışverişi de hız kazanmıştır. Kültürel alışverişin bu şekilde hız kazanması ortaya ülkelerin kendine ait olan mutfak kültürünü markalaştırma ihtiyacı duymasına sebep olmuştur. Markalaştırma sürecinde ülkeler mutfak kültüründe değer taşıyan yiyecek ve içeceklerini kendi ülkesine ait bir imge haline getirerek bunu yerel bir ürünü olarak kullanmaya başlamıştır. Bu sayede başka ulusları etkileyerek kendi mutfak pazarlamasını yapabilmekte ve diğer mutfak ile arasında köprü kurabilme şansı yakalamıştır (Bucak ve Yiğit, 2019). Bu da zaman içerinde gastrodiplomasi kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Gastrodiplomasi kavramını ilk kez kullanan Paul Rockower, kavramı “kalplere ve zihinlere insanların mideleri aracılığıyla ulaşma yöntemi” olarak tanımlamıştır (Türker, 2018). Yiyeceklerin ile kültürel bir alışveriş yapılması temellerine dayanan gastrodiplomasi kavramı toplumların kamu diplomasisi ile mutfak diplomasisi yaratmasını sağlamaktadır.
Aralarında kuvvetli bir bağa sahip olan “ekonomi” ve “politika”, bir devletin gücü bakımından önemli rol oynayan etmenlerden ikisidir. Bu etmenler uluslararası ilişkilerde de belirleyici bir rol üstlenmektedir (Aydemir ve Bal, 2018: 73). Öyle ki, devletlerin yabancı kitleleri bilgilendirmeleri, pozitif bir biçimde etkilemeleri ve harekete geçirmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, bilinen klasik diplomasinin ötesinde, koşullar ve çıkarlar kamu diplomasisine mecbur bırakabilmektedir. Kamu diplomasisi, “gönüllere hitap etme becerisi” veya “yumuşak güç” olarak nitelendirilmektedir (Kocabıyık, 2019: 164-165). Küresel çapta siyasi ve ekonomik gücü artırmak amacıyla yumuşak bir güç aracı olarak turizmden de yararlanılmaktadır (Gür, 2014: 1).
Diplomasinin birçok alt dalı bulunmaktadır. Bunlardan biri de kültür diplomasisiyle bağlantılı olan kültürel etkileşimin yaşandığı turizm diplomasisidir. Bu kavram, devletlerin yabancı ülkelerdeki kitlelere erişebilmesinde ve kitleler arası daha kolay iletişimin gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayan iletişim tarzı olarak değerlendirilmektedir (Sancar, 2017: 90). Turizm diplomasisi “diplomatik turizm” ve “turistik diplomasi” olmak üzere iki ayrı yönü içermektedir. Diplomatik turizm, uluslararası düzeyde siyasi ve ekonomik bakımdan maksimum düzeyde fayda elde edebilmek amaçlı turizm faaliyetlerinden yararlanılması olarak açıklanmaktadır. Turistik diplomasi ise, turizmi geliştirme noktasında diplomatik faaliyetlerin kullanılması olarak ifade edilmektedir (www.tasam.org).
Peki, “turizm” ve “diplomasi” konularının bir arada işlenişinin önemi nedir?
- Turizm, kültürel paylaşımları destekleyen ve farklı toplulukların/grupların birbirleriyle yakınlaşmasına imkan sağlayan bir sektördür. Bununla birlikte çeşitli kültürleri öğrenmeye duyulan ilgi ve istek giderek yükseliş göstermekte ve bu beklentiye yanıt verebilmek önem kazanmaktadır (www.tasam.org).
- Nüfusu fazla olan ülkeler seyahat noktaları açısından kendi vatandaşlarını yönlendirebilmektedir. Bu durum, turist kabul eden ülkeler için ekonomik anlamda katkı sağlamaktadır (www.tasam.org).
- Ülkenin sahip olduğu değerleri daha iyi tanıtabilme ve daha yüksek katma değer sağlayacak bir marka imajı oluşturma hususlarında fırsatlar sunmaktadır (www.tasam.org; Sancar, 2017).
Kritik bir öneme sahip olan “turizm ve diplomasi” konusuna zaman içerisinde farklı açılardan yaklaşılmıştır ve bu durum yeni yeni kavramların türemesine yol açmıştır. Bu kavramlardan biri de gastrodiplomasidir.
Gastrodiplomasinin ortaya çıkmasıyla sadece yemek masasında olan yiyecek ve içecekler buradan ayrılıp diplomasinin de baş köşesine oturmuştur. Türk mutfağının önde gelen yiyecekleri ve içecekleri olan Türk kahvesi, kebap, Türk mezeleri, baklava gibi ürünler diplomasinin ürünleri haline gelmiştir. 2000 yılların başlarında ortaya çıkan gastrodiplomasi kavramı Tayland’ın “ Tayland: Dünya Mutfağı” isimli kampanyası ile gastrodiplomasinin ilk ürünleri ortaya çıkarmıştır. Günümüzde ise Güney Asya’dan Amerika’ya , Avrupa’dan Afrika’ya kadar birçok ülkenin kendine ait mutfak diplomasi stratejisi bulunmaktadır (www.milliyet.com).
GASTRODİPLOMASİ
Son yıllarda gastronomi kavramı giderek önem kazanmaya başlamıştır. Gastronominin gelişimi ile yeni tatlar keşfetme, kültürlerarası etkileşim ve ülkelerin birbirinin mutfağını tanımaya çalışması gibi faaliyetler ortaya çıkmıştır. Bu sayede birçok etnik mutfağı farklı ülkelerde bulabilmek ve böylece farklı ülkelerin kültürlerarası etkileşimini sağlamak daha kolay hale gelmiştir (Türker, 2018).
Tarih süreci içerisinde ulusların mutfak kültürleri, farklı sebepler ile çeşitli değişimlere uğramıştır. Bu değişimlerin başında Fransız Devriminden dolayı dünya genelini etkileyen milliyetçilik akımları gelmektedir. Ortaya çıkan milliyetçilik akımları ile ulusların mutfak kültürleri de bu süreçten etkilenmiştir. Ulusal mutfak kültürü Fransız Devrimi’nin ardından yeni oluşum süreci içerisine girmiştir. Yemeklerin isimleri, yapılan pişirme teknikleri, mutfak araç ve gereçlerinin isimlerinde geçmiş dönemlere göndermeler yapılarak ulusların ve mutfakların arasında bir köprü kurulmuştur. Bu da zaman içerinde gastrodiplomasini kavramının ortaya çıkışında etkili olmuştur (Bucak ve Yiğit, 2019).
Peru, Güney Kore, Tayland gibi ülkelerin gerçekleştirmiş olduğu mutfak kültürüne yönelik diplomasi stratejileri ve projeleri ile gastrodiplomasi kavramına ilgili duyulmaya başlanmıştır. Gastrodiplomasi kavramı ilk olarak Economist dergisinde 2002 yılında yayınlanan bir makalede ortaya çıkmıştır. Tayland’ın “Global Thai” ismini verdiği ve kamu diplomasi kampanyasını anlatan bu yazının yazarı bilinmemektedir. 2012 yılında ise Chapple-Sokol bir makalesinde” mutfak kültürünü anlatmış ve kültürlerarası etkileşim ve iş birliği geliştirmede yemeği bir enstrüman olarak kullanıp yemek kültürünü tanıtma olarak tanımlamıştır (Soner, 2020).
DÜNYADAKİ BAZI GASTRODİPLOMASİ STRATEJİ ÖRNEKLERİ
PERU, 2006 yılında ortaya çıkardığı “Dünya İçin Peru Mutfağı” projesi ile Peru mutfak kültürünü dünya genelinde tanıtmak için ve bir marka haline gelmesi için büyük çaba göstermiştir. Proje kapsamında yemek etkinlikleri, mutfak kitapları, yiyecek ve içecek üreticileri, şefler gibi mutfak kültürü tanıtımında etkili olabilecek birçok ortaklık geliştirerek maddi destekler sağlamıştır. Bu sayede Peru turizmi önemli bir gelişim sağlamıştır. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre Peru’ya seyahat eden turistlerin yaklaşık olarak %40’ı gastronomi turizmi için seyahat etmiştir. Ve Peru gastronomi turizminde yılda 700 milyon dolarlık gelir sağlamaya başlamıştır (Türker, 2018).
TAYVAN, 2010 yılında başladığı strateji ile “Dim Sum Diplomasisi ve “Hepsi İyi Tatta: Tayvan Lezzetlerinin Tadını Çıkarın” kampanyası ile Tayvan mutfağına ait yemeklerin tanıtılması için çaba harcamıştır. Tayvan devleti hem kendi ülkesinde hem de diğer ülkelerde Tayvan mutfak kültürüne sahip 3500 tane restoranın açılmasını sağlamıştır. Ayrıca yerel şeflerinin uluslararası yarışmalara katılarak yurt dışında Tayvan yemeklerini ön plana çıkarmaya çaba göstermiştir. Tayvan hükümeti kendi mutfak kültürünü tanıtabilecek yiyecek ve içecek işletmelerini danışmanlık hizmeti verecek Tayvan Yemek Vakfını kurmuştur. Tayvan devleti tüm bu faaliyetlerinde mutfak kültürlerinin küresel alanda tanıtılması için gastrodiplomasi projelerine 34.2 milyon dolar harcamıştır (Rockower, 2010, 2012).
KORE, ABD’nin Los Angeles eyaletinde yaşayan Koreliler bir gastrodiplomasi organizasyonu geliştirerek Meksika ve Kore mutfağını birleştirip bir füzyon mutfak ürünü olan Kore takosunu ortaya çıkarmışlardır. Kore takosu zaman içerinde ABD’nin birçok eyaletine yayılmıştır (Rockower, 2012).
Gastrodiplomasi projelerinin yakaladığı başarılardan da anlaşılacağı üzere bu tür etkinlikler kamuoyunu etkileyen ve bir ülke ile ilgili algıları değiştiren dinamik etkinliklerdir (Türker, 2018).
Yazarlar
Ebru Avcı
Tourism Management Master Degree Student
Kocaeli Unıversty
Zihni Bilir
Tourism Management Master Degree Student
Necmettin Erbakan Unıversty
Kaynakça
Gür, Nurullah (2014). Yeni Türkiye’nin Yumuşak Güç Unsuru: Turizm. SETA Perspektif, 58: 1-5.
Kocabıyık, Hasan (2019). Değişen Diplomasi Anlayışı, Kamu Diplomasisi ve Türkiye. Avrasya Etüdleri, 55(1): 163-196.
Aydemir, Burhan ve Bal, Kürşat (2018). Bir Dış Politika Aracı Olarak Turizm: Gana Örneği, Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 2(1), 71-84.
Sancar, Gaye Aslı (2017). Turizm Diplomasisi Kapsamında Yer Markalama: Turkey Home Kampanya Analizi. Selçuk İletişim, 9(4): 89-108.
https://tasam.org/Files/Etkinlik/File/VizyonBelgesi/SGPK_TURD_Turizm_TR_pdf_261e9fe5-897c-4b36-9b2a-2479657dd1d4.pdf
Rockower, P. S. (2010). The Gastro-diplomacy Cookbook. The Huffington Post. http://www.huffingtonpost.com/paul-rockower/the-gastrodiplomacy-cookb_b_716555.html. Erişim Tarihi: 12.01.2018. Rockower, P. S. (2012). Recipes for Gastrodiplomacy. Place Branding and Public Diplomacy 8 (3): 235-46.
Türker, N. (2018). Gastrodiplomasi Türk Mutfağının Tanıtımında Bir Araç Olabilir Mi?, Güncel Turizm Araştırmaları Dergisi, 2(1), 14-29.
Bucak, T. ve Yiğit, S. (2019). Gastromilliyetçilik Ve Gastrodiplomasi Kavramları Üzerine Bir Değerlendirme, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayına Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21(4), 1305-1320.
https://www.milliyet.com.tr/gundem/simdi-yeni-trend-gastro-diplomasi-2867706
Soner, F. (2020). Uluslararası halkla ilişkiler çerçevesinde oluşturulan gastrodiplomasi modeli: Türkiye incelemesi ve öneriler / The gastrodiplomacy model defined within the scope of internatıonal public relations: the case assessment of Turkey and recommendations (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul.